0

BEĞENDİM

0

Uzman Klinik Psikolog Rabia YAVUZ – 5 Nisan 2024

Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı gece olarak bilinen Kadir Gecesi’nin, son günlerine ulaşmakta olduğumuz Ramazan ayının son on gününden bir gecesinde yer aldığı söylenir. Genel görüş ise bu gecenin yirmi yedincisi olduğu yönündedir. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen tek gece olmasıyla ayrıcalıklı bir yere sahip olan Kadir Gecesi bu yıl 5 Nisan tarihine denk gelmektedir. Kadir Gecesi Kur’an-ı Kerim’de şu ifadelerle geçmektedir mealen: Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nde vahyin ilk ayetleri, toplumunda dürüstlüğü ve yardım severliğiyle tanınan Muhammed-ül Emin adıyla saygı duyulan Peygamber efendimize ulaştı.

Bu ayetler 40 yaşında, evli, çocuklu, işi gücü olan bu ademoğluna büyük bir görev verdi. “Oku!” kelimesiyle başlayan Alak suresinin ilk ayetleri, bu güzel insana kalabalıklar içinde, çarşıda, pazarda ya da mükellef sofraların eşliğinde yaşanmış bir akşam sonrasında ulaşmadı. Konfordan uzak bir mağarada, yalnız ve düşünceler içindeyken ulaştı. Hz. Muhammed’in bugünün standartlarıyla bakarsak ortalama herkesin sahip olmak isteyebileceği her şeyi olduğunu düşünebiliriz. Toplumunda saygınlık kazanmış, mutlu bir evliliği ve evlatları olan, iş güç sahibi, birçok güzel ve sadık dostu olan bu güzel insan, yokluktan değil sanki varlıktan uzaklaşır gibi. Yoksunluk çektiği şey dünya nimetleri değildir. Daha yüce ve büyük bir meselenin derdiyle dertlenmiş gibidir. Dünya nimetlerine kavuşamadığı için değil, onlar yanı başındayken ihtiyacı olduğunda onlardan uzaklaşmayı tercih edebilmesi beni hep düşündürür. Bunca nimet içindeyken konfora yenik düşmeyen bu seçkin insanı hangi sorular o mağaraya çıkarmıştır acaba?

Bu seçilmiş yalnızlık dikkate değer bir konudur psikolojide. Hepimiz yalnızız aslında… Bazen bu yalnızlık bir seçiş olmadığında can yakıcıdır üstelik. Öylesine acı gelir ki, tıpkı fiziksel acı gibi bedende bile hissedilir. Bu psikolojik durumdan yaşamın her evresinde genç ya da yaşlı, kadın veya erkek, yetişkin ya da çocuk hepimiz nasipleniriz. Bu sebeple birçok ruh sağlığı uzmanı için de en temel meselelerden biri insanın bu en derinden duyumsadığı yalnızlık olmuştur. Lakin insan yalnızlığını bir seçim olarak yaşarsa, bu deneyimi kendi varoluşunun derinlerine dalmak, kendini ve çevresini yeni farkındalıklarla da “okuma” fırsatı bulabilir. Kimimiz acı verici bir deneyim olarak yaşarız yalnızlığımızı, kimimiz ise yalnızlığımızda birçok şeyi farklı yerlerden “okumayı” öğreniriz. Seçilen ve belli sürelerle yaşanan yalnızlıklara okuma ve düşünme gibi insanı diğer birçok canlı türünden ayıran melekeler ona eşlik ederse bu yolculuk bir olgunlaşma fırsatına kapı aralar. Hatırlarsak, Kadir Gecesi’nde Cebrail’in elinde bildiğimiz anlamda okunacak sayfalar yoktu ve Peygamber efendimiz o gece “okumaya” davet edilmişti. Neyi okuyacağımızdan daha çok nasıl okuyacağımızın soru ve yanıtlarını da bulabileceğimiz bin aydan hayırlı olduğu söylenen bu geceyi belki bir de bu gözle “okumayı” deneyebiliriz.