MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde:

Anadolu’da 1000 yıldır varoluşumuzun sırrı tehlikeleri zamanında sezen, tehditleri kaynağında eriten isabetli duruştur. Tarih boyunca Anadolu kıtaların kavşak noktası, ticaret koridorlarının kesişme rotası, mücadele sahasıdır. Coğrafyanın kader olduğu iddia edilir. Tarihin koordinatları doğru şekilde okunamazsa hayal kırıklığı kaçınılmazdır. Beşeri cevher büyük Türk milletidir. Vatana adını veren millettir, ülkeye adını veren millettir, devlete adını veren millettir. Milletin adı ise Türk’tür. Millet kavramı üzerine kuşku uyandırmak isteyenlerin hedefi bellidir. Coğrafyanın mesajı, tarihin akış istikameti milli şuurla kavrandığında Allah’ın izniyle Türk milletine hiçbir mendebur niyet zarar veremeyecektir.

İmparatorluk mirasına sahip Türkiye’nin mücahir bölgelerinde ve kültürel etki alanlarında olan biten hiçbir krize duyarsız kalmayacağı tarihi ve coğrafi bir vakadır. Şam’dan Bağdat’a, Karabağ’dan Kudüs’e, Kırım’dan Kerkük’e, Kabil’den Keşmir’e, Üsküp’ten Trablus’a, Gazze’den Kahire’ye gelişen her hadisenin gelip dayanacağı yer Türkiye ve Türk vatanıdır. Bizi ne ilgilendirir dediğimiz gün, bağrımıza zehirli hançerin saplandığını çok geçmeden görür ve yaşarız. Milli güvenliğimizin savunması vatan topraklarından değil, gönül, kültür bağlarımızın ilmik ilmik vicdanlara dokunduğu coğrafyadan yapılmalıdır. Filistin’in huzuru, Türkiye’nin huzurudur. Suriye’nin istikrarı Türkiye’nin istikrarıdır, Irak’ın esenliği Türkiye’nin esenliğidir.

“ZAFER HER ZAMAN İNANANLARIN HANESİNE YAZILACAKTIR”

Filistin, 16. yüzyıldan itibaren egemenlik şemsiyemiz altına girmiştir. Aziz ecdadımız Filistin’i Şam Beylerbeyliği’ne bağlı 3 sancak altında bağlamıştır. Dün sancağımız olan Gazze’nin bugün felaketine sırt dönmemiz, suskun kalmamız milli ve manevi emanetlerimize saygısızlık olacaktır. Bizim için bu konuda tarafsızlık diye bir şey söz konusu olamaz. Camiler, kiliseler, fırınlar, ambulanslar, su şebekeleri, yollar, köprüler, mezarlıklar, insana dair ne varsa bombalanıyorken Almanya Başbakanı’nın ‘İsrail’in yaptığı nefsi müdafaa’ demesinde ahlaki karşılıktan bahsetmek mümkün müdür? Bu nasıl bir nefistir ki katilde olup da maktulde yoktur.

Yüzünde cenneti taşıyanlarla özünde cehennemi barındıranların ebedi mücadelesinde kazanan bellidir. Zafer her zaman inananların hanesine yazılacaktır.

“MİLLİ BASİRET HERKESE DERSİNİ VERMİŞTİR”

Berlin’deki ortak basın toplantısında Sayın Cumhurbaşkanımızın, Almanya Başbakanı’nın üzerine çekinmeden haykırdığı gerçekler Türk milletinin her şeyi bilse de susmayı tercih eden bazı Arap ve İslam ülkelerinin ortak sesidir. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen milli basiret herkese dersini vermiş, muhatabının gevşeyen vidalarını da sıkmıştır. Gazze’de her saat başı 6 çocuk hayatını kaybetmektedir. İsrail’in soykırım suçuna sessiz kalanlar, 46 gündür süregelen devlet terörünü görmezden gelenler bir gün insanlık vicdanında mahkum olacaklardır. Almanya da bu kategoridedir. Çok şükür bizim geçmişimizin hiçbir sayfasında, gaz odaları caniliği, toplama kamplarının lekesi, holokost izi yoktur. Almanya’nın İsrail soykırımına ilik nakli yapanlar arasında bulunması feci bir sapma halidir.

İlginizi çekebilir!  Bahçeli'den Filistin mesajı: BM acilen devreye girmelidir!

Türkiye’ye yeni nesil savaş uçağı satmak için ayak sürtmeleri… KAAN yakında havalanacak ve zora girmemizi bekleyenleri de inşallah teker teker çatlatacaktır.

“SAVAŞ VE SOYKIRIM SUÇU SABİTLENMİŞTİR”

Uyanışa geçen küresel vicdan, İsrail halkı arasındaki keskin bölünmeler, Netanyahu’yu yalnızlığa itmektedir. Çıkmaza sürüklenen, kafası ve kalbi rehin altında olan İsrail Başbakanı’nın siyasetten silinip gideceği günler uzak değildir. İsrail ve Filistin arasında acil ateşkes sağlanmalıdır. Artık tahammül eşiği aşılmış, savaş ve soykırım suçu sabitleşmiştir.

