oğuzhan uygun 12

Oğuzhan UYGUN – Big. Mak. Tek/Savunma Sanayi Analisti – 14 Nisan 2025

 

RCS, Radar Kesiti anlamına gelir veya daha basit bir ifadeyle bir uçağın radar imzasının ne kadar büyük olduğunu belirtir.

RCS, uçağın boyutunu küçültmekle başlayarak birçok şekilde azaltılabilir. Uçak ne kadar küçükse, geri yansıttığı radyasyon da o kadar az olur. Ancak, bu her zaman mümkün değildir, bu yüzden batılı tasarım büroları bir uçağın RCS’sini azaltmak için birçok yeni teknoloji ve bilgi türünü dahil etmiştir.

a rcs

Radar emici boya ve özel geometri gibi yenilikler, bir uçağın radar boyasına yansıttığı radyasyon miktarını önemli ölçüde azaltarak onu gizlemeye yardımcı olur. Kuyruk kanatlarını çıkarmak da RCS’yi azaltmaya yardımcı olur. Hayalet uçakların bir diğer ortak özelliği,  uçağın RCS’sini azaltan ve RCS’yi artıran dahili silah bölmeleridir.

Uçakların radar görünürlüğü, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir ve bu görünürlük, uçakların radar kesit alanı (RCS, Radar Cross Section) olarak adlandırılan bir özellik ile ölçülür. Radar görünürlüğü, bir uçağın radar sistemleri tarafından ne kadar kolay tespit edilebileceğini belirler. RCS, uçakların radar sinyallerini yansıtma kapasitesini ölçer ve genellikle dBsm (desibel metrekare) cinsinden ifade edilir. Bu görünürlük, uçağın tasarımına, kullanılan malzemelere (RAM) ve teknolojiye göre farklılık gösterir.

RCS kavramına uçağın bütün yüzeyleri etki eder ancak her bir yüzeyin RCS kavramındaki payı farklıdır. Örneğin uçakların kanat altında taşınan bomba veya yakıt tankları  sanılanın aksine uçağın RCS değerini hayati ölçüde etkilemezler. Çünkü kanat altlarında taşınan mühimmatlarda esasen silindirik ve dairesel bir tasarıma sahiptir. Kanat altında taşınan mühimmat ve yakıt depolarında daha farklı durumlar söz konusudur ancak genel olarak belirtildiği üzere buralarda taşınan mühimmat veya deponun uçağın karşı tarafa olan görünürlüğünde uçağın özellikle dikey yüzeylerine göre çok düşük bir etkisi vardır. Bu etki çoğunlukla özellikle mühimmat ve deponun uçaktan uçuş sırasında güvenli ayrılması için ihmal edilir. Ancak mühimmatların gövde içerisine alınması yine sanılanın aksine uçağın radara görünmesindense uçağın performansına yönelik yapılmış bir uygulamadır.

b

Radar Görünürlüğünü Etkileyen Faktörler

 Uçağın Şekli ve Tasarımı

– Uçakların radar görünürlüğü, tasarımlarına bağlıdır. Örneğin, Stealth (gizlilik) tasarımı, radar sinyallerini saptırmak amacıyla özel şekiller ve yüzeyler kullanır. Bu tür uçaklar, radar sistemleri tarafından tespit edilme olasılığı düşük olan uçaklar olarak bilinir.

Malzeme ve Yüzey Kaplamaları

– Radar emici malzemeler (RAM), uçakların radar kesit alanını küçültmek için kullanılır. Stealth uçakları, radar sinyallerini soğuracak veya yayacak şekilde tasarlanmış özel kaplamalarla donatılır.

Uçağın Boyutu ve Yüksekliği

Uçakların boyutu, radar sinyalinin ne kadarını yansıttığını etkiler. Daha büyük uçaklar genellikle daha büyük RCS’ye sahipken, küçük uçaklar daha düşük radar görünürlüğüne sahiptir.

c

Yüksek Frekanslı Radarlar

– Daha yüksek frekanslarda çalışan radarlar, daha küçük hedefleri tespit etme konusunda daha etkilidir, bu da küçük uçakların radar görünürlüğünü artırabilir.

