Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad El Sani, 14 Kasım 2024'te Ankara'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi.
Eski başkan Beşşar Esad’ın iktidarının çöküşünün ardından, hem Katar hem de Türkiye, Suriye’nin geçiş dönemini şekillendirmede önemli aktörler olarak öne çıktı. Bu, büyük ölçüde Suriye muhalefetine uzun süredir verdikleri destekten kaynaklanmaktadır. Diğer birçok oyuncu ya Esad’ı destekledi, ya muhalif güçlere desteğini kademeli olarak geri çekti ya da Şam ile bağlarını normalleştirdi. Baas Partisi rejiminin devrilmesiyle birlikte, Ankara ve Doha, Suriye toplumundaki derin bağlantılarını ve ortaya çıkan siyasi manzarayı kaldıraç olarak kullanmaya hazır görünüyor.
Tutarlı Destek
2011’deki Suriye iç savaşının başlangıcından itibaren Katar, Arap dünyası ve uluslararası toplum Esad ile ilişkilerini yavaş yavaş düzeltmeye başlasa bile, muhalif güçleri sürekli olarak destekledi. Katar, onlara mali, diplomatik ve siyasi destek sağladı. Bu kararlı bağlılık, Körfez Arap devletinin birçok Suriyeli arasındaki konumunu güçlendirdi ve bu iyi niyet muhtemelen Doha için önemli avantajlara dönüşecek.
Esad’ın devrilmesinden iki hafta sonra, Katar Devlet Bakanı Muhammed El-Huleyfi, Şam’ı ziyaret eden ilk üst düzey yabancı diplomatlar arasındaydı ve fiili yönetici Ahmed El-Şara ile görüştü. Şara, Katar Emiri’ne davette bulundu.
Doha, Suriyelilerin kendilerinin ileriye giden yolu çizdiği bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor. Katar için böyle dengeli bir yaklaşım, güven oluşturmayı, yabancı müdahaleyi en aza indirmeyi ve daha sürdürülebilir bir geçişi garantilemeyi vaat ediyor. Ayrıca, Başbakan Danışmanı Majed Al-Ansari’nin belirttiği gibi, Katar geçiş dönemini ve Suriye’nin Arap ve uluslararası arenaya geri dönüşünü kolaylaştırmak için yaptırımların kaldırılması konusunda ABD ve uluslararası toplumu ikna etmeye çalışacak.
Joe Biden yönetiminin altı aylık muafiyetler yayınlamasıyla birlikte, Doha’nın Suriye hükümet maaşlarının dört katına çıkarılmasına yardımcı olmayı planladığına dair haberler ortaya çıktı.
İnsani ve Kalkınma Odaklı Yaklaşım
Bunu söyledikten sonra ve yaygın inanışın aksine, Doha, Esad sonrası Suriye’de siyasi ve güvenlik meselelerinden ziyade insani, kalkınma ve inşaat çabalarına daha fazla odaklanmayı amaçlıyor.
Katar, geçiş dönemini bozabilecek herhangi bir acil krizi önlemek için 195 ton yardım ulaştırarak bir hava köprüsü başlattı. Dahası, Doha, enerji, elektrik, telekomünikasyon, su, havaalanları ve limanlar gibi Suriye’deki stratejik sektörlerin yönetimine, yeniden inşasına ve rehabilite edilmesine katkıda bulunma konusundaki ilgisini de dile getirdi.
Apolitik Odaklanmanın Nedenleri
Bu apolitik odaklanmanın birkaç temel nedeni var:
Deneyim ve Güç: Katar, bu alanlarda en etkili şekilde katkıda bulunabileceğine inanıyor ve bunu yapacak deneyime ve mali güce sahip.
Ekonomik Rekabet: Katarlı yetkililer, yeni Suriye’deki bölgesel rekabetin ve nüfuzun daha çok ekonomik nitelikte olacağını düşünüyor.
Kutuplaşmadan Kaçınma: Katar, özellikle ABD’deki yönetim değişiklikleriyle bağlantılı olası kutuplaşmalardan uzak durmayı hedefliyor.
Türkiye’nin Lider Rolü: Katar, Suriye’deki liderliği Türkiye’ye bırakmayı tercih ediyor. Ankara, güvenlik, siyasi, ekonomik, savunma ve yeniden yapılanma gibi konulara daha fazla odaklanmış durumda.
Türk Yaklaşımı
Suriye ayaklanması boyunca Türkiye, Suriye halkına, muhalefete ve krizle ilgili süreçlere önemli kaynaklar ve ilgi ayırdı. Bu, milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapmayı, isyancı grupları eğitmeyi ve desteklemeyi içeriyordu. Ayrıca Türkiye, İdlib’i istikrara kavuşturma ve 3 milyondan fazla sakine ev sahipliği yapma konusunda yoğun çaba harcadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetimi, özellikle 2016’dan sonra, çatışmayı küresel gündemde tutmak için gayretle çalıştı ve Esad rejiminin nihai düşüşüne katkıda bulundu. Erdoğan, Suriye davasını savunmak için içeride, bölgesel ve uluslararası alanda ağır bir bedel ödedi. Ancak bu çabaların ödüllerini toplama zamanı geldi.