
Bercan TUTAR – 17 Şubat 2025
Yine bir Şubat ayı ve yine dünyanın çehresini değiştirecek siyasi gelişmeler yaşanıyor. 4-11 Şubat 1945 yılında Yalta’da düzenlenen konferansta bir araya gelen İngiltere Başbakanı Winston Churchill, SSCB lideri Joseph Stalin ile ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt Roosevelt, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’yı nüfuz sahalarına göre dizayn etme daha doğrusu Almanya’yı parçalama stratejilerini masaya yatırdı.
Yalta Konferansı ile dizayn edilen modern küresel sistem 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve ardından 26 Aralık 1991’de SSCB’nin dağılmasıyla ABD’nin tek küresel hegemon olduğu yeni bir aşamaya girdi. Artık Yalta kuralları yerine ABD’nin kendi stratejilerini dünyaya dayattığı tek süper güç dönemi başladı. Fakat bu dönem de uzun sürmedi.
Yine bir Şubat ayında küresel sistemi ve ABD’nin tek kutuplu dünyasına son verecek bir çıkış yaşandı. 2007 yılının 10 Şubat günü Münih’teki Uluslararası Güvenlik Konferansı’nda konuşan Rus lider Vladimir Putin, ABD’nin tek kutuplu dünyasının artık sürdürülemez olduğunu söyleyerek ABD liderliğindeki Atlantik dünyasının kimyasını alt üst etti.
Putin’in Münih’e geçmeden önce Ortadoğu ülkelerini kapsayan bir tur yaptığını da unutmayalım. Tarihi konuşmasında Washington’u sert bir dille eleştiren Putin, dünyanın yıkıcı ve kaotik Amerikan politikaları yüzünden daha tehlikeli ve yaşanılmaz bir yere dönüştüğü uyarısında bulundu.
O konuşmasında Rusya’nın artık Batı dünyası yerine yüzünü Asya’ya çevireceğini ilan eden Rus lider, NATO’nun genişlemesinin de barış ve istikrar getirmeyeceğinin altını çizdi. Putin’in kullandığı sert üslup Münih Güvenlik Konferansı’ndaki herkesi afallatmıştı. Çoğu analizci Putin’in konuşmasını Churchill’in 1946’daki Soğuk Savaş’ın başladığını vurguladığı ünlü ‘demir perde’ konuşmasıyla kıyasladı.
Putin’in söylemediklerini ise aynı konferansta konuşan Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov dile getirdi. Rusya’nın Batı yerine Çin ve Hindistan gibi Doğulu ortaklarıyla siyasi ve askeri ilişkilerini daha da artıracağının altını çizen İvanov, “Rusya bu ülkelerle bir anlayış birliğine daha kolay varıyor. Bu durumda Rusya’nın hem Amerika’yla hem de Batı Avrupa’yla ilişkileri gergin kalacaktır” dedi.
Putin’in bu tarihi çıkışından sonra 2008’de Gürcistan Savaşı çıktı. ABD’nin kışkırttığı Tiflis, cephede ABD ve Avrupa ile birlikte hezimete uğradı. Ülke parçalandı. Bu nedenle 2008 Gürcistan Savaşı ABD’nin tek süper güç döneminin bittiğinin sembolü olarak tarihe geçti.
ABD’nin renkli devrimler, darbeler, teröre karşı savaş ile NATO ve Avrupa Birliği genişlemesi stratejisiyle Rusya’yı kuşatma projesinin yeni cephesi bu kez Ukrayna oldu.
Küresel Sistemi Derinden Sarsan Olaylar
Tarihler yine Şubat ayını gösteriyordu. Bizdeki Gezi kalkışmasını aratmayacak şekilde 21 Kasım 2013’te Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’nda başlayan protestolar sonucu Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç 23 Şubat 2014’te görevden alındı. Gerekçesi ise Ukrayna-Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayı reddedip AB yerine Rusya ve Avrasya Ekonomik Birliği ile yakınlaşmayı tercih etmesiydi. Batı dünyası ve Batı yanlısı Ukrayna muhalefeti 23 Şubat tarihli bu gelişmeyi ‘Onur Devrimi’ diye niteledi. Fakat bu olay küresel jeo-politikayı derinden sarsacak diğer olayların da tetikleyicisi oldu. Yanukoviç’in yardım talebi doğrultusunda harekete geçen Rusya 18 Mart 2014’te Kırım’ı ilhak etti. 6 Nisan 2014’te ise Rusya destekli Novorossiya Federal Devleti ile Ukrayna Silahlı Kuvvetleri arasında Donbas savaş başladı. 2014’ten sekiz yıl sonra yine bir Şubat ayında Rusya Ukrayna’ya askeri operasyona girişti.
