Osman Özgüven kimdir? CHP’nin efsanevi ismi, eski Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Özgüven, parti yönetimini sert bir dille eleştirdiği basın toplantısında, CHP’nin sosyal demokrasi değerlerinden uzaklaştığını ve halkın iradesine saygı göstermediğini söyledi.
ÖZGÜVEN CHP’DEN AYRILDI
Osman Özgüven, partisinden ayrılma kararını, emek, demokrasi ve barış mücadelesine adadığı ömrünün bir sonucu olarak gördüğünü belirtti.
Özgüven’in istifası, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de şaşırttı. Özel, daha önce yaptığı bir konuşmada, Özgüven’i babası gibi sevdiğini ve onun sayesinde siyasete girdiğini söylemişti. Özel, ayrıca, Özgüven’in Dikili’de uyguladığı sosyal belediyecilik modelini örnek alacaklarını ve suyu bedava veren Osman Özgüvenleri çoğaltacaklarını ifade etmişti.
OSMAN ÖZGÜVEN KİMDİR?
Osman Özgüven, 1943 yılında İzmir’in Dikili ilçesinde doğdu. Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1984 yılında SODEP’ten Dikili Belediye Başkanı seçildi. Ticari faaliyetlerini bırakarak tamamen siyasete odaklandı. Dört çocuk ve dört torun sahibi olan Özgüven’in tek geliri emekli maaşıdır.
Osman Özgüven kimdir? Özgüven, siyasi hayatını SODEP, SHP ve CHP çatısı altında sürdürdü. CHP’nin ve sol hareketin duayen isimlerinden biri olarak kabul edildi. 12 Eylül darbesine karşı Dikili’de örgütlü bir direniş başlattı ve unutulmaz festivaller organize etti.
Özgüven, 1984-1994 ve 2004-2013 yılları arasında ikişer dönem Dikili Belediye Başkanlığı yaptı. Yerel yönetimde devrim niteliğinde projeler hayata geçirdi. Sosyal belediyeciliğin öncüsü oldu. Su, elektrik, doğalgaz, ulaşım, sağlık, eğitim, kültür, spor gibi hizmetleri ücretsiz veya çok uygun fiyatlara sundu. Dikili’yi ekolojik bir kent haline getirdi.
GÜRSEL TEKİN DE İSTİFA ETTİ
CHP’nin Kadıköy Belediye Başkanlığı için aday gösterilen ismin Mesut Kösedağı olması, Tekin’in beklentileriyle uyuşmayınca istifa kararı almasına neden oldu. Tekin, açıklamasında CHP’nin Atatürkçü ve sosyal demokrat ilkelerinden uzaklaştığını vurgulayarak, partide liyakat ve ehliyetin göz ardı edildiğini belirtti.
Parti içi demokratik süreçlerin işletilmemesine vurgu yapan Tekin, partinin hukukunu ve emekçilerin haklarını hiçe sayan bir yapıya dönüştüğünü dile getirdi. Parti içi ilişkilerin ideoloji veya ilkelere dayanmak yerine kişisel çıkarlar ve ilişkilere dayandığını ifade eden Tekin, bu durumun partinin geleceği açısından endişe verici olduğunu vurguladı.