WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0566 0.1%
EURO 38,0826 0.03%
ALTIN 2.833,440,17
BITCOIN 21413684,35%
Amerika Güç Kaybederken-2: Uluslararası Sistemden Küresel Gücüne Kayma

Amerika Güç Kaybederken-2: Uluslararası Sistemden Küresel Gücüne Kayma

7 Ekim 2023 15:07
Amerika Güç Kaybederken-2: Uluslararası Sistemden Küresel Gücüne Kayma
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 6 Ekim 2023

Clinton’ın ikinci döneminde 1998 tarihli belgede casusluk faaliyetleri yapan, insan hakları ihlallerinde bulunan, bölgesel ve insani krizlere yol açan ‘başarısız devletler’ sorunu da ele alınmıştı. O yıl Kenya ve Tanzanya’daki ABD büyükelçiliklerine terör saldırıları üzerine bu örgütlere destek verdikleri gerekçesiyle Sudan ve Afganistan’daki hedeflere füze saldırıları gerçekleştirilmişti. Bir bakıma ABD, uluslararası hukuku bir kenara bırakmaya başlamıştı.

Clinton Döneminde ‘Yumuşak Güç’ ve Gerektiğinde Sert Güç

Clinton’ın küreselleşmesi “ekonomik, teknolojik, kültürel ve siyasal bütünleşmeyi hızlandıran ve tüm kıtalardan insanları birbirine yaklaştıran, fikirlerin, malların ve bilgilerin paylaşılmasını sağlamayı” hedefleyen küreselleşmenin serbest pazar ilkesi, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı, demokrasinin teşviki vb. alanlarda ABD’nin temel değerleri ile uyumlu olduğuna vurgu yapılmaktaydı. Bu sürece uyumda sıkıntılı ülkelere salgın hastalıklar, refah, örgütlü suçlar vb. konularda yardımlarla “yumuşak gücünü” kullanan ABD sempati topladı.

Ancak küreselleşme; KİS’lerin yayılması, küresel terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama vb birçok riskle birlikte devletlerin ortak sorunu halini de aldı. Liberal ekonomi ve serbest ticareti destekleyen ABD, ekonomik açıdan “serseri devletler (rogue states)” diye adlandırılan İran, Irak, Kuzey Kore ve Libya gibi ülkelerle yapılması yasağını da getirdi.

Soğuk Savaş sonrası BM ile işbirliği içindeki ABD, koalisyonlarda ve BM Barış Gücü Operasyonlarında yer almış, 1991’de Irak, 1992 Somali, 1993-1995 Bosna, 1996 Ruanda ve Zaire, 1997’de Arnavutluk’ta yine 1997’de Kongo ve Gabon’da askeri operasyonlara katılmıştı. Clinton yönetimi Bosna Hersek’e ilaveten, uzun bir süreden beri devam eden Kıbrıs ve Filistin gibi sorunların çözümüne de el atmıştı. Görevinden ayrılasına günler kala Filistin sorunun iki devletli çözümü için Camp David’teki Clinton-Ehud Barak-Arafat zirvesinde Arafat’ın yan çizmesiyle girişim akamete uğramıştı. 1999’da “Yeni Bir Yüzyıl İçin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin ilanıyla Clinton Yönetimi, stratejisini “küreselleşme” üzerine dayandırmıştı.

1999’da NATO’nun “Yeni Stratejik Konsepti”nde ittifakın artık doğrudan saldırının yanında etnik ve dinsel çatışmalar, bölgesel uyuşmazlıklar, insan hakları ihlalleri, terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, örgütlü suçlar vb. konularda da hareket geçebileceği öngörülmekteydi. Bu esaslar çerçevesinde Kosova’nın Sırbistan tarafından soykırıma uğramasını önlemek maksadıyla ABD’nin önderliğindeki NATO, BM Güvenlik Konseyi’nin kararı aranmaksızın Kosova’daki Sırp kuvvetlerine Türk uçaklarının da katıldığı hava harekatı icra etti. NATO’yu da yanına alan ABD, BM Güvenlik Konseyi kararlarına ihtiyaç duymuyordu.

George W. Bush’la Birlikte Uluslararası Güvenlik Sistem Yerine ABD’nin Gücü

George W. Bush ile birlikte dış politikada etkinlik arayışı ‘Amerikan İstisnacılığı’ ile milliyetçi söylemin ön plana çıktığı ABD’nin liberal devlet anlayışında şu dört özellik belirginleşti: (a) Avrupa’daki devlet egemenliğinden farklı olarak, dünyaya özgürlük getirme misyonu taşıyan bir devlet olarak egemenliği başkalarıyla paylaşmanın imkânsızlığı. (b) ABD dış politikasının meşruiyetinin uluslararası rejimler yerine kendi kamuoyunun onayına bağlı olması. (c) Özgürlüğün dünya çapında yaygınlaştırılmasının salt Amerikan değerlerine göre yürütülmesi, yani hak ve özgürlüklerin Amerikan’ın kabullendiği kavram ve değerlerle götürülmesi. (ç) Dış politikada çok taraflılık geleneğinin varlığına rağmen bu pek de kuvvetli olamadığı öngörüsü.

Bu özelliklerden de anlaşılacağı üzere Bush, Clinton’ın ötesine geçerek ABD’nin tek kutuplu kudretinin peşindeydi. Ancak bu kudretli tek kutbun karizması New York’ta Dünya Ticaret Merkezi ve Washington’da Pentagon’a 11 Eylül 2001’de gerçekleştirilen terörist saldırılarla çizildi. Bush yönetimince milat niteliğindeki saldırıdan yaklaşık bir yıl sonra açıklanan Bush Doktrini, Clinton döneminden farklı olarak ABD’nin yeni düşmanını ve dış politikasını ortaya koymuştu. Yeni düşman, o tarihlerde küresel terör örgütü olarak nitelenen el-Kaide idi.

(Yazı dizi “Amerika Güç Kaybederken-3” şeklinde devam edecektir.)

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.