0

BEĞENDİM

0

Blanche Monnier, 19. yüzyılın sonlarında Fransa’da yaşamış ve 25 yıl boyunca annesi tarafından kilitli tutulmuş bir kadındır. Bu olay, 1901 yılında polis tarafından keşfedildiğinde, hem Fransa hem de dünya çapında büyük bir skandala ve meraka neden olmuştur. Blanche Monnier’in hikayesi, birçok film, kitap ve belgese konu olmuştur. Bu yazıda, Blanche Monnier’in kim olduğunu, neden annesi tarafından hapsedildiğini, nasıl kurtarıldığını ve sonrasında neler yaşadığını öğreneceksiniz.

BLANCHE MONNİER KİMDİR?

Blanche Monnier, 1849 yılında Poitiers’de zengin ve saygın bir ailede doğmuştur. Babası, Emile Monnier, üniversitede hukuk profesörüydü. Annesi, Louise Monnier, ise aristokrat bir aileden gelmekteydi. Blanche, güzel, zeki ve sosyal bir genç kız olarak tanınıyordu. Ailesi, onun iyi bir eş bulmasını ve mutlu bir evlilik yapmasını istiyordu.

BLANCHE MONNİER NEDEN ANNESİ TARAFINDAN HAPSEDİLDİ?

Blanche Monnier’in hayatı, 1876 yılında, 27 yaşındayken, aşık olduğu bir adam yüzünden değişti. Bu adam, ailenin komşusu olan ve Blanche’in babasının öğrencisi olan bir avukattı. Ancak, bu adam, Blanche’in ailesinin beğenmediği biriydi. Çünkü, hem fakir hem de yaşlıydı. Blanche’in annesi, kızının bu adamla evlenmesine kesinlikle karşı çıktı. Blanche ise, annesinin baskısına rağmen, sevdiği adamdan vazgeçmedi. Bu durum, anne-kız arasında büyük bir çatışmaya yol açtı.

Blanche’in annesi, kızını evden kaçmasını engellemek için, onu evin üst katındaki bir odaya kilitledi. Bu odaya, ne güneş ışığı ne de havalandırma girebiliyordu. Blanche, yıllarca bu odaya mahkum edildi. Annesi, ona yeterli yiyecek ve su vermedi. Blanche, zamanla zayıfladı, saçları döküldü, cildi solgunlaştı ve pislik içinde kaldı. Annesi, onu bu şekilde görmeye devam ettiği sürece, onun sevdiği adamı unutacağını düşünüyordu.

BLANCHE MONNİER NASIL KURTARILDI?

Blanche Monnier’in kurtuluşu, 1901 yılında, Paris Savcılığı’na gönderilen anonim bir mektupla başladı. Bu mektupta, şu ifadeler yer alıyordu:

“Sayın Savcı, size Poitiers’de yaşanan bir suçtan bahsetmek istiyorum. Bayan Monnier, kızı Blanche’i 25 yıldır bir odaya kilitli tutuyor. Kızı, açlık, pislik ve korkunç bir yalnızlık içinde ölüme terk edilmiş durumda. Bu olay, insanlık dışı bir işkencedir. Lütfen, bu kadını durdurun ve kızını kurtarın.”

Savcı, bu mektubu ciddiye aldı ve polise bir araştırma emri verdi. Polis, mektupta bahsedilen adrese gitti. Kapıyı, Blanche’in annesi açtı. Polis, evi aramak istediğini söyledi. Annesi, buna izin vermedi. Ancak, polis, evden gelen kötü bir koku fark etti. Bu koku, onları Blanche’in tutulduğu odaya götürdü. Polis, odayı zorla açtı ve karşısında korkunç bir manzara buldu. Blanche, yatağında, çıplak, bitkin ve kirli bir halde yatıyordu. Vücudu, böcekler ve yaralarla kaplıydı. Saçları, yüzünü ve vücudunu örtüyordu. Odayı, pislik ve çöp doldurmuştu. Blanche, polisi görünce, korku ve şaşkınlıkla bağırdı.