Havada Uçuş Durumu

– Uçağın yüksekliği ve uçuş açısı da radar görünürlüğünü etkileyebilir. Düşük irtifalarda uçan uçaklar, yeryüzü tarafından yansıyan radar sinyalleri ile daha kolay tespit edilebilir.

-F-22 Raptor: 0.0001 m² (çok düşük radar kesit alanı, stealth teknolojisi kullanılıyor)

– F-35 Lightning II: 0.001 m² (stealth teknolojisi, düşük RCS)

– F-16 Fighting Falcon: 1 m² (gelişmiş aerodinamik tasarım, ancak stealth özellikleri yok)

– B-2 Spirit (Stealth Bomba Uçağı): 0.1 m² (düşük RCS, stealth özellikleri)

– B-52 Stratofortress: 100 m² (yüksek RCS, eski model büyük uçak)

– MQ-9 Reaper İHA: 0.05 m² (küçük boyutlu İHA, radar görünürlüğü düşük)

KAAN ve F-35 radar kesit alanı kıyaslaması

KAAN (MMU) ve F-35 (Lockheed Martin üretimi) arasında radar kesit alanı (RCS – Radar Cross Section) açısından kesin bir kıyaslama yapmak, açık kaynaklı verilerin sınırlılığı nedeniyle zor. Verilen değerler tahmini değerlerdir resmi açıklamaya dayalı değildir.

F-35 Radar Kesit Alanı:

F-35, düşük görünürlük (stealth) için optimize edilmiş bir 5. nesil savaş uçağıdır. Tasarımı, radar dalgalarını emen malzemeler (RAM – Radar Absorbing Material), gövde şeklinin dikkatli bir şekilde hizalanması ve motor emisyonlarının maskelenmesi gibi özelliklerle RCS’yi en aza indirir. Açık kaynaklarda, F-35’in RCS’sinin yaklaşık 0.005 m² civarında olduğu belirtiliyor, bu da bir golf topu büyüklüğüne yakın bir radar izi anlamına gelir. Bu değer, uçağın açısına ve konfigürasyonuna bağlı olarak hafif değişiklikler gösterebilir. F-35’in gizliliği, özellikle X-bandı radarlarına karşı yüksek etkinlik sağlar, ancak düşük frekanslı radarlar (örneğin L-bandı) karşısında bu avantaj bir miktar azalabilir.

d

KAAN Radar Kesit Alanı:

KAAN da 5. nesil bir uçak olarak düşük görünürlük hedefiyle tasarlanıyor, ancak henüz geliştirme aşamasında olduğu için nihai RCS değeri hakkında kesin veriler bulunmuyor. TUSAŞ, KAAN için özel radar emici kaplamalar ve aerodinamik tasarım optimizasyonları üzerinde çalıştığını belirtiyor. Bazı resmi olmayan kaynaklar, KAAN’ın RCS’sinin F-35’ten biraz daha yüksek olabileceğini, örneğin bir “futbol topu” büyüklüğünde (yaklaşık 0.1-0.3 m²) olabileceğini öne sürüyor. Bunun nedeni, KAAN’ın çift motorlu tasarımı ve daha büyük gövdesinin radar yansımasını artırabileceği düşüncesi. Ancak, KAAN’ın nihai RCS’si, prototip testleri tamamlanıp seri üretim konfigürasyonu netleştikçe daha iyi anlaşılacak. Ayrıca, KAAN’ın termal izinin F-35’e kıyasla daha düşük olabileceği belirtiliyor (F110 motorlarının yaklaşık 1510°C’lik türbin içi ısısına karşı F-35’in F135 motorunun 1982°C civarında olduğu söyleniyor), bu da kızılötesi tespit açısından avantaj sağlayabilir.

