faruk taşçı kapak 2025

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 12 Şubat 2025

 

Baas rejiminden kurtulduktan sonra Suriye için en önemli mesele “yeniden yapılanma”. Bu gerekçelerle Yeni Suriye yönetiminin doğal olarak çok boyutlu girişimleri oluyor.

Suriye’nin Yapılandırılması İçin Temaslar

Arap-Körfez ülkeleri ile temaslar var. En üst düzey görüşmeler yapılıyor. Ülkeler arası gidiş-gelişler hızlanmış durumda.

Batılı ülkelerin yetkilileri ile görüşülüyor. Suriye’ye gelenler var. Suriye üst yönetimini davet eden ülkeler var. Batılı ülkeler bir nevi sıraya girmiş durumdalar.

Rusya da sürecin dışında değil. Belli görüşmeler yapılmış durumda. Detaylı pazarlık görüşmeleri devam ediyor.

Elbette işin başından bu yana Türkiye de var; hatta merkezi bir konumda.

Türkiye’den bireysel olarak ve sivil toplum kuruluşları yoluyla yoğun Suriye ziyaretleri oluyor. Suriye’ye çıkarma yapılmış durumda.

Devlet düzleminde Türkiye’nin Suriye’deki varlığı çok boyutlu. Askeri ve istihbari derinlik yanında diğer idari-bürokratik süreçlerde de Türkiye bir şekilde bulunuyor.

Yeni Suriye’nin üst yönetimi de Türkiye ziyaretlerini yapmaya devam ediyor. Önce Suriye Dışişleri Bakanı Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirdi. En son da Suriye Cumhurbaşkanı özel uçakla Ankara’ya getirilip üst düzey görüşmeler gerçekleştirildi.

Bu görüşmeler boşuna değil elbette. Türkiye’nin Suriye’nin yapılanmasındaki katkısının neler olduğu ve bundan sonra neler olacağı görüşme gündemlerinin başında olmalı doğal olarak.

İşte tam bu noktada Türkiye’deki 3 milyona yakın Suriyelinin, Yeni Suriye’nin yapılandırılması aşamasında etkili olması açısından önemli.

Bu önemi, dört farklı işlevsel koldan anlamak mümkün.

Suriyeli Öğrencilerin ve Mezunların İşlevleri

Bir kere, Türkiye’deki üniversitelerde okumakta ve mezun olan Suriyeliler bulunuyor.

Göç İdaresi Başkanlığı verilere göre yükseköğretim çağında (19–24 yaş) 309.319 geçici koruma kapmasında Suriyeli genç var. YÖK verilerine göre bunlardan 60 bin 750’si Türkiye’deki üniversitelerde öğrenci. Sayı 2013 yılında sadece 1.785 idi. Her yıl artarak 60 binlere ulaştı. Bu haliyle, Türkiye’deki uluslararası öğrenciler içinde Suriyeli öğrenciler % 18’lik oranla ilk sırada. Ayrıca 17 bin Suriyeli öğrenci de Türkiye’deki üniversitelerden mezun.

Bu sayılar, Yeni Suriye için her açıdan önemli bir imkân demek. Zira Yeni Suriye’nin her alanda “nitelikli insan gücü”ne ihtiyacı var ve bunlar Türkiye’deki Suriyeli üniversite öğrencileri ve mezunları üzerinden rahatlıkla sağlanabilir.

Bakan ve vali düzeyinde Türkiye Mezunu Suriyelileri gördük. Yeni Suriye’nin bürokrasinin her kademesinde görev almayı bekleyen Türkiye’deki üniversitelerde eğitim almış ve almakta olan binlerce Suriyeli var.

İlginizi çekebilir!  MSB'den Teğmenler ve Suriye'deki Hareketliliğe İlişkin Açıklama

Bunlardan istifade edilmeli. Her branştan öğrenci ve mezun var çünkü. Bunlardan istifade etmek Yeni Suriye yönetiminin çok işine yarar.

Bu durum aynı zamanda Türkiye için de “yumuşak güç” demek.

Sonuçta iki ülke için, “kazan-kazan” durumu.

Suriyeli İşverenlerin İşlevleri

İkincisi, Türkiye’de çeşitli sektörlerde iş yapan Suriyeli işverenler var. Bir kısmı 2011 öncesinde Suriye’de işveren idi, Türkiye’ye iltica sonrasında da işlerini devam ettirdiler, hatta büyüttüler. Bir kısmı Türkiye’ye iltica sonrasında Türkiye’de işlerini kurdular.

Bunların bir kısmı ciddi manada geniş bir ekonomik hacme de sahip. Özellikle imalat sanayisinde etkileri var. Hatta aralarında Türkiye’nin ihracatına önemli katkıları olanlar var.

Kayıtlı ve kayıt dışı işletmeler birlikte ele alındığında Türkiye’deki Suriyeli şirketlerin sayısının 10 binlerin üstünde olduğu tahmin ediliyor. Suriyelilerin bulundukları illere göre bu işletmelerin sayıları ve ekonomik hacimleri farklı.

Büyük işletmeler olmakla birlikte çoğunluklu esnaf ve zanaatkar şeklinde küçük işletmeler. Gıda sektörü başta olmak üzere berber, lokanta, kahvehane gibi işyerleri var.

