ceyhun bozkurt kapak 2025

Ceyhun BOZKURT – 19 Şubat 2025

 

Hatırlayacaksınız, iki gün önce Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in, silah arkadaşlarıyla şehadetinin yıldönümüydü. Bitlis Paşa’nın, Diyarbakır’a gitmek üzere bindiği uçak, Ankara Kara Havacılık okulundan havalandıktan yaklaşık 5 dakika sonra düşmüş, Bitlis Paşa, iki pilot ve diğer görevli askerler şehit olmuştu.

O tarihte Genelkurmay Başkanı olan Doğan Güreş, olayın üzerinden çok ama çok kısa bir süre sonra, gerekli inceleme vs. yapılmadan buzlanma açıklaması yapmıştı. Doğan Güreş, önce uçağın düştüğü Yenimahalle’deki Posta İşleme Merkezi’ne gitmiş, enkazı gitmişti. Ardından Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu’na geçti. Burada Okul Komutanı Tümgeneral Armağan Kuloğlu ile görüştükten sonra olayın “buzlanma ve pilotaj hatası nedeniyle kaza” olduğunu söylemişti.

Oysa kazanın ardından Genelkurmay karargahında bilgilendirilen (!) Başbakan Süleyman Demirel ikna olmamıştı. Gazetecilere ‘Hiçbir şey bilmiyoruz’ dedi. 18 Şubat 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Demirel ile gazeteciler arasındaki diyalog şu şekilde yazıldı:

Olayın nasıl meydana geldiği hakkında bilginiz var mı?

Demirel- Hiçbir şey yok. Hiçbir şey bilmiyoruz.

Uçak havadayken sorun çıktığı belirtiliyor.

Demirel- Henüz bir şey bilmiyoruz.

Sabotaj olasılığı üzerinde duruluyor mu?

Demirel- Görünürde, sanmıyorum.

Pilot acil durum alarmı vererek Esenboğa’ya iniş izni istemiş…

Demirel- Biraz bekleyin bakalım. Hepsi aydınlanır.

Soruşturma nasıl yürütülecek? Özel bir komisyon kurulacak mı?

Demirel- Her zaman, bu çeşit işlerde ne yapıldıysa, o yapılır. Devletin işidir onlar. İlgili makamlar yapar.

Görev neydi?

Demirel- Görev, Diyarbakır’a gidiyordu.

Görüldüğü üzere dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güreş ile yaklaşık 45 dakika görüşen Başbakan Süleyman Demirel, gazetecilere tek bir kelime bile “kaza” ya da “buzlanma” dememiş. Üstüne “Hiçbir şey yok. Hiçbir şey bilmiyoruz” diyerek adeta “buzlanma ve pilotaj hatası nedeniyle kaza” diyen dönemin askeri yetkililerini yalanlamış.

İlginizi çekebilir!  URFALININ TERAZİSİ MİLİM ŞAŞMAZ!

Hatalı olduğu söylenen pilotların son derece tecrübeli pilotlar olması da Güreş’in açıklamasının ciddiyetini sarsmıştı. Birinci Pilot Binbaşı Yaşar Erian, Yeşil Kart sahibi bir pilottu. Toplam 3220 saatlik uçuşu vardı. Havacılık terimine göre Yeşil Kart sahibi pilotlar, uçuşa tek başına karar verme yetkisine sahipti.

Benzer şekilde İkinci Pilot Yüzbaşı Tuğrul Sezginler de titiz, disiplinli, bilgili ve usta bir pilottu.

Erian ve Sezginler, uçağı satın alındığı 1991 yılında ABD Kansas’tan Türkiye’ye getiren pilotlardı. 24 Aralık 1991 tarihindeki uçuş kuzey kutbunun dibindeki İzlanda üzerinden gerçekleştirilmiş, Tuğrul Sezginlerin ailesinin avukatı Nusret Senem’in ifadesiyle adeta eksi 40 derecede gerçekleştirilmişti. Hatta uçuş sırasında tipi gerçekleşmiş, buna rağmen sağ salim Türkiye’ye gelmişlerdi. Ancak İzlanda üzerinde, eksi 40 derecede, üstelik tipide buzlanmayan uçak, Ankara’da artılı derecelerin olduğu 17 Şubat tarihinde buzlanmıştı.

Bu olay neden önemliydi?

O yazımızın başlığı gibi, tesadüf değildi. Eşref Bitlis Paşa örneğinde görüldüğü Türkiye ne zaman bir hamle yapmaya kalksa, suikast, saldırı, terör, provokasyon vb. yöntemlerle Türkiye’nin önü tıkanıyor. Bu bazen de teröre karşı hamle yaptığınızda, çalıştay adı altında da gerçekleşebiliyor.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.