Ceyhun BOZKURT – 18 Şubat 2025
MHP lideri Devlet Bahçeli dedi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan destekledi: “PKK terör örgütü silahları bırakacak, örgüt lağvedilecek. Öcalan ve PKK hiçbir şart ileri sürmeyecek.”
Ne demekti bu: Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’un da vurguladığı üzere Milli Devletin esasları, Cumhuriyet, Üniter Yapı, Türk Milleti, Türk Vatandaşlığı, Türkçe, Türk Bayrağı ve İstiklal Marşı asla tartışmaya açılmayacak.
Bu kapsamda DEM Parti heyeti iki defa İmralı Adası’ndaki cezaevinde Öcalan ile görüştü. İmralı’dan verilen mesaj bu çağrının yapılacağına işaret ediyordu.
Kandil’deki terör baronları panikledi. Yıllarca Öcalan üzerinden militan ve sempatizan tabanı konsolide eden örgüt elebaşları, doğrudan “önderlik” dedikleri Öcalan’dan gelecek “Örgütü ben kurdum, ben lağvediyorum, silahları da bırakmanızı istiyorum” yönündeki bir çağrıdan öcü gibi korkuyorlar. Örgütün yayın organlarında sürekli olarak “Önderliğin elini güçlendirelim, Öcalan tecridi kaldırılsın, serbest bırakılsın, gelsin bizimle ve militanlarla görüşsün” gibi söylemlerle sanki örgüt elebaşını savunuyormuş gibi yapıyorlar ama işi yokuşa sürme niyetleri herkes tarafından fark ediliyor. DEM Parti içinde de terör faaliyetlerini savunan kesimin sesi giderek kısılıyor.
Süreç neticesinde hiçbir talebi kabul edilmeden silah bırakacak PKK’nın Kandil’deki terör baronlarına en büyük destek HÜDA PAR’dan geldi.
Diyarbakır’da iki gün süren “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nda HÜDA PAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna, liderliğine, o tarihlerde yürüttüğü terörle mücadele politikalarına açıkça saldırarak PKK’nın ekmeğine yağ sürdü.
Aslında HÜDA PAR yeni bir şey söylemiyordu. Çalıştay ne için düzenlenmişti?
Aslında selden kütük kapmaya çalışıyorlar. İşleyen süreçte Kürtler için değil, kendileri için ‘ne kaparız’ derdiyle, yanlarına da eski Amerikancı-Kürtçü takımını alarak konuşmaya başladılar. HÜDA PAR’ın seçimlerde aldığı oy desteği de çok cılız. Kendilerini aynı kulvarda gördükleri DEM Parti’nin gerisindeler. Biri seküler ve deist çizgiden hareketle söylemlerini ortaya koyarken diğeri aynı talepleri İslami referansla ifade ediyor. Burada avantaj da sağlamak istiyor.
Sonuç Bildirgesi adı altında yayınladıkları 15 maddelik sözde çözüm planı PKK’nın isteklerinin başka kelimelerle aktarılması. Özeti ulus devlete son vermek, sınırları kaldırmak… Yani Türkiye Cumhuriyeti’ni imha etmek. Yani terörü devam ettirmek isteyen Kandil’deki terör baronlarının ekmeğine yağ sürüyorlar. İçeride tartışma büyüyecek, proje akamete uğrayacak ve sonuç: Terör yine devam edecek.
Hadi kızgın bir dille yanıtlamayalım. Ama bilsinler ki, maddelerde aktardıkları pratikte gerçeklerle uyuşmuyor. Bu talepleri hayata geçirmek isteyenler kazdıkları çukurlara gömüldüler. Bunlar da hayata geçirmeye çalışırsa, aynı sonla karşılaşır.
Bu konuda ayrı bir not da şöyle düşmek gerek: AK Parti içindeki küçük bir kesimin de dahil olduğu belirtilen bir yapı Cumhur İttifakı’nı parçalamak için elinden geleni yapıyor. Amaç, AK Parti ile MHP ayrışsın, Cumhurbaşkanı Erdoğan yalnızlaşsın. İşte o zaman 15 Temmuz’da başaramadıklarını başarma derdindeler. Bu kesimin ağababalarından biri 17 Haziran 2016’da yani 15 Temmuz’dan bir ay önce aynen şu ifadeyi kullanmıştı: Bu parti Tayyip’in partisi değil. Aynı düşünce devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli olduğu sürece başarılı olacaklarını sanmıyorum. Her ikisine de Allah sağlık sıhhat versin. Ama bu ülkenin geleceğini karartmak için her zaman pusuda bekleyenler olduğunu da her daim hafızamızda tutmamız gerektiğini de bilelim.