İlginizi çekebilir!  Oğuzhan Uygun Times of Defence Ailesine Katıldı

Karşılaştırma :

F-35’in Avantajları: F-35, yıllardır operasyonel olan ve gizlilik teknolojisi konusunda kanıtlanmış bir uçak. RCS’si, mevcut 5. nesil uçaklar arasında en düşüklerden biri olarak kabul ediliyor. Ayrıca, sensör füzyonu ve ağ merkezli harp kabiliyetleriyle gizliliğini taktik avantajlarla destekliyor.

KAAN’ın Potansiyeli: KAAN, F-35 kadar düşük bir RCS’ye ulaşamayabilir, ancak geliştirme sürecinde modern radar emici malzemeler ve tasarım teknikleriyle bu farkı azaltmayı hedefliyor. Çift motorlu yapısı, daha fazla itki ve taşıma kapasitesi sağlarken, gizlilik açısından optimize edilmesi gereken bir unsur. KAAN’ın AESA radarı ve yerli mühimmat entegrasyonu gibi özellikleri, RCS farkını dengeleyebilecek taktik avantajlar sunabilir.

KAAN’ın RCS’si hakkında kesin veriler henüz kamuoyuyla paylaşılmadı. F-35’in RCS’si de açık kaynaklarda yaklaşık değerlerle ifade ediliyor. Bu nedenle, doğrudan bir sayısal kıyaslama yapmak şimdilik spekülatif kalıyor.

F-35, şu an için RCS açısından KAAN’dan daha avantajlı görünüyor, çünkü tasarımı ve teknolojisi olgunlaşmış durumda. KAAN ise geliştirme sürecinde gelecek vadeden bir platform; nihai RCS’si, F-35’e yaklaşsa bile muhtemelen biraz daha yüksek olacak. Ancak, KAAN’ın düşük görünürlüğü, modern radarlara karşı operasyonel etkinlik için yeterli düzeyde olabilir. İlerleyen yıllarda KAAN’ın test sonuçları ve seri üretim modeli, bu kıyaslamayı daha net hale getirecek.

Uçak Türlerine Göre Radar Görünürlüğü:

 Stealth Uçaklar

e

– Örnek: F-22 Raptor, F-35 Lightning II, B-2 Spirit

– Stealth uçaklar, tasarım ve özel kaplamalarla radar kesit alanını (RCS) minimal seviyelere indirir. Bu uçakların radar görünürlüğü, genellikle 1 m²’den daha az olabilir. Bu, radar sistemlerinin bu uçakları tespit etmesini son derece zorlaştırır. Stealth uçaklar, radar sinyallerini yansıtmamak için düz ve açılı yüzeylere sahip olup, radar emici malzemelerle kaplanmıştır.

    Modern Savaş Uçakları

F-16 Fighting Falcon, Su-35, Eurofighter Typhoon

Bu uçaklar, stealth tasarımlarına sahip olmasalar da, gelişmiş aerodinamik şekillere ve bazı radar emici kaplamalara sahiptir. Radar kesit alanları 5-20 m² civarındadır. Radar sistemleri tarafından tespit edilebilecekleri mesafe, kullanılan radar türüne bağlıdır.

    İleri Seviye Havadan Havaya Savaş Uçakları (4.5 nesil ve 5. nesil)

F/A-18 Super Hornet, F-15E Strike Eagle, Su-30

– Bu uçaklar, eski model uçaklara göre daha düşük radar görünürlüğüne sahip olabilir. Ancak stealth uçaklar kadar gelişmiş gizlilik özelliklerine sahip değillerdir. Radar kesit alanları 10-50 m² arasında değişebilir. 

Bombardıman Uçakları

B-52 Stratofortress, Tu-160, B-1B Lancer

– Bombardıman uçakları, genellikle büyük boyutlara ve radar tarafından tespit edilmesi kolay yüzeylere sahiptir. Bu tür uçaklar, radar görünürlüğü açısından genellikle 50 m² ve üzeri RCS’ye sahiptir.

 İHA (İnsansız Hava Araçları)

MQ-9 Reaper, Bayraktar TB2

– İHA’lar, küçük boyutları nedeniyle genellikle 0.01 m² ile 5 m² arasında bir radar kesit alanına sahip olabilir. Ancak küçük boyutlarına rağmen, yüksek çözünürlüklü radarlar ve gelişmiş tespit sistemleriyle tespit edilebilirler.

