Coşkun BAŞBUĞ – 25 Nisan 2024
Ve Almanya Cumhurbaşkanı Şansölye Steinmeier Türkiye’ye teşrif ettiler.
Yedi yıldır Almanya Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Steinmeier ilk kez Türkiye’ye geldi.
Meraklı gözler hemen askıdaki sorunlara döndü.
Bu ziyaretten bir şey çıkar mı?
Eurofighter konusunda Türkiye’ye taş koyan Almanya bu konuda sürecin önünü açar mı?
AB konusunda olumlu bir mesaj gelir mi?
Vize konusunda bir gelişme olur mu?
Gazze konusunda bir mesafe kat edilir mi?
Bu Ziyaretten Bir Şey Çıkar Mı?
Esas sorulması gereken soru buydu.
Ama biz bu soruyu sormak yerine geziye anlam yüklemeyi tercih ettik ve buradan bir mesaj çıkar zannettik
Oysaki Almanya’nın böyle bir niyeti yoktu.
Soranlara söyledim, buradan bir numara çıkmaz boşa heveslenmeyin dedim ve öyle de oldu.
Hal böyle olunca da akıllara şu soru geldi.
Neden bu ziyaret?
Öyle ya koca Steinmeier sırf İmamoğlu’nu görmek için Türkiye’ye gelecek hali yoktu yaa…
Ne biliyorsunuz, belki de onun için geldi.
Konu şeytanla aşık atan küresel çete olunca her ihtimali aklınıza getirmelisiniz.
Oysa Almanya geçmiş tarihine baksa, aklı selim düşünse Türkiye ile öylesine olumlu adımlar atar ki…
Türk-Alman Tarihi…
Türkiye ile Almanya aralarındaki devlet ilişkileri köklü geçmişe dayanan iki orta büyüklükte devlet.
Üstelik bu derin tarihin çoğu dostluk ilişkileri ile dolu.
İki ülke arasındaki ilk resmi ilişkiler, Osmanlı ile Prusya arasında başladı.
Osmanlı İmparatorluğu ile Prusya Krallığı arasında 1761’de dostluk ve ticaret anlaşması imzalandı.
Sonrasında Berlin’e ilk Osmanlı Büyükelçisi atandı.
İki ülke arasında ilişkiler, II. Mahmud ve II. Abdülhamid dönemlerinde askeri iş birliğinin artmasıyla daha da gelişti.
Birinci Dünya Savaşı sırasında aynı ittifak içerisinde yer aldık. Bu durum iki ülke ilişkilerinde önemli yol kat edilmesini sağladı.
İlişkiler sadece askeri alanda sınırlı kalmadı.
İstanbul-Bağdat demiryolunun yapımı Almanlara verildi ve bu durum ekonomik bağları da güçlendirdi.
Hitler döneminde Almanya’yı terk eden Alman akademisyen ve mühendislere kucak açan ülke yine Türkiye oldu.
Zulümden kaçan bu aydınların ülkemiz üniversitelerinin yeniden örgütlenmesinde, sanayi tesisleri ve şirketlerin kurulmasında önemli görevler üstlendiler.
Bizde bu desteğe cevabı 1961 yılından itibaren Almanya’ya başlayan Türk göçü ile verdik.
Türkiye ile Almanya arasında imzalanan İşgücü Anlaşması sonucu yaşanan bu göç Türk-Alman ilişkilerinin daha da perçinlenmesini sağladı.
Peki, Bugün…
Bugün gelinen noktaya baktığınızda o günlerden uzaklaşıldığını görüyorsunuz.
Son yıllarda AB üyeliği, terör, savunma sanayi ambargoları, sözde Ermeni soykırımı, Almanya’da yaşayan Türklere karşı yapılan ırkçı saldırılar, Filistin gibi kritik konularda takındığı tavırla Türkiye’yi doğrudan karşısına alan Almanya bu siyasi tablonun mimarı.
Oysa Türkiye’nin 2022 yılında gerçekleşen 254 milyar dolar yıllık ihracat miktarında en önemli pay Almanya’nın.
TÜİK verilerine göre 2022 yılında Türkiye’nin Almanya’ya ihracatı 21,1 milyar dolar olurken ithalatı ise 24,3 milyar dolar oldu.
Almanya, Türkiye’nin birinci ticaret ortağı iken Türkiye, Almanya’nın en büyük 17. ticaret ortağı. Türkiye tüm ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu Almanya’ya yapıyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi 45 milyar doları aşmış durumda.
Erdoğan görüşme sonrası yaptığı açıklamada hedefin bu rakamı 50 milyar dolara çıkarmak olduğunu söyledi.
Almanya ile ticarette bu hedef hacim yakalanabilir ama diğer konularda bir gelişme sağlanır mı derseniz ben o hedefe daha çok uzak olduğumuzu söyleyebilirim.
Steinmeier’in döner bıçağını tutuşuna bakarsanız öyle görünüyor ki Almanya’nın bu konuda alması gereken daha çok yolu var…