
Ersoy DEDE – 29 Nisan 2025
Türkiye bir kez daha kendi içinden doğan ihanetle yüzleşiyor.
Değerli dostlar..
Son.tv, İstanbul Adliyesi içindeki kaynaklarına dayanarak bir haber yayınladı. Bu haberin her satırında tüylerim diken diken oldu. Yazılanların onda biri bile doğruysa vay halimize.
**
Şimdi size parça parça anlatacağım. Ve bu anlattıklarımdan sonra siz de diyeceksiniz ki; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü İBB soruşturması, sıradan bir yolsuzluk meselesi olmaktan çoktan çıktı.
Ortaya çıkan tablo, doğrudan devletin bekasını hedef alan, sinsice kurulmuş bir ihanet ağının varlığına işaret ediyor.
**
İstanbul’un kalbinde, milletin iradesiyle emanet edilen makamlar, adeta bir gizli kalkışmanın merkez üslerine dönüştürülmüş.
Ve şimdi, gerçekler bir bir ortaya dökülüyor!
**
Gizli Üsler: Le Méridien ve Beşiktaş Otellerinde Derin İhanet
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın elde ettiği bulgulara göre Ekrem İmamoğlu, Le Méridien Etiler Hotel’in 17. ve 18. katlarındaki penthouse daireleri adeta birer “gizli karargâh” haline getirmiş.
Bu daireler İmamoğlu’na bedelsiz tahsis edilmiş, JAMMER’larla dış dünyadan izole edilerek buralarda üst düzey gizli görüşmeler yapılmış..
Yetmedi…
Beşiktaş’ta bulunan başka bir beş yıldızlı otel de, özel bir konuğu ağırlamak ve yine gizli görüşmeler gerçekleştirmek amacıyla tahsis edilmiş..
Yani..
Artık soruşturma sadece Le Méridien ile sınırlı değil.
İhanet ağı, İstanbul’un dört bir yanındaki lüks otellere yayılmış durumda.
Toplantıların niteliği, katılan isimler ve kurulan temaslar da bir bir ortaya çıkacak. Ve bu tablo netleştikçe biz artık ne konuşacağız biliyor musunuz? Bu yapıların, salt siyasi hedefler taşımadığını, devletin güvenliğini doğrudan tehdit eden bir organizasyon olduğunu..
**
Ortaya çıkan bir diğer skandal da, İmamoğlu’na, sadece devlet başkanlarına özel üretilen, terör ve mayın saldırılarına dayanıklı, 70 milyon TL değerindeki Mercedes-Maybach S 600 Guard serisinin hediye edilmesi.
Bu araç bir yıl önceden sipariş edilerek hazırlanmış.
Peki bu ultra lüks hediyeyi kim neden vermiş ?
İstanbul Başsavcılığı, bu hediye için finansmanı sağlayan işadamını da tespit etti.
Kim bu işadamı?
Devletin yıllarca ballı ihalelerle beslediği bir sermaye grubu mensubu.
Ve şimdi, İmamoğlu’nu adeta “erken Cumhurbaşkanı” gibi ağırlamaya başlamış.
Bu manzara, bize sadece bir bireyin şahsi zenginleşme çabası değil; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne meydan okuyan bir klikleşmenin açık kanıtlarını gösteriyor.
**
Soruşturma ilerledikçe, asıl büyük tehdit daha da netleşecek gibi görünüyor:
Çünkü, devletin içinde İmamoğlu’na bilgi sızdıran köstebekler olduğu anlaşılmış. Başsavcı Akın Gürlek, bunu da yakalamış durumda..
-MASAK raporlarına bilinçli müdahaleler yapılmış.
-Kritik belgeler yetkisiz uzmanlara düzenlettirilmiş.
-Soruşturma dosyalarındaki bilgi akışı manipüle edilmeye çalışılmış.
Diyorum ya Son Tv’de okuduğum bu haberin onda biri doğru olsun biz mayının üzerine oturmuşuz demektir.
Lafı dolandırmaya gerek yok..
