celalettin yavuz 800-563 yeni

Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Güvenlik Politikaları Uzmanı – 15 Nisan 2025

 

2025 yılı Antalya Diplomasi Forumu (ADF), 11-13 Nisan 2025 tarihleri arasında Belek/Antalya’da gerçekleştirildi. Bu forumda dikkati özellikle çeken gelişmeler ile forumu daha çekici hale getirmek için neler yapılabileceği konuları analiz edildi.

Antalya Diplomasi Forumu Nedir, Maksadı ve Safahatı Nasıldır?

Türkiye’de 2020 yılı başlarında “Dünyanın gündemindeki en önemli bölgesel ve küresel meselelerin serbest bir platformda tartışılması” maksadıyla, İstanbul’dan sonra popülerliği ile öne çıkan ilin adını da taşıyacak şekilde her yıl “Antalya Diplomasi Forumu” düzenlenmesi kararı alındı. Forumun Dışişleri Bakanlığı ev sahipliğinde ve cumhurbaşkanlığının himayesinde icra edilmesi planlanmıştı.

Ancak Covid-19 pandemisi sebebiyle ilki 2020 yılına planlandığı halde ertelenen ADF’nin ilki 2021 yılında gerçekleşti. “Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar!” ana temasının işlendiği bu ilk forum özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, Türkiye’nin inisiyatif kullanarak iki ülke arasında aracılık yaptığı dönem olması açısından da oldukça önemliydi.

Dönemin NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in de katıldığı 2022 yılının ardından, 2023 yılında forum gerçekleştirilmedi. Sebebi ise Türkiye’deki Genel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleriydi. 2024’te ise planlandığı gibi icra edildi.

Bu yıl 11-13 Nisan döneminde “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek!” ana temasıyla, her zamanki gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde yaşandı.

İletişim Başkanlığı kaynaklarına göre ADF 2025’e 155 ülkeden 21 devlet ve hükümet başkanı, 64 bakan ve 46 ülkeden 1000’e yakın basın mensubu iştirak ettiler. İlaveten çok sayıda yerli ve yabancı emekli diplomat, akademisyen ile STK temsilcilerinin katıldığı foruma katılımda öne çıkan yabancı devlet adamları şöyle idi:

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Bulgaristan Başbakanı Jelyazkov, Macaristan Başbakanı Orban, Suriye Geçici Cumhurbaşkanı el-Şara, Karadağ Cumhurbaşkanı Milatoviç, Gürcistan Başbakanı Kobakhidze, Kosova Cumhurbaşkanı Osmani, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı el-Sani, Libya Başbakanı Dibeyde ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov. Bu arada Sierra Leone, Sudan ve Somali’den de en üst düzeyde katılım gerçekleşti.

ADF 2025’te Öne Çıkan Konular, Toplantılar ve Paneller

ADF 2025 sırasında öne çıkan konuların başında İsrail’in dizginlenemeyen Gazze saldırıları geldi. Buna ilaveten Suriye’de yeni dönem, Rusya-Ukrayna savaşının geleceği, Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisi, terörle mücadele ve tabii ki Ticaret savaşlarının etkisi de vardı.

Forum sırasında dikkat çeken toplantılar ve paneller şöyle idi:

-İslam İşbirliği Teşkilatı – Arap Birliği Gazze Temas Grubu Toplantısı.

İlginizi çekebilir!  Milliyetçiliğimizin Bir Günlük Sadakasıyla Ömür Boyu Geçinenler! - Haydar As

-“Güney Kafkasya’da Bölgesel İşbirliğine Yönelik Sınamalar ve Fırsatlar” başlıklı panel. Bu etkinliğe Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan dışişleri bakanları konuşmacı olarak katıldılar.

-Türkiye-Bosna/Hersek-Hırvatistan Üçlü Danışma Mekanizması Dışişleri Bakanları Toplantısı.

-Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması 5. Toplantısı.

Bu toplantılardan Güney Kafkasya panelinde Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan, İkinci Karabağ Savaşı sonrası uzun süren müzakerelerin ardından barış anlaşması metni üzerinde uzlaşıya vardıklarını, bundan sonraki hedefin anlaşmanın imzalanacağı tarih ve yerin belirlenmesi olduğunu ifade etti.

Mirzoyan’ın bu ifadelerine karşılık Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov, Sovyetler Birliği döneminde bile Azerbaycan ile Nahcıvan arasında kesintisiz ulaşım bulunduğunu ancak gelinen günde hala bu ulaşımın yapılamamış olması sebebiyle Ermenistan’ı eleştirdi.

Gürcistan Dışişleri Bakanı Botchorishvili, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzelmesinden duyulan memnuniyeti “Barış içinde yaşayan bir Güney Kafkasya bölgesi hepimizin önceliğidir!” şeklinde dile getirdi. Sunucu’nun, Gürcistan’ın 3+3 formatındaki “Güney Kafkasya’da Kalıcı Barış ve İstikrarın Tesisine Yönelik Bölgesel İşbirliği Platformu’nda” yer almama sebebini sorması üzerine, asıl nedenin Rusya tarafından halen işgal altında tutulmaya devam eden Gürcistan toprakları olduğu açıklandı.  Ayrıca Gürcistan’ın Avrupa Birliği üyelik isteğinin sürdüğünü de vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ADF sebebiyle gelen devlet ve hükümet başkanları ile ikili görüşmeler gerçekleştirirken, benzer görüşmeler de Dışişleri Bakanı Fidan’la mevkidaşları arasında da yapıldı. Bunlardan biri de Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’du. Konuk bakan Fidan’la görüşmesi sonrası “Avrupa, insan haklarından bahsediyor ama Rusya ve Türkiye gibi ülkeler söz konusu olunca insan haklarından bahseden yok!” şeklindeki ifadesiyle Avrupa’ya da çatmadan edemedi.

