Mehmet Şimşek'ten Enflasyonla Mücadele ve Konut Seferberliği Açıklamaları hakkında tüm detaylar ve daha fazlası haberimizde.

mehmet şimşek 1

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin gündemindeki en önemli konulardan biri olan enflasyonla mücadele ve konut sorununa ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, enflasyonun en büyük kötülük olduğunu vurgulayarak, bu sorunla kararlılıkla mücadele edeceklerini ve köklü çözümler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Ayrıca, konut fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, önümüzdeki yıllarda ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceklerini müjdeledi.

Enflasyonla Mücadelede Kararlılık Vurgusu

Bakan Mehmet Şimşek, yılın ilk ayında açıklanan enflasyon rakamlarının bazı tartışmaları beraberinde getirdiğini, ancak ocak ayındaki enflasyonun son 4 yılın en düşük ocak ayı enflasyonu olduğunu hatırlattı. Beklentilerin 3,5-4 civarında olduğunu, ancak bazı tek seferlik faktörlerin etkisiyle enflasyonun yüzde 5 olarak gerçekleştiğini ifade etti. TÜİK’in sepet ağırlıklarını değiştirmesi, sağlıkta muayene fiyatlarındaki değişiklikler ve belediyelerin su zamları gibi faktörlerin enflasyonu etkilediğini söyledi. Ancak, tüm bu faktörlere rağmen enflasyonla mücadeledeki ana hedeflerinde bir değişiklik olmadığını vurguladı.

Şimşek, enflasyondaki düşüşün fiyatların düşmesi olarak algılanmaması gerektiğini, fiyatların artış hızının yavaşlaması olarak okunması gerektiğini belirtti. Temel mallardaki enflasyonun yüzde 24, gıda enflasyonu da eklendiğinde mal enflasyonunun yüzde 33,6 olduğunu, hizmet enflasyonunun ise daha yüksek olduğunu ifade etti. Hizmet enflasyonunun genellikle tüm ülkelerde gecikmeli olarak düştüğünü, çünkü geçmiş enflasyonun baz alındığını söyledi. Ocak ayında kira artışının yıllık yüzde 100’ün üzerinde, eğitimde de benzer bir durumun söz konusu olduğunu, bu kalemlerin yüksek olmasının nedeninin geçmiş enflasyonu baz alması olduğunu açıkladı.

Bakan, önümüzdeki dönemde kararlı bir şekilde programlarını uygulayarak bu yıl enflasyonu yüzde 30’un altına çekmeyi ve gelecek yıl tek hanelere doğru yaklaşmayı planladıklarını ifade etti. Enflasyondaki düşüşün süreceğini, ocak ayı enflasyonunun enflasyonla mücadeleye ilişkin kurgularını etkilemediğini vurguladı.

Sosyal Konut Seferberliği Müjdesi

Hayat pahalılığının Türkiye’nin şu anda karşı karşıya olduğu en önemli ekonomik sorun olduğunu belirten Şimşek, nüfusun yaklaşık yüzde 82,7’sinin şehirlerde yaşadığını ve en önemli hayat pahalılığı bileşeninin kiralar olduğunu söyledi. Ev sahipliği oranının yüzde 56’larda olduğunu, son yıllarda konut fiyatlarının ve kiraların hızlı yükselmesiyle vatandaşın hayat pahalılığından kastının kira olduğunu ifade etti.

Bu soruna çözüm olarak konut arzını artıracak ciddi bir çaba içinde olduklarını belirten Şimşek, deprem bölgesinde inşa çalışmaları olduğunu, bunun dışında sosyal konutlar, yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm gibi konularda bütçeden çok ciddi bir destek verdiklerini söyledi. Birkaç yıl içinde çok ciddi bir sosyal konut seferberliğine gireceklerini müjdeleyerek, devletin desteklediği ve vatandaşın çok rahat erişebileceği konutlardan bahsettiklerini ifade etti.

Gıda Arzı ve Enerji Sübvansiyonları

Enflasyonla mücadelede en önemli başlıklardan birinin gıda arzı olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin tarımsal üretimde iyi olduğunu ancak tarladan nihai tüketiciye ürün giderken abartılı fiyat artışları olduğunu söyledi. Birçok aracı şirketin fiyatları katladığını, olayın sadece lojistik meselesi ve fire meselesi olmadığını, tarladan markete ulaşana kadar birçok aracının olduğunu ve bunların bir kısmının da suni olarak fiyatları şişirmek için yapıldığını ifade etti.

Enerjinin enflasyonda diğer önemli bir bileşen olduğunu belirten Şimşek, enerjide devlet olarak çok ciddi bir sübvansiyon sağladıklarını, elektrikte sübvansiyonun yüzde 60 civarında, doğalgazda ise yüzde 63 civarında olduğunu söyledi. Ortalama olarak vatandaşın tükettiği elektriğin 100 liraya mal olmasına rağmen 40 liraya satıldığını, doğal gazın 37 liraya satıldığını, aradaki farkın Hazine tarafından ödendiğini açıkladı. Tüm bu süreçleri çalıştıklarını, Türkiye’nin bir taraftan enerji, bir taraftan gıda ve bir taraftan konut arzıyla hayat pahalılığıyla arz yönüyle mücadele ettiğini ifade etti.

