Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze, Gazzelilerindir, Filistin, Filistinlilerindir. Tek başına kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin Dostu Parlamento Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail hükümeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Filistin’in sesi olmak için bir araya geldik. Medeniyet tarih ve kültür şehri güzel İstanbul’umuza hepiniz hoş geldiniz. Toplantınızın ve alacağınız kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Bizden önce yapılan konuşmaları büyük bir ilgiyle takip ettik. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir.
Bugün burada bulunan kardeşlerim, duruşunuzla insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak tüm insanlığa nefes oluyorsunuz. Zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için her birinizi kutluyorum.
“İsrail, Cinnet Halinde”
İnşallah bu dayanışmayı ilelebet muhafaza edeceğiz. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kalıyor. İsrail hükümeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet halinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler.
Yüzlerce doktor, hemşire kurşunların hedefi oldu. İlaç, su bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. İnsanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Gazze’deki binaların yüzde 80’i yıkıldı.
“Uluslararası Hukuk Nerede?”
Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, insan hakları savunucuları seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan bahsedenler İsrail’in katliam politikası karşısında 18 aydır üç maymunu oynuyor. Nerede uluslararası hukuk? Nerede örgütler, kurumlar?
En küçük hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum, İsrail’e karşı neredeler? Nerede BBC, CNN… Bebekler ölüyor… Bunları gören dünyada var mı? Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil, güçlünün gücünün tahkim etmesinin aparatı haline gelmiştir. Gazze’de uluslararası sistem sınavı kaybetmiştir. Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkumdur.
Üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum. İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir.
Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların Gazze halkının direnişine terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz.
“Filistinliler Son Bir Asırdır Direniyor”
Filistin halkı bir özgürlük mücadelesi vermektedir. Filistin direniş hareketi bizim nezdimizde bir Kuvayı Milliye hareketidir. Filistinliler aslında son 1 asırdır direniyorlar. İstilacı bir devlet karşısında direniş destanı yazıyorlar. Biz hakkı haykırmaktan geri durmayacağız.
Sadece vicdan sahiplerini değil, İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yönetimlerine artık ‘dur’ demesi gerektiğine inanıyorum.
Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. İsrail yönetimi bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak, bir nevi açlıkla susuzlukla ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. İşlediği cinayetler karşılıksız kaldıkça İsrail soykırım politikasına hız veriyor.
İsrail’in hukuka hesap vermesi için müdahillik başvurumuzu yaptık. Netanyahu ve cinayet şebekesini uluslararası mahkemelerde er ya da geç yargılandığını göreceğiz.
“Mescidi Aksa Kırmızı Çizgimizdir”
Mescidi Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır. İsrail taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermelidir. Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar Netanyahu’nun Ortadoğu’da barış istemediğini ortaya koyuyor. İsrail başıbozuk örgüt gibi. İsrail komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. Bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hali, bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır.
“Gazze, Gazzelilerindir, Filistin, Filistinlilerindir”
Bölgemizde herkes için barışı, güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz. Ateşkes çalışmalarına bir an önce başlanmalı. Tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemli. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz.
Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur. Gazze, Gazzelilerindir, Filistin, Filistinlilerindir. Tek başına kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz.”
Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı https://t.co/TtaMQSgjRg
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) April 18, 2025