
Bercan TUTAR – 28 Nisan 2025
Yeni bir Ortadoğu ve yeni bir dünyaya doğru Trump’ın can simitleri… Putin ve Erdoğan
Kim ne derse desin yeni bir dünyanın inşa edildiği kritik ve tarihi bir süreçten geçiyoruz. Yeni bir küresel sistemin ayak seslerinin duyulduğu bu dönemde bazı ülkeler hatta kıtalar masanın dışında kalırken bazıları da değişen küresel statükonun imtiyazlarına son verecek olmasının travması içinde. Küresel değişim kendini her yerde hissettiriyor. Bundan kaçış yok.
Avrupa Birliği’ndeki çoğu ülke bu yeni süreci seyretmekle meşgul. Masada kendilerine bir yer bulamamanın endişesini yaşıyorlar. Daha doğrusu neler olup bittiğini hâlâ tam anlayamayanlar bile var. Bu nedenle ya ergen reaksiyonlar gösteriyorlar ya da çaresiz stratejilerden medet umuyorlar. Nostaljiye sığınıyorlar.
İsrail ise olan biteni gayet iyi görüyor. Ama bu değişimin sahip olduğu bütün imtiyazları ortadan kaldıracağını da hissediyor. Bu nedenle şimdiden önlem almaya, genel gidişatı değiştirmeye çabalıyor. Ama faydasız. Ekonomik ve kültürel gücüne rağmen Siyonist lobinin küresel jeo-politik dalgayı engelleyebilme şansı yok. İsrail’in de bu yeni dengelere ve denklemlere uyması gerekiyor. Çünkü değişim isteyen kendisiydi.
Aksa Tufanı ve İsrail’in Yeni Ortadoğu Hayali
Hamas’ın 7 Ekim 2023’te düzenlediği Aksa Tufanı taarruzundan sonra Gazze’ye başlattığı saldırıların hedefini İsrail “Yeni bir Ortadoğu” diye açıklamıştı.
Nitekim İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, bölgenin haritasını sil baştan dizayn edeceklerini söyleyip dünyaya ve bölge ülkelerine meydan okuyordu. Evet, dünyanın ironisi olsa gerek. Netanyahu’nun dediği oluyor ama umduğu şekilde olmuyor. Zira öyle anlaşılıyor ki yeni Ortadoğu İsrail’in planladığından çok farklı bir görünüme sahip olacak. Çünkü Ortadoğu ve dünya ile birlikte Yahudi lobisinin çok güçlü olduğu Amerika da köklü bir değişim sürecinden geçiyor.
Zaten bölgesel ve küresel gelişmeler de bunun kanıtı. Siyonist lobi travma içinde. Çünkü ABD’nin Rusya ile yürüttüğü Ukrayna görüşmeleri sadece Ukrayna ile sınırlı değil. ABD ve Rusya Ukrayna’yı da aşan başta Avrupa ve Orta Asya olmak üzere Hint Pasifik ve Ortadoğu’yu kapsayan yeni jeo-politik ilişkiler yanında enerjiden, ekonomiye, yarı iletkenlerden yapay zekâya, uzaydan tarıma hemen her alanda yeni bir strateji geliştiriyor. Bir bakıma ABD ve Rusya hem ikili düzeyde hem Çin ve Türkiye gibi aktörlerin de içinde yer aldığı Yeni Yalta düzeni için hazırlanıyor.
Trump’ın Adamı: Steve Witkoff’un Misyonu
Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff bu amaç için Gazze, Suriye ve İran dosyaları yanında Ukrayna’da ateşkes ve barış için de yoğun bir mesai harcıyor.
Son üç ayda dördüncü ziyaretinde Kremlin’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile üç saat süren bir görüşme yapan Witkoff, Moskova’dan ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada ABD ve Rusya arasındaki yeni işbirliğinin sadece Ukrayna ile sınırlı olmadığını ve iki süper güç arasında değişen ilişkilerin hangi biçimi alabileceğini şu sözlerle dile getirdi: “Paylaşılan deniz yolları, belki sıvılaştırılmış doğal gazı birlikte Avrupa’ya göndermek, belki de yapay zeka konusunda birlikte iş birliği yapmak… Kim böyle bir dünya görmek istemez ki?”
Evet, böyle bir dünyayı sadece İsrail ve Avrupa görmek istemez. Çünkü bu dünyada istedikleri gibi at koşturamayacaklarını biliyorlar.
ABD Başkanı Donald Trump’ın bir bakıma yeni dünya inşası konusunda tek yetkili kıldığı Steve Witkoff bilindiği üzere sadece Ukrayna görüşmelerinde değil İran ile nükleer müzakereleri de Gazze’deki, ateşkes sürecini de Suriye dosyasını da Körfez ülkeleriyle ilişkileri de ilk elden koordine eden en yetkili diplomat konumunda.
ABD’deki müesses nizam savunucularının, küreselcilerin ve Yahudi lobisinin adamları olduğu deşifre olan Beyaz Saray kabinesindeki Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz gibi Siyonist neo-conların yeni Ortadoğu ve yeni dünyanın inşa sürecini baltalamaması için Trump, her yere en çok güvendiği isim olan Steve Witkoff’u gönderiyor.
Söylemek lazım ki Witkoff da yaptığı işin hakkını veriyor. Küreselcilerin ‘çaylak ve deneyimsiz’ diye dalga geçtiği ‘yeni yetme diplomat’ Witkoff, Siyonistlere her yerde kök söktürüyor. Örneğin İran görüşmelerinde Mossad ve Trump’ın kabinesindeki azılı Siyonistlerin tüm nükleer programının yok edilmesi taleplerini geri çeviren Witkoff, Tahran’ın sivil nükleer programına olumlu bakıyor.
Gazze’de ikinci ateşkesin devreye girmesi için de yoğun bir mesai harcıyor. Benzer şekilde Körfez ülkelerinin İsrail’in nüfuz sahasından çıkması yanında Suriye’nin yeniden inşasında da Siyonist lobi yerine Türkiye’ye ve Başkan Erdoğan’a bakıyor.
Yeni Ortadoğu: Türkiye ve Rusya’nın Yükselişi
Görünen o ki ABD yeni Ortadoğu ve yeni dünya inşasında Avrupa ve İsrail’i by-pass ediyor, edecek, etmek zorunda. Zaten yeni dengelerde ve denklemlerde belirleyici değiller. Zira Avrupa ve İsrail ile kurulacak yeni bir dünya aslında “yeni dünyaya eski düzen” paradoksuyla ve haliyle hezimetle sonuçlanacaktır. Çünkü Trump, ABD’nin maruz kaldığı sıkıntılardan İsrail ve Avrupalı müttefiklerini ve izledikleri stratejileri sorumlu tutuyor.
Dolayısıyla yeni Ortadoğu ile yeni dünyayı eski müttefikleriyle kuramayacağının farkında. Bu yüzden Avrupa ve İsrail’den çok Rusya, Türkiye ve Çin gibi aktörlere daha fazla güveniyor. Zira hem Avrupa’nın hem de İsrail’in yeni dönemde ABD’ye ayak bağı olacağının farkında. Bu nedenle Trump, liderlik ettiği eski dünyanın yükünden kurtulmak için Erdoğan ve Putin’i adeta can simidi/kutarıcı olarak görüyor. Haksız da sayılmaz!…