İlginizi çekebilir!  Merkez’den dönüşüm hesaplarının tarih koşulunda değişiklik

Kamu Harcamalarında Tasarruf ve Bütçe Açığı

Bu yıl kamu harcamalarının, bütçe açığının milli gelire oranının düşeceğini ve bunun da enflasyonu aşağı çekeceğini belirten Şimşek, gelen eleştirilerin aksine kamuda da ciddi bir tasarruf yapıldığını söyledi. 2013-2023 yılları arasında hedeflenen harcamanın 109 lira olarak gerçekleştiğini, 2024 yılında ise 100 lira olarak öngörülen kamu harcamasının 97 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Harcama disiplinini tesis ettiklerini, tasarruf yaptıklarını ve bütçenin ötesine geçilmesine hiçbir şekilde izin vermediklerini vurguladı. Açıkladıkları ve uyguladıkları tasarruf tedbirlerinin çok ciddi sonuç verdiğini ve bunu sürdüreceklerini söyledi.

Bütçe açığını yüzde 3 civarına düşüreceklerini belirten Şimşek, ekonomi programlarının çalıştığını söylediğinde bazı kesimlerin rahatsız olduğunu, ancak programın çalışıp çalışmadığına birlikte bakılması gerektiğini ifade etti. Program öncesinde, özellikle depremin etkisiyle 2023’te piyasanın yüzde 10 civarında bir bütçe açığı beklediğini, ancak bu açığı yüzde 4,9’a çektiklerini, yani piyasanın beklentisinin altına çektiklerini söyledi. Bu yıl da bütçe açığını yüzde 3 civarına düşüreceklerini açıkladı.

Cari Açık ve Merkez Bankası Rezervleri

Türkiye’nin cari açığı konusunda 2023’ün mayıs ayında açığın 55 milyar dolar olduğunu, program öncesi açığın milli gelire oranla yüzde 5,5 civarında olduğunu, şu an ise yüzde 0,7 olduğunu ifade etti. Bu yıl cari açığın bir miktar genişleyeceğini ancak bu rakamların yönetilebilir olduğunu söyledi.

Rezervlere bakıldığında, program öncesi Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervinin eksi 61 milyar dolar olduğunu, şu an ise Türkiye’nin net rezervinin 65 milyar doların üzerine çıktığını açıkladı. Brüt rezervin de 166 milyar doların üzerine çıktığını belirtti.

Risk Primi ve Kredi Notu

Ülkenin risk primi konusunda, mayıs 2023’te Türkiye’nin CDS’inin 700 baz puanın üzerine çıktığını, şu an ise 254 olduğunu söyledi. En iyi gördükleri seviyelerin 118-120 civarları olduğunu, şu anki hedeflerinin 200’ün altına inmesi olduğunu ifade etti. Bunun önemli olduğunu, çünkü yurt dışından firmaların borçlandıkları zaman benzer vadeli Amerikan veya Avrupa tahvillerinin faizini alıp üzerine risk primi eklediklerini belirtti.

2023 mayıs ayında 5 yıl vadeli dolar cinsinden tahvilin faizinin yüzde 11’e çıktığını, şu an ise yüzde 6,5 civarında olduğunu, dış borçlanma maliyetinin düşmüş neredeyse yarı yarıya olduğunu söyledi. Risk priminin de aynı şekilde düştüğünü, üstelik kendilerine benzeyen ülkelerden 10 kat risk primini daha fazla aşağı çektiklerini ifade etti.

Türkiye’nin kredi notu konusunda, geçen sene 3 ayrı kredi derecelendirme şirketi tarafından 2’şer kademe notunun artırılan tek ülke olduklarını, program çalışmasa bu notları nasıl alacaklarını sordu. Programı uygulamaya devam ettikçe başarılı sonuçlar almayı sürdüreceklerine inandıklarını söyledi.

Kur Korumalı Mevduat’tan Çıkış ve Kayıt Dışılıkla Mücadele

Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkış konusunda kararlı olduklarını belirten Şimşek, Merkez Bankası ile istişarelerinde muhtemelen en geç bu senenin ilk yarısında tüzel kişilere ilişkin KKM uygulamasına son vereceklerini söyledi. Zaten KKM’yi cazip olmaktan çıkardıklarını, eskiden şirketlerin tam bir vergi muafiyeti olduğunu, şimdi ise onların vergi istisnasını kaldırdıklarını, bireyler açısından 0 stopaj olduğunu, bunu 6 ay vadeliye kadar yüzde 15’e çıkardıklarını söyledi. Kurla piyasa faizi arasında önemli bir fark oluşmadığını, dolayısıyla KKM’nin bir anlamı kalmadığını getiri anlamında ifade etti. Piyasaları bozmadan bu çıkış sürecini yumuşak şekilde başaracaklarını, bunların hepsinin zaman aldığını ancak sonuç aldıklarını, 76 haftadır kesintisiz KKM’nin düştüğünü, 30 milyar doların altına indiğini söyledi. İstenirse bugün dahil adım atılabileceğini ancak yumuşak geçişi tercih ettiklerini, peyderpey bu adımları atacaklarını ifade etti.