Tarihler bu kez 24 Şubat 2022’yi gösteriyordu. NATO, Avrupa ve ABD dâhil 57 ülkenin kurduğu Ukrayna’yı destekleme koalisyonu Rusya’ya karşı başarı elde edemedi. Üç yıl sonra yine bir Şubat ayında bu kez sadece Ukrayna savaşının değil Avrupa’nın güvenlik mimarisinin de çehresini değiştirecek bir gelişme daha yaşandı.
Tarihler 12 Şubat 2025’i gösterirken ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tam 1,5 saat süren bir konuşma yaptı. Konuşma sonrası iki lider Avrupa ve Kiev’deki rejimi ‘by pass’ ederek Ukrayna savaşını bitirecek müzakereleri başlatma kararı aldı.
Avrupa’da “ABD-Rusya” Korkusu
Görüşmeden sonra Avrupa’da yine alarm zilleri çalmaya başladı. “Yine başa döndük!”, “Tarih tekerrür ediyor!”, “Kaderimizi yine Rusya ve ABD belirleyecek” çığlıları yükseliyor Avrupa başkentlerinden.
ABD Başkanı Donald Trump göreve başlar başlamaz ilk kasırganın Atlantik’te kopacağı belliydi. Nitekim öyle oldu. Avrupa medyası ve siyasileri Trump ve Putin’in Ukrayna’yı Avrupa’ya danışmadan paylaşma kararı karşısında cılız tepkilerden başka bir şey yapamayacak. Tıpkı 1945’te Yalta’da olduğu gibi Avrupa yeniden ABD ve Rusya tarafından dizayn edilecek. Yine bir Şubat ayında alınan kararlarla Avrupa kıtasının jeo-politik çehresinin kökten değişeceği yeni bir küresel döneme giriyoruz. Kuşku yok ki Avrupa kıtasındaki bu değişim ve dönüşüm dalgası Türkiye ve dünyanın diğer ülkelerinin kıyılarına da ulaşacaktır.
Ne var ki Türkiye aldığı doğru karar ve sergilediği güvenli stratejilerle bu yeni gelişmelerden avantajlı çıkacaktır. Avrupa’ya karşı elimiz giderek güçlenirken Rusya ve ABD ile ilişkilerdeki kilit ülke konumumuz ise daha da perçinlenecektir. Dolayısıyla ülkemizin iç cephesi yanında dış cephesini de yeniden tahkim etmesi gereken kritik bir sürece giriyoruz. İşimizi şansa bırakmadan çalışırken bir yandan da gelecek Şubat ayının olası sürprizlerine karşı da hazırlıklı olmalıyız. Her tür alternatifi düşünerek ve hesaplayarak hareket etmek ve tedbiri elden bırakmamak geriyor.
Üstat, Dünya Savaşları Sonrası Yalta Konferansı Şartları, Bu Gün ile Aynı Değil Kanımca. Küresel Akıl ve Sermaye o gün Planlayıcıydı, bu Gün Hedef. Ülkeler içlerinde de Çok Yapılı 1 Halde. Gidişat ne Olursa Olsun TR için alan Açıyor, bu bizim için iyi. Lakin TR içinde Muhalefeti ile Temel Konularda Bir Olabilmeli ama Zor. Egeden Düşman Denize Döküldü Hikayesi ile Yunanistan’dan Nüfus Mübadelesi Altında Getirtilen bugün Beyaz Türk Diye İfade Edilenler..! Bir Zelenski de Türkiye de Çıkarma Peşindeler. Bunu TC ne Pahasına Olursa Olsun Aşmalıdır.Türkiye Kendi Adımlarını Güvenle Attıkça, Mağdur Olanlar Hinterlandında Toplanacaktır. Selam ve Syg