Türkiye’deki Suriyelilerin işletmelerinin bu durumu dikkate alındığında, örneğin Halep’te yeniden ekonomiyi canlandırmak için önemli bir imkân/potansiyel. Türkiye’deki Suriyeli işverenlerin Halep’te de aynı/benzer işleri yapmaları çok rahatlıkla mümkün.

Hem Halep’te işletmelerinin olması hem de o işletmelerin Türkiye başta olmak üzere çeşitli ülkeler ile ticari ilişkiler kurması, Suriye’nin ekonomik olarak canlanması adına da önemli.

Çalışma Hayatındaki Suriyelilerin İşlevleri

Üçüncüsü, Türkiye’de çalışma hayatında çeşitli sektörlerde, çeşitli kademelerde, çeşitli işlerde istihdam edilen Suriyeliler de var.

Çalışma izni ile (90 bin üstünde) veya kayıt dışı olarak işgücü piyasasında olan Suriyeliler var. Suriyelilerin imalat sanayi ağırlıklı olmak üzere inşaatta, ticaret ve konaklama sektöründe çalıştıkları tahmin ediliyor.

Suriyelilerden kayıt dışı çalışanlarsa yaygın olarak mikro ve küçük işletme şeklindeki tekstil, inşaat, sanayi, gıda ve oto tamir yıkama sektöründeler. Hatta bazı sektörlerde Suriyelilerin varlığı, o sektörlerin ayakta durmasının da garantisi gibi.

Çalışma hayatındaki Suriyelilerin çoğunluğu 20-29 yaş arası gençler. Yani çok dinamik ve diri bir işgücü söz konusu. Tahminen her 10 Suriyeli çalışandan 7’i bu yaş grubundan. Bu nedenle, zor işlerin üstesinden gelebilecek özellikteler.

Bunlar, önemli tecrübeler edinmiş durumdalar. Aralarında nitelikli işgücü olanlar da var niteliksiz olanlar da. Bu kişiler, şu veya bu şekillerde Yeni Suriye’nin çalışma hayatına önemli katkılar sunabilecek durumdalar. Yeni Suriye yönetiminin bunlardan istifade etmesine yardımcı olunmalı.

İlginizi çekebilir!  İran-İsrail Gerilimini Bırak, Türkiye’ye Bak!

Sivil Toplum Tecrübesi ile Suriyelilerin İşlevleri

Dördüncüsü ve belki de Yeni Suriye için gerçekten de yeni olan, sivil toplum alanı. Zira Baas rejimi gibi zalim ve diktatör yönetimlerde sivil toplum alanı mümkün olamıyor.

Türkiye’de Suriyeliler farklı isimlerle, farklı alanlarda, farklı ölçeklerle çok önemli dernek/vakıf tecrübesi elde ettiler. Her yaş grubundan ve erkek-kadın olmak üzere Suriyelilerin sivil toplum tecrübesi Türkiye’de oluştu artık.

Suriyeliler kendi aralarında kurmuş oldukları sivil toplum kuruluşları dışında Türkiye’nin yerleşik ve etkili sivil toplum kuruluşlarında da aktif olarak çeşitli şekillerde bulundular. Bu tecrübeler, Yeni Suriye için başlı başına altın değerinde.

Türkiye’de Suriyelilerin kurduğu tüm sivil yapılanmaların çatı organı olarak “Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu” (ULFED) var. ULFED, “Suriye asıllı Türk sivil toplum kuruluşlarının Türkiye’ye uyum sürecini desteklemek” maksadıyla kurulmuş bir sivil yapılanma. Bu yapılanmada Suriyelilerin sivil toplum tecrübesi zirve yapmış durumda. Hemen her alanda faaliyetleri bulunuyor.

Ayrıca, Suriyelilerin dahil olduğu farklı alanlardaki Türk sivil toplum kuruluşları var. Sayıları önemli miktarda. İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) gibi Türkiye’de ve Suriye’de çok etkili olan sivil yapılanmalarda Suriyeliler görev alıyorlar. Buralarda Suriyeliler önemli görevler üstlenmek suretiyle sivil toplum tecrübesini fazlaca almış durumdalar.

Yine Türkiye’de Suriyelilerin her türlü ihtiyaçlarına destek vermek için gayret eden Türk sivil toplum yapılanmaları var. Hatta bu yapılanmalar bazı şehirlerde “insani yardım” platformları odaklı olarak Suriye ve benzer mağdur kesimlere destek sunuyorlar.

Bir de Suriyelilerin haklarına sahip çıkmaya yönelik hareket eden sivil yapılanmalar var. Suriyelilere hukuki destek ve danışmanlık ile farkındalık oluşturma çalışmaları yürütmekteler. Bunlar da Suriyelilerin önemli sivil toplum tecrübe alanlarından.

Özetle; Baas rejiminin zulmünden kendisine sığınanlara ev sahipliği yapan ve zamanla onlardan bir grubun rejimi devirmesine lojistik destek sağlayan Türkiye, gelinen noktada Yeni Suriye’nin yapılandırılmasında ev sahipliği yaptığı Suriyeliler eliyle çok önemli katkılar sunabilecek potansiyel güce sahip.

Öğrenci ve mezun, çalışma hayatı ve sivil alan başta olmak üzere Türkiye’deki Suriyelilerin “gönüllü geri dönüşü” anlamına da gelen bu hususla ilgili yeter ki doğru ve sistemli adımlar atılsın.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.