yusuf alabarda 800-563 son

Yusuf ALABARDA – 17 Mart 2025

 

Kamuoyu ortaya dökülüp saçılanı tartışmaktan, ülke gündeminin bu türden malayani konularla perişan edilmesinden yorgun ve bitap düştü. Ne mağduriyeti bitiyor ne hakaretleri sona eriyor ne de kendisiyle çelişen ifadeleri, hizmet ise yerlerde sürünüyor.

Kimse aldığı yüzde 52 oy ile durumu izah etmeye kalkmasın zira Erdoğan nefreti ve Kent Uzlaşısı gibi içeriği oldukça sıkıntılı konuların bir araya getirilerek bu oy oranının yakalandığını cümle alem biliyor. Elbette seçimlerde alınan sonuç meşrudur ama konumuz bu değil, nihayetinde mağdurların efendisi bu oy oranını hizmet vererek almadı ama ortada olanı biteni de sineye çekecek değiliz.

Kimden bahsettiğim malumunuz: Ekrem İmamoğlu

Daha Belediye Başkanlığı koltuğuna dahi oturmadan Ordu Havalimanı VIP salonuna girişine müsaade edilmediğinde devletin valisine ‘it’ diyerek işe başladı. Akabinde her zaman olduğu gibi it demedim basit dedim diyecek kadar sıkılmadan savunma yaptı.

Yaptı yapmasına lakin adaletin verdiği karardan da kurtulamadı. ‘Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı gıyabında alenen hakaret’ suçundan 7 bin 80 lira para cezasına çarptırıldı.

Daha o zamanlarda etrafındaki bazı beslemeler hemen mağdur edebiyatını gündemlerine almışlar ve bugün yaşananların habercisi olacak yaygara ve tezviratla sosyal medyayı esir almaya başlamışlardı.

Arkasından Binali Yıldırım ile yapacağı ekran tartışması öncesi her iki adaya da eşit mesafede soruları sorması beklenen İsmail Küçükkaya ile birlikte bir otel odasında buluştukları ortaya çıktı. İlk başta konu yalanlanmaya kalkılsa da hemen arkasından kamera görüntülerinin de ortaya çıkmasıyla ekrandaki tartışmanın hemen öncesinden gerçekleşen bu görüşme, söz konusu iktidar ise nasıl her şeyi mübah görebileceğine dair önemli ipuçlarını o günden vermişti.

31 Mart 2019’daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin YSK tarafından yenilenmesi kararı verilince ‘31 Mart seçimlerini iptal ettirenler ahmaktır’ deyiverdi. Bunun üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İBB Başkanı İmamoğlu’nun ‘Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret’ suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden, 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Seçilir seçilmez ‘yapacak çok işimiz var, derhal mazbatayı verin’ diyerek büyük laflar eden İmamoğlu, Ağustos 2019’daki sel felaketinde İstanbul’da olmadığı anlaşılınca çok büyük eleştirilere maruz kaldı. Kırmızı yelekle sel felaketinin yaşandığı bölgede birkaç foto çekilmesini müteakip derhal uçağa atlayarak kendini Ege’nin mavi sularına bırakmayı tercih etti.

İlginizi çekebilir!  Katili Mi Arıyorsun, İkbali Mi?

Elazığ Depremi

Hemen arkasından manevi babası Kemal Kılıçdaroğlu tarafından deprem yardımlarının dağıtılmasına nezaret etmesi için 2020 başında Elazığ’a deprem bölgesine gönderildi. Deprem bölgesinden sosyal medyada kullanılması için birkaç foto çektirdi ve ardından hemen kayak merkezinin yolunu tuttu.

Nasılsa kimse görmez ve bilmezdi.

Ama görüldü ve bilindi.

Deprem bölgesinde sadece birkaç saat kalıp kayak merkezine gitmenin utancını yaşaması gerekirken söylediği cümleler ibretlikti: ‘Kusura bakmayın, sekiz yaşındaki kızımın çocukluğunu ıskalayamam’

Bugüne kadar da İstanbulluları ıskaladı ama gezip tozma konusunu hiç ıskalamadı.

Pandemi günleri

Pandemi döneminde resmi hesaplardan ve  trolleri üzerinden sadece bir hafta sonunda yani sadece iki gün içinde 500 bin ton sıcak asfalt atıldığına dair paylaşım yaptı.

Sıcak bir yaz gününde dahi İstanbul’a bir günde serilebilecek sıcak asfalt miktarının azami 25 bin ton olduğu uzmanları tarafından ortaya koyulunca, terazinin şirazesinin kaydığını anladı ve hemen 500 bin tonu 5 bin tona çevirdi.

Pandemi döneminde hiç sıkılmadan yalanlar atıldı.

Bu yalanları ekran karşısında söylerken yüzü dahi kızarmadı ama bu sefer yalanı yargıya takıldı.