İlginizi çekebilir!  Mehmet Şimşek, Dış Ticaret Açığını Değerlendirdi

Yeni ABD Yönetiminin Uygulamaları ve Kayıt Dışılıkla Mücadele

Yeni ABD yönetiminin bazı uygulamalarının piyasada büyük bir tedirginlik yarattığını, öngörülebilirlik, kurala dayalı ticaretin bir kenara bırakıldığını ancak Türkiye açısından doğrudan risklerin çok düşük olduğunu söyledi. Son 20 yıla baktığımızda Türkiye’nin ABD ile olan ticaretinde ABD lehine 78 milyar dolarlık bir açık olduğunu, ABD ile bir serbest ticaret anlaşmasının da olmadığını, zaten ABD’nin bize yüksek bir vergi uyguladığını, bunu ilave artırmak için bir sebep olmadığını ifade etti. Geriye ise 2 şeyin kaldığını, ilkinin ABD’nin gümrük tarifelerini artırmasının dolaylı etkileri olabileceğini, geriye siyasi olarak atılacak adımların kaldığını, yeni ABD yönetimiyle de aralarındaki ilişkilerin iyi olduğunu, Türkiye’ye karşı ticarette korumacılık tedbirlerinin geliştirileceğine inanmadığını söyledi. Suriye’ye ilişkin birtakım kaygılarının olduğunu ancak bu konuda da gelen mesajların şu an için umut verici olduğunu ifade etti.

Kayıt dışılığın Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olduğunu belirten Şimşek, sadece bunun bir gelir kaybı meselesi olmadığını, Türkiye’de vergi oranlarını artırmaktansa artık tamamen kayıt dışı çalışan işletmeleri kayıt altına alarak bütçe açığını azaltmak istediklerini söyledi. 2025’te kapısını çalmayacakları hiçbir mükellefin olmayacağını ilan etmek istediğini, bu dönemin en önemli özelliğinin sürekli sahada olacaklarını, denetimlerini ölçek gözetmeksizin gerçekleştirdiklerini, 2024’te başladıklarını, 1.2 milyon denetim uygulaması yaptıklarını, sonuç da almaya başladıklarını, bu yıl bunu katlamak istediklerini, özellikle Maliye’de bazı birimleri kapatıp oradaki elemanlarını kurslara tabi tutup sahada kullanacaklarını, tüm OSB’lerin, hallerin, sanayilerin giriş çıkışlarına çadır kuracaklarını tabiri caizse, her sektörde istisnasız kayıt dışılık gördüklerini ifade etti.

Kayıt Dışı ile Mücadelede Yeni Yöntemler

2023 yılında bir kuyumcunun örneğin aylık 16 bin 46 lira gelir elde ettiğini beyan ettiğini, bugünkü rakamlarla bir asgari ücrete denk geldiğini, serbest çalışan avukatların ortalama 17 bin 805 lira aylık gelir beyan ettiğini, serbest çalışan doktorlardan ortalama yine aylık beyan edilen gelirin 27 bin 376 lira olduğunu gördüklerini söyledi.

Geçen yıl Meclis’in bir kanun çıkardığını ve hasılat tespiti imkanı verdiğini, ekiplerin kayıt dışılıktan şüphelenilen müesseseye gidip sabahtan akşama kadar orada durup tüm hasılatı tespit edeceklerini, kanuna göre şimdi değişik günlerde, aylarda yılda 12 kez farklı müesseselere gidip hasılat tespiti yapacaklarını ve sonra işletmeye bunun uyarısını yapıp izahını isteyeceklerini, mükelleflerinin lehine olan şeyin biz gelmeden hasılatlarını düzeltmeleri olacağını ifade etti.

Kira Denetimleri ve Yeni Ev Sahipleri

Geçen yıl kira denetimlerinde 425 bin konuta gittiklerini, veri analizi yaparak beyanda bulunmayan ama kiralık olduğunu düşündükleri bu konutları ziyaret ettiklerini, ev sahiplerine de mesaj gönderdiklerini ve bu tespitlerini aktararak uyarıda bulunduklarını, geçen yıl ilk defa beyanname veren 326 bin yeni ev sahibi çıktığını, kiracılardan bilgi almaya devam ettiklerini söyledi.

Mehmet Şimşek’in açıklamaları, Türkiye’nin ekonomik gündemine ışık tutarken, enflasyonla mücadele, konut sorunu, kayıt dışılıkla mücadele gibi önemli başlıklarda hükümetin kararlılığını ve çözüm odaklı yaklaşımını ortaya koyuyor.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.