WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0858 0%
EURO 37,8833 -0.12%
ALTIN 2.797,95-0,16
BITCOIN 21211243,21%
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) Değişim

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) Değişim

5 Şubat 2024 11:49
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) Değişim
0

BEĞENDİM

Deniz İSTİKBAL – 05 Şubat – 2024

 

Merkez bankaları para politikasının temel karar alıcı aktörüdür. Banka piyasaya verilecek olan finansal kaynakları kontrol eder ve denetler. Ekonomik büyüme, istihdam ve finansal istikrar gibi olgularla bir bütün halinde değerlendirilen modern merkez bankacılığı liberal piyasanın önemli bileşenedir. Günümüzde enflasyonla mücadele açısından daha fazla öne çıkan merkez bankaları kovid-19’un ekonomik olarak yenilmesine yardımcı oldu. 2020-2021 döneminde genişletici para politikasıyla faizler tarihi düşük seviyelere çekildi. Kamu tarafında sosyal destekler işleme alındı. Devletler borçlanma yoluna giderken istihdam korunmaya çalışıldı. 2020-2024 arasında toplam küresel borçlar 200 trilyon dolardan 300 trilyon dolara çıkarak tarihi rekor kırdı. Merkez bankaları da piyasaya 20 trilyon dolarlık ek likidite sağladılar. 2022’in Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı yaşanılan kaotik durumu daha kötü hale getirdi. Enerji fiyatları iki kattan fazla artarken piyasada parasal genişleme nedeniyle biriken finansal kaynaklar enflasyonu tetikledi. Petrol krizlerinden sonra en yüksek rakamlara ulaşan küresel enflasyon savaşın etkisiyle daha yıkıcı hale geldi. Enerji fiyatlarına gıda ve tedarik krizleri eklemlenerek süreç global ekonomiyi etkisi altına aldı. Ülkeler gıda fiyatlarında yaşanılan artıştan daha az etkilenmek için stoklama eğilimi gösterdi. Ancak fiyatların normalleşmesi için FED ve Avrupa Merkez Bankası gibi aktörlerin faiz artışına gitmesi gerekti. Özellikle FED’in faizleri son çeyrek asrın en yüksek seviyesine çekmesi fiyat istikrarının sağlanmasına katkı sundu.

Yaşanılan küresel krizler silsilesi Türkiye’yi de ciddi anlamda etkiledi. Tedarik, gıda ve enerji yönlü krizler salgınla birleşerek Türkiye’de fiyatların artmasına neden oldu. 2021’de yüzde 36’ya ulaşan enflasyona Ukrayna Savaşı eşlik etti. Kamunun vergi indirimleriyle fiyatları dengeleme girişimi istenilen başarıyı göstermedi. 2022’de yüzde 65 ve 2023’de yüzde 64 seviyelerine erişen enflasyonun parasal sıkılaşma ile dengelenmesi gerekti. 2021-2023 döneminde istihdamı merkeze alan ve parasal genişlemeyi tercih eden Türkiye ek 5 milyon istihdam yaratarak diğer aktörlerden ayrıştı. Mayıs 2023 seçimlerinde siyasi belirsizliğin ortadan kalkmasıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) öncülüğünde enflasyonla sıkı mücadele süreci başladı. Öncelikle TCMB başkanı değişti ve politika faizleri artırıldı. FED ve Avrupa Merkez Bankasında olduğu gibi küresel trendleri takip eden TCMB parasal sıkılaşma önlemleriyle Türk Lirasını cazip hale getirmeye çalıştı. Maliye politikasında yaşanan dönüşümde enflasyonun tekrar tek haneye indirilmesini hedefledi. Yüzyılın felaketi olan Maraş depremi ise kamu harcamalarının yıkım bölgesine aktarılmasına sebep oldu. Toplam maliyetinin 120 milyar dolar olduğu tahmin edilen depremin etkileri günümüzde de devam etmektedir.

TCMB enflasyon ile mücadelenin daha iyi bir şekilde yürütülmesi için bir taraftan faizleri yukarıya çekerken rezerv artış politikası benimsedi. Haziran 2023-Şubat 2024 döneminde 45 milyar dolardan fazla artan rezervler 140 milyar dolar sınırına kadar geldi. İlerleyen süreçte faizlerle birlikte rezervlerinde artış eğiliminin sürmesi beklenebilir. 3 Şubat 2024’de ise TCMB başkanı Hafize Gaye Erken yerine Fatih Karahan atandı. Mevcut yaşanılan değişim Gaye hanımın kişisel bir tercihi olarak öne çıktı. Fatih Karahan’ın ilk işleme aldığı eylemler arasında ise TL mevduatına verilen faizleri yukarıya çeken yeni kararlar oldu. Yeni başkanın enflasyonla mücadele sürecine dikkat çekmesi ve faiz artışının gerekli görüldüğü takdirde yapılacağını açıklaması piyasadaki dengesizliklerin önüne geçmeyi başardı. Şubat ve Mart aylarında TCMB faiz kararlarında yüzde 45 sınırına gelen faizlerin yukarıya çıkması beklenebilir. JP Morgan ve diğer uluslararası kuruluşlarda TCMB başkanı Fatih Karahan’ın rasyonel ekonomi politikalarından taviz vermeyeceğine dikkat çekti. Başkan değişim sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanması ve piyasada belirsizlik oluşturmayacak işlemlerin hızla devreye alınması enflasyonla mücadele sürecinin ivedilikle devam edeceğini gösteriyor. Sonuç olarak 2024’de yüzde 30’lara kadar düşmesi beklenen enflasyonun 2025’de yüzde 15 ve 2026’da yüzde 8,5 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor. Bu hedeflerin başarıyla gerçekleştirilmesi için maliye ve para politikalarının belli bir süre daha sıkılaşma eğiliminde devam etmesi beklenebilir. Bu süreçte yapısal reformlarla kamu kurumlarında yenilenmesinin görülmesi ve verimliliğin merkeze alınması yaşanılan problemlerin daha hızlı çözülmesine katkı sağlayacaktır.

deniz istikbal
Deniz İstikbal

Dr. Deniz İstikbal, 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası Politik Ekonomi alanında tamamlamış ve “Güney Kore ve Türkiye’nin Kalkınma Planlarının Ekonomi Politik Analizi” başlıklı tezi ile 2018 yılında mezun olmuştur. Doktora çalışmalarına İstanbul Üniversitesi’nde devam eden İstikbal, "Afrika’da Çin Yatırımları: Nijerya, Güney Afrika ve Kenya (2005-2019)" başlıklı doktora tezi ile 2024 yılında mezun olmuştur. İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Dr. Öğretim Görevlisi olarak görev yapan İstikbal’in uzmanlık alanları arasında ekonomik kalkınma, ekonomi politik, enerji ekonomisi, enerji güvenliği, dış yardım, Afrika ve Asya-Pasifik bölgeleri yer almaktadır.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.