Polis, hemen Blanche’i odaya aldı ve hastaneye götürdü. Annesi ise, tutuklandı. Blanche, hastanede tedavi altına alındı. Doktorlar, onun fiziksel ve zihinsel olarak çok kötü durumda olduğunu belirttiler. Blanche, 25 yıl boyunca hiç konuşmadığı için, dilini unutmuştu. Sadece bazı sesler çıkarabiliyordu. Ayrıca, güneş ışığına ve insan yüzlerine alışık olmadığı için, gözleri çok hassastı. Vücudu ise, çok zayıf ve kırılgandı.

BLANCHE MONNİER SONRASINDA NELER YAŞADI?

Blanche Monnier’in annesi, kızına yaptığı işkence nedeniyle yargılandı. Mahkeme, onu ömür boyu hapse mahkum etti. Ancak, annesi, yargılandıktan birkaç gün sonra, kalp krizi geçirerek öldü. Blanche’in babası ise, 1884 yılında ölmüştü. Blanche’in kardeşi, Marcel Monnier, ise, annesinin yaptıklarından habersiz olduğunu iddia etti. Ancak, bu iddiası inandırıcı bulunmadı. Marcel, ailesinin mal varlığını miras aldı. Ancak, kamuoyunun tepkisi nedeniyle, Poitiers’den ayrılmak zorunda kaldı.

Blanche Monnier, hastanede kaldığı süre boyunca, yavaş yavaş iyileşmeye başladı. Doktorlar, onunla konuşmaya ve ona yeni şeyler öğretmeye çalıştılar. Blanche, zamanla, bazı kelimeleri hatırladı ve konuşabildi. Ancak, psikolojik olarak çok travmatik bir deneyim yaşadığı için, tam olarak iyileşemedi. Blanche, 1913 yılında, 64 yaşındayken, hastanede hayatını kaybetti.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Blanche Monnier’in sevdiği adam ne oldu?
Blanche Monnier’in sevdiği adam, 1885 yılında öldü. Blanche, onun öldüğünü hiç öğrenemedi.

Blanche Monnier’in hikayesi gerçek mi?
Evet, Blanche Monnier’in hikayesi gerçek bir olaydır. Bu olay, Fransa’da ve dünyada büyük yankı uyandırmıştır. Blanche Monnier’in fotoğrafları, gazetelerde yayınlanmıştır.

Blanche Monnier’in hikayesi hangi filmlere ve kitaplara konu olmuştur?
Blanche Monnier’in hikayesi, birçok film ve kitaba ilham kaynağı olmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır:

-The Secret of Madame Blanche (1933): Bu film, Blanche Monnier’in hikayesinden esinlenerek yapılmış bir Hollywood filmidir. Filmde, Blanche’in adı Louise olarak değiştirilmiştir.
-The Mystery of the Yellow Room (1907): Bu kitap, Gaston Leroux tarafından yazılmış bir dedektif romanıdır. Kitapta, Blanche Monnier’in hikayesi ele alınmıştır.

Blanche Monnier’in hikayesine dayanan bir film veya kitap uyarlaması gerçekçi mi?
Bu sorunun cevabı, kişisel zevkinize bağlıdır. Ancak, Blanche Monnier’in hikayesine en yakın olan film veya kitap, The Secret of Madame Blanche (1933) olabilir. Bu film, Blanche Monnier’in hikayesinden esinlenerek yapılmış bir Hollywood filmidir. Filmde, Blanche’in adı Louise olarak değiştirilmiştir. Film, Blanche’in annesi tarafından hapsedilmesinin nedenini ve sonuçlarını dramatik bir şekilde anlatmaktadır.

BLANCHE MONNİER HAKKINDA

Blanche Monnier, Fransa’nın en büyük gizemlerinden biridir. Onun hikayesi, hem acıklı hem de ilginçtir. Blanche, aşkı uğruna, annesi tarafından 25 yıl boyunca bir odaya kilitlenmiştir. Bu olay, onun hem fiziksel hem de zihinsel olarak çökmesine neden olmuştur. Blanche, 1901 yılında polis tarafından kurtarılmıştır. Ancak, tam olarak iyileşememiştir. Blanche, 1913 yılında, hastanede hayatını kaybetmiştir. Blanche’in hikayesi, birçok film, kitap ve belgesele konu olmuştur. Blanche, tarihte unutulmaz bir iz bırakmıştır.