Yılmaz, Türkiye’nin 6 bin 500 ton altın potansiyeline sahip olduğunu belirtti ve şu açıklamalarda bulundu: “Biz bunun 1500 tonunun nerede olduğunu biliyoruz ve hatta üretmeye de başladık. Geriye kalan, yer altında bekleyen 5 bin ton var. Bu miktarın bugünkü değeri yaklaşık 300 milyar dolar civarında. Şu anda yıllık 2.5 milyar dolarlık altın üretiyoruz. Üretim miktarını 100 tona ulaştırdığımızda, bu rakam yaklaşık 8-9 milyar dolara çıkacak. Bu da altındaki dış ticaret açığının üçte birini kapatmamız anlamına gelir.”

Yerli Sermayenin Gücü

Bergama’daki altın madeninin üretime başlamasından sonra, ilk 10 yılda Türkiye’deki altın üretiminin tamamının yabancı şirketler tarafından gerçekleştirildiğini aktaran Yılmaz, şu anda ise Türkiye’de üretilen altının yüzde 100’ünün yerli sermaye ile üretildiğini belirtti.

Yığın Liçi ve Madencilik Kazaları

İliç’te yaşanan maden kazasına değinen Yılmaz, kazanın meydana geldiği madeni görmediğini belirterek, Meclis’te kurulan araştırma komisyonunun sonuçlarının beklenmesi gerektiğini ifade etti. Eleştirilere neden olan yığın liçi prosedürü hakkında da bilgi veren Yılmaz, bu yöntemin dünyada 268 madende uygulandığını belirtti. Yılmaz, “ABD, Kanada, Avustralya, Rusya, Suudi Arabistan gibi birçok ülkede uygulanıyor. Uygulanmayan bir şey değil” şeklinde konuştu.

Madencilikte Yasal Düzenleme ve Denetim

Yılmaz, madencilikte yeni bir yasal düzenleme beklediklerini ve izin prosedürlerinin hızlandırılması gerektiğini ifade etti. Orman izinleri sürecinin de hızlandırılmasını talep eden Yılmaz, şu anda orman alanlarının madencilikte kullanılan alanının binde 3.8 olduğunu belirtti. Ayrıca, “Ormanda kesilen her 100 bin ağaçtan sadece 1 tanesi madencilik amacıyla kesiliyor” dedi.

Madencilik sektörünün kendi kendini denetleyecek bağımsız bir denetim mekanizması oluşturması gerektiğini de vurgulayan Yılmaz, Kanada Madenciler Derneği’nin ‘Sürdürülebilir Madencilik İlkeleri’ne dikkat çekti. Yılmaz, “Madene gittim, benim standartlarıma uygun bir standartla çalışıyordu. Burası, kendi iç denetimimiz sonucunda İç Denetim Sertifikası’nı almıştır” şeklinde bir sistemin Türkiye’de de uygulanması gerektiğini ifade etti.

Ekonomiye Büyük Katkı

Mehmet Yılmaz’ın açıklamaları, Türkiye’nin yer altı kaynaklarının ekonomiye kazandırılması durumunda ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Yer altındaki 5 bin ton altının ekonomiye kazandırılması, Türkiye’nin ekonomik büyümesine önemli bir katkı sağlayabilir. Ayrıca, yerli sermayenin bu alanda daha fazla yer alması, ekonomik bağımsızlık ve sürdürülebilir kalkınma açısından da büyük önem taşıyor.

Ekonomi haberlerini takip etmek için hemen tıklayın ve güncel haberlerden anında haberdar olun!

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.