ANKA-3 ve F-35  radar kesit alanı (RCS) karşılaştırması:

Bu iki uçağın radar tespit edilebilirliğini anlamada önemli bir kriterdir. RCS, bir uçak veya diğer hava aracının radar sinyallerini yansıtma kapasitesini ölçer. Daha düşük bir RCS, bir uçağın radar tarafından daha zor tespit edilmesini sağlar ve bu, genellikle stealth (gizlilik) uçaklarında görülen bir özelliktir.

f

ANKA-3, TUSAŞ tarafından geliştirilen insansız hava aracı (İHA) serisinin üçüncü neslini temsil etmektedir. ANKA-3, özellikle stealth teknolojisi ve radar görünürlüğü azaltılmış tasarımı ile dikkat çekmektedir

– RCS Değeri (ANKA-3): 0.1 m² civarında bir radar kesit alanına sahip olabileceği tahmin edilmektedir.

Bu değer, ANKA-3’ün stealth özellikleri ile radar tarafından tespit edilmesinin zor olduğunu gösteriyor. Ancak, bu değer F-35 gibi bir uçaktan çok daha yüksek bir radar kesit alanına sahip olduğu anlamına gelir.

F-35 Lightning II Radar Kesit Alanı (RCS)

F-35, Lockheed Martin tarafından geliştirilen ve stealth teknolojisine sahip bir 5. nesil savaş uçağıdır. F-35, radar tespiti konusunda yüksek seviyede gizlilik sunan bir tasarıma sahiptir ve radar kesit alanı çok düşüktür.

– RCS Değeri (F-35): 0.001 m² ile 0.005 m² arasında bir radar kesit alanına sahip olduğu tahmin edilmektedir.

F-35’in radar kesit alanı, ANKA-3’ten çok daha düşük olup, bu, F-35’in radar sinyallerini çok daha az yansıttığı ve dolayısıyla radar sistemleri tarafından çok daha zor tespit edilebileceği anlamına gelir.

Karşılaştırma:

| Uçak    | RCS Değeri (Radar Kesit Alanı) |

|————-|————————————-|

| ANKA-3  | 0.1 m² (yaklaşık)               |

| F-35    | 0.001 – 0.005 m²               |

 

 Bayraktar TB2

– RCS Değeri (Bayraktar TB2): 0.1 m² – 0.5 m² civarında bir radar kesit alanına sahip olması beklenmektedir.

– Bayraktar TB2, taktiksel keşif, gözetleme ve silahlı saldırı görevlerinde kullanılan bir orta irtifa İHA’dır. Stealth tasarımı olmasa da, boyutları ve şekli, radar tarafından belirgin şekilde tespit edilmesini zorlaştıran bir yapıdadır.

  Bayraktar Akıncı

– RCS Değeri (Bayraktar Akıncı): 0.5 m² – 1.5 m² arası bir RCS değeri olabileceği tahmin edilmektedir.

Bayraktar Akıncı, yüksek irtifa ve uzun süreli keşif görevleri için tasarlanmış daha büyük bir İHA’dır. Fakat, Akıncı da stealth tasarımına sahip olmamakla birlikte, yüksek irtifada uçması sayesinde radarın tespit edilmesi daha zordur.

 ANKA Serisi

– RCS Değeri (ANKA-1, ANKA-S, ANKA-3): 0.1 m² – 1 m² civarında bir RCS değeri tahmin edilmektedir.

– ANKA serisi, Türkiye’nin orta irtifa, uzun havada kalış süreli İHA’larıdır. ANKA-3 modeli, stealth teknolojisi ve radar emici malzemelerin kullanıldığı bir İHA olarak daha düşük RCS’ye sahip olabilir, ancak yine de F-35 gibi 5. nesil stealth uçaklarının seviyesinde gizlilik beklenmemektedir.

