Akademisyenlere, siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına seslenen Erdoğan, “En ideal Anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, müzakere edelim, tartışalım ama kaçmayalım” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘1982 yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından satır başları;

Bugün 12 Eylül. Bundan tam 43 yıl önce Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşadı. Bir sağdan bir soldan mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa. İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerimizin vebali darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacaktır.

Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile yargılamasından infazına, tüm safhalarıyla yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kabine sapladığı en büyük hançer, üzerinde halen konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihi bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hala bir darbe anayasasıdır.

“Sivil anayasa hedefinden vazgeçmedik”

Yapılan değişikliklerin her biri elbette önemlidir ama her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğu da bir gerçektir. Biz bu amaçla yaklaşık 10 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattık. Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin tabiri caizse yan çizmesiyle akim kaldı. Buna rağmen ülkemizi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedefimizden vazgeçmedik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı yeniden yazma teklifimiz yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık.

Geçtiğimiz yıl önce anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenledik. Ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve milletimize takdim edeceğimiz kendi anayasa metnimizi hazırladık. Maalesef bu süreçte Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı.

İlginizi çekebilir!  Irak'ın Kuzeyinde 6 Terörist Etkisiz

Muhalefet cenahı sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen iş somut adım atmaya geldiğinde hemen dümeni başka tarafa kırıp ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayır kavga, yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam, herkese kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki? Bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor.

İletişim Başkanlığı’mız ile Hukuk Politikaları Kurulu’muzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.

Erdoğan’dan muhalefete tepki

Dünyada BM’de temsil edilen ülke kadar anayasa vardır. Her ülke kendi tarihine, siyasi sosyal kültürüne göre bir süreç yaşamıştır. Cumhuriyet döneminde de muhtelif Anayasa deneyimlerimiz olmuştur. 60’tan itibaren Anayasalarımız maalesef darbe gölgesinde olmuştur.

Türkiye gibi 2 bin yıllık geleneğe sahip bir ülke çok daha iyi bir Anayasa’yı ziyadesiyle hak ediyor. Mesela Amerikan Anayasası 27 kez değişmiş olmasına rağmen hala ülkenin gerekliliklerini karşılayamıyor. Bir de kağıt üzerinde çok iyi Anayasa’ya sahip ülkeler olmasına rağmen demokrasiden uzak hüküm süren ülkeler de mevcut. Dünyanın en eski anayasalarından biri Hicret’in hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine’dir.

Modern Anayasalar için İngiltere’den başlayıp Fransa’dan Amerikan bildirisine kadar bir dizi işaret ediyor. Milli mücadelenin meşru zeminini oluşturan Anayasa 1921 yılında yani savaşın en şiddetli yıllarında hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 Anayasalarının her birinin kendi dönemlerine ilişki ayrı hikayeleri var. Bugün bize düşen göre Cumhuriyetimizin 100. yılında kendi hikayemizi yazıp gelecek nesillere bir hediye bırakmaktır.

İlginizi çekebilir!  Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Beştepe'de Toplandı

“Yeni bir Anayasaya ihtiyacımız olduğu gerçek”

Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirmek için vizyonumuzu ve altyapımızı geliştirmek yetmiyor. Yeni bir Anayasaya ihtiyacımız olduğu gerçek. Bizi darbe Anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile kafidir. Yeni Anayasa metni sihirli değnek gibi ülkenin siyasi, ekonomik yapısını değiştirip Türkiye’yi bir masal diyarına getirmeyecektir. Devletin bekasını, insanlarımızın doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini kuşatan yeni Anayasa’nın Türkiye’ye çok şey katacağı ortadadır.

Nitekim temel hak ve özgürlükler en ileri kabul edilen ülkelerin Anayasalarında bile eksiktir. Önemli olan Anayasaları modern dünya ile süslemek değil buna göre uygulamalar sunmaktır. Somut uygulamalara dönüşmektir. Bize düşen sistemi mümkün olan en gerçekli şekilde kurmaktır. Türkiye’nin hukuk pratiği bize şunu söylüyor. Kısa metinler istismara uğrayabilir, uzun metinler de siyasi dönüşümü tıkayabilir. Ülkemizin hedeflerine uygun bir Anayasa lazımdır. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin bu anlayışın devam edeceğiz bir Anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz.

“Bize düşen kapıları çalmak”

TBMM’deki her grupla görüşeceğiz bakacağız. Yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz. Bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplumlara, akademi topluluklarına sesleniyorum. En ideal Anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, müzakere edelim, tartışalım ama kaçmayalım. Kimsenin bundan rahatsız olmasına gerek yoktur. Yamalı bohçaya dönen Anayasa ile devam etmek ülke için de siyaset içinde yüke dönüşmüştür. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin darbe anayasasını da atacak gücü vardır. Yeni Anayasayı kazandırana kadar devam edeceğiz.

Toplumun gerisinde kalan değil dinamizmi yakalayan bir Anayasa istiyoruz. Aydınlık ufuklar açacağını düşünüyorum. Her teklifi, her fikri samimiyetle dinleyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.