Atlantik Konseyi Kıdemli Üyesi Andrew A. Michta, "ABD'nin Rusya ile yakınlaşarak, Ukrayna ve Avrupa'yı dışladığı" iddialarına karşı eleştirilerde bulundu. Michta, Avrupalı liderlere, geçmişte yaşananları anımsatarak "Neredeydiniz" sorusunu yöneltti.

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada Avrupa’yı eleştirmiş ve Avrupa’ya yönelik en büyük tehdidin Rusya ya da Çin’den değil, içeriden geldiğini söyleyerek Avrupa’yı temel değerlerinden uzaklaşmakla suçlamıştı. MSC Başkanı Christoph Heusgen, Vance’ın açıklamalarından endişe duyduğunu belirterek, Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılma sürecinde Avrupa ülkelerinin dışlanmaması gerektiğini ifade etti.
Yaşanan bu gelişmelerin üzerine, Amerikalı siyaset bilimci Andrew A. Michta, Avrupalı liderlere sert eleştirilerde bulundu. Michta açıklamasında, “Ukrayna’nın bugünkü trajedisi, yalnızca Washington’u değil, Berlin, Paris ve diğer önemli Avrupa başkentlerini de felç eden tırmanmayı yönetme takıntısının bir sonucudur” ifadelerini kullandı.
Michta’nın paylaşımı şu şekilde:
“Kuzey Akım Sürecinde Neredeydiniz?
“Avrupalı dostlarıma, ABD’nin sözde “Rusya’ya yanaşması” ve “Avrupa’yı terk etmesi” konusunda bizi eleştirenlere birkaç söz söyleyebilir miyim? Üzgünüm ama NordStream (Kuzey Akım) 1 ve 2 neydi? Rusya, Gürcistan’ı işgal edip Kırım’ı ilhak ettikten sonra “Minsk süreci” ne içindi? O zaman neredeydiniz?
Putin Gürcistan’ı işgal etti ve yine de NordStream 1 tamamlandı. Putin Kırım’ı ilhak etti ve buna rağmen NordStream 2 başlatıldı. 2015’te Suriyelileri katletti ve Avrupa başkentlerinden neredeyse hiç tepki gelmedi. 2022’den sonra ise tartıştığınız tüm “kırmızı çizgileri” hatırlayın.
“Putin Her Askeri Gücünü Kullandığında Zafer Kazandı”
Putin her askeri gücünü kullandığında jeopolitik bir zafer kazandı. Ve buna karşı pek bir şey yapılmadı. Kendinize nedenini sorun. Ukrayna’nın bugünkü trajedisi, yalnızca Washington’u değil, Berlin, Paris ve diğer önemli Avrupa başkentlerini de felç eden tırmanmayı yönetme takıntısının bir sonucudur.
“Amerika Düşmanınız Değil”
Ama Amerika’yı suçlamak ve değerlerden bahsetmek biraz abartılı oluyor, çünkü neredeyse yirmi yıldır Rusya’nın bu değerleri alenen hiçe saymasına Avrupa tarafından hiçbir ciddi yanıt verilmedi. Ve neden bu zengin kıta hala silahsız durumda? Neden yeniden silahlanmak için para harcanmadı?
Kariyerim boyunca transatlantik ilişkileri savundum. Unutmayın ki Amerika, Avrupa’nın çocuğudur -biz Albion’un tohumuyuz. Demokrasi hayatta kalacaksa birlikte hareket etmeliyiz. Ama unutmayın, tango için iki kişi gerekir. Amerika düşmanınız değil. Rusya ve Çin düşmanınızdır.”
ABD’li analistin bu çarpıcı yorumları birçok kesimde karşılık buldu. Avrupalılar, ABD’yi Rusya’ya yanaşmakla itham ederken, ABD’liler ise Avrupa’nın sorunu kendinde araması gerektiğini ve liderlerin birçok yanlış harekette bulunduğunu düşünmekte.
Münih Güvenlik Konferansı’nda istenilen “ortak düşünce” oluşmaması süreci daha da çetrefilli bir hale getirecek gibi görünüyor. ABD ve Rusya heyetlerinin Riyad toplantısı ve Zelenski’nin Türkiye ziyareti sonrasında yapılacak açıklamalar da sürece yeni bir boyut kazandıracak.