İlginizi çekebilir!  Kardan Aydınlık Dizisi Kadırgalı Osman Kimdir, Gerçek Adı Nedir? Ahmet Varlı Kimdir, Kaç Yaşında, Nereli, Hangi Dizi ve Filmlerde Rol Aldı?

BAYKAR KIZILELMA

– RCS Değeri (Kızılelma): 0.1 m² – 0.5 m² civarında olabileceği tahmin edilmektedir.

– Kızılelma, yüksek hızlı, insansız hava aracı olarak tasarlanmış bir gizlilik özellikli SİHA’dır. Stealth özelliklerinin yanı sıra, yüksek hızda uçuş ve yüksek irtifa ile radar tespitini zorlaştırmak için tasarlandı.

 TUSAŞ İHA’ları:

– RCS Değeri (Genel tahmin): Milli İHA’larının genel olarak 0.1 m² ile 2 m² arasında bir RCS’ye sahip olabileceği düşünülüyor.

TUSAŞ, İHA teknolojisinde önemli atılımlar yapmış bir şirket olup, Gökbey, Anka, ve Aksungur gibi çeşitli İHA’lar geliştirmiştir. Bu İHA’lar, genel olarak düşük RCS değerlerine sahiptirler.

Radar Kesit Alanı (RCS) Açısından Milli İHA’ların Genel Değerlendirilmesi:

Milli İHA’lar, gizlilik teknolojilerini kısıtlı bir şekilde kullanmakla birlikte, özellikle Akıncı ve Kızılelma gibi yeni modellerde stealth (gizlilik) özellikleri arttırılmaktadır.

– Bayraktar TB2 ve ANKA gibi İHA’lar, stealth tasarımı kadar, yüksek irtifa ve uzun süreli havada kalabilme gibi avantajlarıyla radar tespitini zorlaştırmaktadır.

Milli İHA’larının radar kesit alanları, genellikle 0.1 m² ile 2 m² arasında değişmektedir. Ancak stealth özellikleri sınırlı olmasına rağmen, yüksek irtifa ve uzun süreli uçuş gibi faktörler bu İHA’ların radar tarafından tespit edilmesini zorlaştırıyor. ANKA-3, Kızılelma, Bayraktar Akıncı gibi yeni nesil İHA’lar, gizlilik tasarımları açısından daha düşük RCS değerlerine sahip olabilir, ancak F-35 gibi tam stealth uçaklarla karşılaştırıldığında, hala daha yüksek radar tespit olasılığına sahiptir.

g

Görünmezlik (Stealth) Teknolojisine Karşı Tedbirler:

h

Pasif (Bi-Statik) Radarlar:

Pasif radar ayrıca pasif tutarlı konum, pasif gizli radar ve pasif bi-statik radar olarak da bilinir.

Görünmez (stealth) hava araçlarının bir başka sınırlaması, bi-statik radarlar tarafından tespit edilme konusundaki savunmasızlıklarıdır.

Görünmez (stealth) bir uçağın konturu, monostatic bir radar sinyalinin doğrudan radar vericisinin yönüne geri yansımasını önleyecek şekilde tasarlanmıştır. Ancak bi-statik bir radarın vericisi ve alıcısı ayrı yerlerdedir, aslında tek bir verici, geniş bir alana dağılmış radar alıcıları tarafından kullanılabilir. Bu, bu alıcılardan en az birinin yansıyan bir sinyali alma olasılığını büyük ölçüde artırır. Radar vericisi uzay tabanlıysa ve bu nedenle hava aracını en büyük radar kesitinin yönü olan yukarıdan görüyorsa, gizli hava taşıtlarının bi-statik radar tarafından tespit edilmesi olasılığı daha da artacaktır.

Pasif radar tespit, yer tespiti ve takip fonksiyonlarını yerine getirebileceği gibi, hedef tespiti de yapabilmektedir.

Temel görünmezlik teknikleri, bi-statik geometriden ve gizliliğe karşı dalga biçimlerinin kullanımından yararlanan pasif radar sistemlerine karşı eskisinden daha az etkili olacaktır.