Bu operasyonlar, doğrudan devlet hafızasına, devletin adli mekanizmalarına yapılan bir sabotaj girişimidir.
Başsavcı Akın Gürlek ve ekibi, devlet içinde devlet kurmaya yeltenen bu kripto ağı adım adım çökertiyor.
Ve unutulmasın: Devlet, kendisine sızanı da, ihanet edeni de affetmez.
**
-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yürüttüğü 19 Mart İBB soruşturması, bir belediyeden çok daha fazlasını gün yüzüne çıkardı:
-Yüzlerce İBB personelinin PKK, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlerle irtibatlı olduğu belirlendi.
-İhale süreçlerinde usulsüzlükler, doğrudan teminlerle yapılan kayırmalar, aynı şirketlere düzenli aktarılan milyonlarca lira tespit edildi.
-Sosyal projeler adı altında toplanan fonlar, seçilmiş vakıf ve derneklere aktarılmış ve seçim çalışmaları için kullanılmış.
-Bazı kültür ve sosyal yardımlar fiilen hiç gerçekleşmediği halde kağıt üzerinde tamamlanmış gibi gösterilmiş..
-Operasyon haberi alınınca da, belgeler imha edilmeye çalışılmış; dijital veriler silinmiş.
Bu tablo artık basit bir yolsuzluk suçu değil;
Devletin kaynaklarıyla paralel bir iktidar odağı oluşturma girişimidir!
***
Soruşturmalar gösteriyor ki, İBB bünyesinde bir paralel yapı organize edilmiş.
Gelin size bunları bir kaç ara başlık halinde anlatayım..
Vakıf ve Dernekler Üzerinden Para Aktarımı:
-İstanbul Vakfı
-İstanbul Planlama Ajansı
-Yeni kurulan “sivil” dernekler
-İBB Kadın ve Aile Müdürlüğü destekli yapılanmalar
Bu yapılar üzerinden milyonlarca lira kamu kaynağının, şeffaf olmayan projelere aktarılması.
Sahte Proje Üretimi ve Kayıt Dışı Fonlar:
-Gerçek alıcılar ile raporlanan alıcılar farklıdır.
-Kâğıt üstünde tamamlanan projeler, gerçekte hiç hayata geçirilmemiştir.
İştirakler Üzerinden Rant Ağı Kurulması:
-İSPARK, İSTAÇ, KİPTAŞ gibi iştiraklerde belli şirketlere ayrıcalıklı ihaleler verilmiş..
-İştirakler üzerinden “kayıtsız ortaklıklar” kurulmuş..
Medya ve Algı Operasyonları için Harcamalar:
-Örtülü reklam bütçeleriyle medya kuruluşlarına destekler aktarılmış,
-Sosyal medya orduları kurulmuş,
-“Halkla ilişkiler çalışması” kılıfı altında propaganda operasyonları finanse edilmiş.
Sonuç:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, siyasi bir makam olmaktan çıkıp, devletin aleyhine faaliyet gösteren bir merkez haline getirilmiş!
YANİ:
Bu Artık Sıradan Bir Siyasi Soruşturma Değil!
Türkiye, İstanbul üzerinden kurgulanan yeni bir senaryoyla yüzleşmektedir.
-Lüks otellerde yapılan gizli toplantılar,
-Zırhlı Maybachlar,
-Devletin içine sızan kripto ağlar,
-İhanet vakıfları ve kayıt dışı fonlar…
Bu tablo, doğrudan milli güvenliğimize yönelmiş organize bir tehdittir.
Ve şunu açıkça söylüyoruz:
Bu millet, geçmişte olduğu gibi bugün de, ihanetin karşısında dimdik duracaktır!
Son Söz:
Şimdi sessiz kalmak ihanettir!
Şimdi susmak, devlete saplanan hançere ortak olmaktır!
Bu millet, ihaneti alkışlamaz!
Bu devlet, köstebeklere geçit vermez!
Ve Türkiye Cumhuriyeti, bir avuç çıkarcı klik için diz çökmez!
Tarih şahittir:
Hainler her zaman kaybeder!
Bu kez de öyle olacak!