Çıktığı bir televizyon kanalında, sırf kendisinin zor durumda kalması için Fazilet durağından kalabalık bir grubun duraktan otobüse bindiğini gözleri ile gördüğünü ve bunun pandemi döneminde kendisi için planlanmış organize bir kötülük olduğunu vurguladı.

Kendi etrafında bulunan besleme gazetecilere de bu sözde organize kötülüğü kanal kanal anlattırdı.

Basın sözcüsü Murat Ongun ise yaptığı paylaşımda Fazilet durağından binen yolcu sayısın 47 olduğunu sosyal medya hesabından duyurdu.

Bilin bakalım sonra ne oldu?

Savcılığın konuya dair yaptığı soruşturmada görüldü ki mezkûr Fazilet Durağından tek yolcu dahi binmemiş. Savcılık konuya dair durak yolcu listelerini isteyince bu gerçek saklanamaz bir şekilde öğrenilmiş ve yalan yargı yoluyla da tespit edilmişti.

Yalanın Sıradanlaşması – Yusuf Alabarda

Yalanın Sıradanlaşması – Yusuf Alabarda

Karlar yağar..

İstanbul’da yolların kardan kapandığı bir gece İstanbullu yollarda buzul çağını ve felaketi yaşarken, insanlar sabaha kadar evlerine gidemezken, İstanbul’a hizmet etmesi gereken İmamoğlu’nun İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi ile baş başa balıkçıda keyif çattıkları ortaya çıktı.

Görüşmeden ne Dışişleri’nin ne de devletin haberi vardı ve İstanbul Belediye Başkanı, ne konuşulduğu hala sır bir yemekte İngiliz elçi ile birlikteydi.

İlginizi çekebilir!  Murat Kurum: İstanbul'da metro gitmeyen hiçbir ilçemiz kalmayacak

İşin daha vahimi İmamoğlu’nun balıkçıda asla elçi ile yemek yemediğine kamuoyunu inandırmak yine Saraçhane kuşlarına kalmıştı ve onlarda itibarlarını çöpe atarak ekranda ve sosyal medyada olayı inkar etmekle meşgullerdi.

Baktılar burada da mızrak çuvala sığmıyor, beyim çıktı bizzat kendisi itiraf etti.

Saraçhane kuşları ise zerre bile utanmadan gazeteciyim diye gezmeye devam ettiler.

FETÖ’nün kanalı olan Samanyolu TV’de spor programı yapmasına rağmen FETÖ’yü tanımadığını, duymadığını ve bilmediğini iddia etti.

Ehhh, bize de inanmak düştü.

CHP Kurultayı ve Skandallar

Aradan zaman geçti, manevi babası seçimlerden yenik çıktı ve parti ertelenen kurultayını gerçekleştirdi. Kurultay’da kazanma şansı neredeyse sıfıra yakın olan Özgür Özel Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna Genel Başkan olarak seçildi.

Kurultaydan sonra ortaya çıkan delegelerin para yolu ile satın alınmasına dair şayialar hiç bitmedi. Şimdi bu konu da yargının kadrajına girdi. Hem de bizzat Bursa CHP İl Başkanlığı’nın talebi ile.

Diploma Skandalı

Skandalların ve yalanların ne arkası ne önü vardı derken birden bire diploma skandalı gündeme düştü. Ortaya atılan iddialar yenilir yutulur cinsten değildi.

1988 yılında girdiği üniversite sınavında hiç bir yükseköğretim kurumuna yerleştirilememiştir belgesi ortaya çıktı. Meğer hiçbir bölüme yerleşemeyince atlamış Kıbrıs’a gitmiş ve o tarihte Türkiye Cumhuriyeti tarafından üniversite olarak dahi tanınmayan bu okula gidip kaydolmuş.

Kaydolduğu bölümün iki yıllık mı dört yıllık mı olduğu şu anda dahi net değil.

Buradan da 1990 yılında Türkiye’de sadece yüzde bir ile öğrenci alan İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne yatay geçiş yaptığı anlaşıldı. YÖK 1980’li yıllardan bu yana tüm üniversitelere denkliği olan üniversitelerin listesini yayınlamasına rağmen İstanbul Üniversitesi bu mezkur listede ismi olmayan okuldan yatay geçişini onaylamış ve konuyu YÖK’ten bağımsız halletmişti.

Olaylar patlak verince İBB resmi sayfasına koyduğu biyografisini apar topar değiştirdi, meğer orada da Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni kazandığı yalan bilgisi yazıyormuş. Bu konuyu kendisine soran moderatörü azarladı ve konuyu geçiştirdi.

Yatay geçişteki usulsüzlüğü ısrarla soranlara kalecilik zamanlarını anlatarak cevap verdi.

Sonuç

Yukarıda cemaziyülevveli kısaca yazılan şahsın insan içine çıkacak yüzü olmaması gerekirken CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak şehir şehir gezmesi ve hala CHP tabanında karşılığının olması bizlere Hz. Musa’nın duasını ettirecek korkuları yaşatıyor..

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.