IRST Sistemleri:

Birkaç analist, F-22 gibi hayalet (stealth) uçakların Kızılötesi Arama ve İzleme Sistemleri (IRST-Infrared Search and Track Systems) tarafından tespit edilmeye karşı savunmasız olacağını iddia ediyor. Bir uçağın yüzeyinin doğal ısınması, bu tür sistemler için onu görünür kılar. Uçak ne kadar hızlı uçarsa, o kadar ısınır ve böylece kızılötesi araçlarla tespit edilmesi o kadar kolay olur. Bir uzman, “bir uçak çevresinden yalnızca bir santigrat derece saparsa, onu askerî açıdan faydalı menzillerde tespit edebileceksiniz” diyor.

Aslında, hem Rus MiG-29 hem de Su-27 IRST cihazları taşıyor, bu da Rusların bunu uzun süredir potansiyel bir gizlilik (stealth) karşıtı sistem olarak gördüklerini ve stealth’ın IRST sistemlere karşı zayıflığını havada avantaja dönüştürmeyi hedeflediklerini gösteriyor.

Sonuç olarak ne pasif radar ne de gizlilik teknolojisi sihir değildir. 

Ladar (Lazer Radar):

Görünmez uçaklar, art arda kullanılan çoklu sensörlere karşı daha da savunmasızdır. Hedefi izlemek için bir IRST (Infrared Search and Track Systems) ve hedefi boyamak için bir Ladar (lazer radar) veya dar ışın, yüksek güçlü bir radar kullanılarak üstün veriler sağlanır.

Gizliliğin (stealth) en temel potansiyel sınırlaması, görsel algılamaya karşı savunmasız olmasıdır. F-22, örneğin F-15’ten yüzde 25-30 ve F-18’den yüzde 40 daha büyük olduğundan, 10 mil mertebesindeki menzillerden görsel olarak tespit edilmesi çok daha kolay olacaktır. Görünmezlik özelliklerinin çeşitli tipteki güdümlü havadan havaya füzelerin etkinliğini büyük ölçüde azaltacağı düşünüldüğünde, avcı uçakları hava çatışmaları (dog fight-it dalaşı) muhtemelen görsel menzil alanına geri dönecektir. Bu bağlamda, it dalaşında hantal kalabilecek bir F-22 belirgin bir dezavantaja sahip olacaktır.

Türk mühendisler RAM kaplama konusunda oldukça hızlı yol aldılar. Milli Muharip Uçak  Programı kapsamında geliştirilen KAAN Savaş Uçağı için TUSAŞ tesislerinde geliştirilen düşük görünürlüklü boyada %97’lik başarı seviyesine ulaşıldığı geçtiğimiz yıllarda açıklanmıştı.

ı

Hava araçları tarafından gönderilen sinyaller de bir hedef unsuru görmek amacıyla kullanılıyor. Düşük görünürlük özelliğine sahip platform, sinyalleri yüzeyi aracılığıyla soğuruyor. Sinyaller, az enerjiyle kaynağına dönüyor ya da bu sayede hiç dönemiyor. Bu soğurma, hava aracının hedef olarak görülmemesini veya tehdit olarak algılandığında vurulamamasını sağlıyor. Geliştirilen boya teknolojisiyle TUSAŞ, hem hava hem de yerden gelen sinyalleri önce KAAN’ın ardından diğer özgün platformların yüzeylerinde sönümleyebilecek teknolojiye sahip oldu.

Her alanda büyük bir ivmeyle devasa bir savunma ekosistemine dönüşen Türk Savunma Teknolojileri görünmezlik ve görünmezliği tespit teknolojilerinde de dünyanın önde gelen birkaç ülkesinden biri olacaktır.

Kaynakça:

1-Jet Savaş Uçağı Gelişimi/Jet Savaş Uçağı Nesilleri

2-Sciencedirect/stealth fighters

3-Lockheed Martin

4-https://www.researchgate.net/publication/259503614_Low_Observable_Principles_Stealth_Aircraft_and_Anti-Stealth_Technology

 

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.