Antalya Diplomasi Forumu Türkiye’nin İstediği Hedeflere Ulaştı mı?

Antalya Diplomasi Forumu, kuruluş felsefesi açısından son derece önemlidir. Her şeyden önce soğuk savaş öncesi de sonrası da en çok jeopolitik sorunların yaşandığı bir coğrafyaya komşu olan Türkiye’de gerçekleştirilmektedir. Türkiye, bir Avrupa ülkesi olduğu kadar bir Ortadoğu ülkesi, Kafkaslara komşu olma yanında bir Karadeniz sahildarı ülke ve Akdeniz vasıtasıyla Kuzey Afrika ülkeleriyle de denizden komşu olan sıra dışı bir ülkedir. Tarihi derinlikleri, Avrasya’nın merkezinde her üç kıta ülkesine ait milletlerin kültürlerinin harman olduğu coğrafyadaki konumunun önemi yanında, aynı zamanda bir İslam ülkesidir.

Zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına rağmen kendisi bu enerji hammaddelerini ithal mecburiyetinde kalan, ancak kendi içinde yaşadığı çeşitli türbülanslara rağmen ekonomik yönden gelişmesi için çabalayan, demokratik hukuk devleti olma yolunda oldukça mesafe kat etmiş bir ülkedir. 1970’li yılların ortalarında başlattığı “kendi silahını üretme” prensibini ağır aksak olsa da her iktidar döneminde azimle yürüterek, gelinen günde dünyanın en çok silah satışı yapan ülkeleri içerisinde 11’nci sıraya yerleşti.

İlginizi çekebilir!  Devrim Suriyesi'nde Ana Sorunlar Yeni Başladı - Prof. Dr. Celalettin Yavuz

Bu özelliği yanında dünyanın 17’nci büyük ekonomisi ile de ciddi bir değerdir. Son yıllarda Afrika ülkeleri ile de “birlikte kazan” düsturu ile çok iyi ilişkiler kurmuş olduğu için, ADF gibi bir organizasyonu başarıyla yürütmesi beklenen sonuçtur.

Her ne kadar yeni sayılabilecek bir platform olsa da dünyanın kalburüstü ülkelerinin (ABD, AB ülkeleri, İngiltere, Çin, Hindistan, Japonya, G. Kore vb) devlet/hükümet başkanlarının, hatta bunların dışişleri bakanlarının bile katılmamış olması ciddi eksikliktir.

Azerbaycan, Macaristan ve KKTC dışında diğer Türk Devletleri Teşkilatı’ndan devlet başkanlarının katılmaması yanında Irak, İran, Mısır, S. Arabistan, Körfez Ülkeleri, Pakistan gibi İslam ülkelerinden de üst düzey katılımların olmayışı düşündürücüdür.

Bu özetlenen hususlara bakıldığında ADF 2025’in hedeflerine ulaştığını söyleyebilmek mümkün değildir. Ancak ABD Başkanı Trump’ın yeniden ateşlediği “Ticaret Savaşları”nın olumsuz etkisinin hissedildiği açıktır. Öte yandan, bu yılın “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” şeklindeki teması, dünya genelinde kutuplaşma yerine uzlaşmayı çağrıştırırken, bu temayı kullanan Türkiye’nin kendi içerisinde “İmamoğlu türbülansı” ile olabilecek en şiddetli kutuplaşmalardan birine sahne olması da çelişkidir. Muhtemeldir ki, Avrupa ülkelerinin katılım seviyesinin en önemli sebebi bu olaydır.

Sonuç ve Öneriler

Antalya Diplomasi Forumu, bu haliyle bölgesel ağırlıklı ve ancak “yarı küresel” özellikle demir atabilir. Küresel çapta etkinlik kazandırabilmek için düşünülen bazı öneriler şöyledir:

-Forumun için tüm ülkelerin dini ve özel günleri dikkate alınarak planlama yapılmalı ve tarihi bir yıl öncesinden gene tüm ülkelere bildirilmeli, seçim vb sebeplerle erteleme veya atlama yapılmamalıdır.

-Forum bu haliyle bir devlet güdümlüdür. Bu durum, kutuplaşan ülkede sanki sadece “Cumhur İttifakı”nın forumu gibi algılandığından, muhalefetin katılımı ya gerçekleşmemekte, ya da sönük olmaktadır. Oysa bu etkinlik tüm milletin vergileriyle karşılanan, milletin ortak bir değeridir. İktidarla özdeşleşiyor gibi görünmesi, eski Demirperde ülkelerindeki yaşanan şekilde yurt içinde ve yurt dışında “iktidar güdümlü” olarak algılanmakta, bu da katılımların kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Bu sebeple forumun, Münih Güvenlik Konferansı ve Davos Dünya Ekonomik Forumu gibi bir vakfa (veya STK’ya) devredilmesi, ancak devlet desteğinin de sürmesi daha uygun olacak, muhalefet de etkinliğe güç verebilecektir.

-Foruma diğer ülke devlet/hükümet başkanlarının telekonferansla katılabilecekleri de hesaba katılarak, bu yönde bir hazırlık yapılması da yararlı olabilecektir.

  1. Mustafa Ersöz dedi ki:

    Türkiye Dış İşleri Bakanlığının düzenlediği bir Formda Türk Devletler Teşkilatı ülkelerinin katılmaması düşündürücü.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.