Filistin’in yutulmasına, siyonizm masasında menü olmasına göz yummayacağız. Milli güvenliğimizi, egemenlik hukukumuzu, kardeşlerimizin tartışılmaz haklarını korumak için gücümüz neye yetiyorsa bihakkın yapacağız.

Cumhuriyetin yeni yüzyılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin temin sürecinin başında en büyük kozumuz 16 Nisan Halk Oylaması ile yönetim sistemimizde yapılan zamanlar üstü reformdur. Bu reformun mimar başı Türk milletidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. evreye geçişini sağlamış ve demokratik nitelikli sistemsel başarısını sonuçlandırmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin üzerine gölge düşürmek, tek adam rejimi iddiaları ile çamur atmak bizatihi milletimize saldırıdır. Devlet ve millet arasında uyum varsa, bunun ana kaynağı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Devlet hayatında çatlak sesler dinmiş, karar alma süreçleri seriye bağlanmış, bürokratik oligarşinin suyu kesilmiştir.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ GEÇİCİ BİR HEVES DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işi bitince buruşturulup köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürle reçete hiç değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin istikbal haysiyetidir. Elbette aksayan, tekleyen yönleri varsa mutabakatla ele alınıp düzeltilmelidir. Her yönetim sisteminin bir özü, hukuki meşruiyetini sağlayan demokratik bir özelliği vardır. Güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefi ile milletimizin huzuruna çıkan zillet ittifakı amaçladığı ruhsatı alamamıştır. Milli irade Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni teyit etmiştir. İster iyileştirilsin isterse de güçlendirilsin, parlamenter sistem ihya edilseydi dejenere olması, devlet yönetimini krize sokması mukadder bir hayat gerçeği haline gelirdi. Hamdolsun aziz milletimiz kötürüm siyasetin ayak oyunları ile yönetilemeyen Türkiye’ye müsaade etmemiştir.

“BİZİM YÜZDE 50+1 İÇİN GÖRÜŞÜMÜZ DEĞİŞMEMİŞTİR”

Sayın Cumhurbaşkanımız sistemin ana omurgası 50+1 oy hesabı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde seçim de seri olur demiştir. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor demiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın tespit ve değerlendirmeleri siyasetin kurulan ittifaklarının parçalı yapısına bakıldığında anlamlıdır fakat bu konuda bizim sözlerimiz yaptığımız açıklamalar, görüşler de bellidir ve değişmemiştir. 7 Haziran 2018’de yaptığım konuşmada, ‘Çok partili siyaset hayatımızda bu haliyle 16 Nisan oylaması bir milat, demokratik misak olmuştur. Yeni sistemde kutuplaşma en aza çekilmiştir. Barajın yüzde 50+1’e çıktığı göz önüne alındığında, partilerin ahlaki ittifaktan başka seçeneği kalmamıştır’ demiştim.

İlginizi çekebilir!  Filistinli kadının, çocuğuna vedası yürekleri yaktı

“MİLLETVEKİLİ, BELEDİYE BAŞKANI, MUHTAR SEÇMİYORUZ”

Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Halk tarafından seçildiği ve hükümet TBMM’den güvenoyu almadığı için yönetimde istikrar ilkesi kendiliğinden gerçekleşmiştir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal olacak şeklidir. Milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz. Cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanı seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı görüşteyiz. Cumhur İttifakı olarak konuşarak, ortak yolun, makul çözümün anlayış ve uzlaşmayla yapılacağı inancına da sahibiz.

“SİYASİ HAYATIMIZ BOYUNCA HİÇ KİMSENİN SIRTINA BİNMEDİK”

Cumhurbaşkanımızın açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında dolaşanları da adam yerine bile koymayız. Bazı zeka özürlülerin, Erdoğan, Bahçeli’yi sırtından atacak mı diye yazı kaleme almaları, AK Parti ve MHP arasında sorundan bahsetmeleri alçak bir teşebbüstür. Allah’a çok çükür siyasi hayatımız boyunca, burayı dikkatle dinleyin, kendi aranızda tartışırken de cevap verin, hiç kimsenin sırtına binmedik. Hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik.

“CUMHUR İTTİFAKI’NDA PAZARLIK YOKTUR”

Sayın Cumhurbaşkanı ile diyaloğumuz hasbidir. Hiç kimse de aramıza giremeyecektir. Cumhur İttifakı ile ilgili polemik ve spekülasyon yapan güruhun durumu aynısıyla şudur. Sineğin akıllısı kiraza biner şehre gider, sineğin aptalı gübreye düşer, bunları gibi ahıra gider. Cumhur İttifakı’nda pazarlık yoktur. Biz zillet değil, Türk Milleti’nin kendisiyiz. Cumhur İttifakı’nın devamından yanayız, hiçbir şart altında kendi adımıza söylüyorum, ittifakın bozulmasına da geçit vermeyeceğiz. Kiminle istiyorsa görüşüp temas kurmasına destek verdik. Hatta partimizden ihraç edilen bir şahısla aynı kareye girmesine içimiz acısa bile ses çıkarmadık. Sanırım herkes mesajı anladı.

ÖZGÜR ÖZEL’E EL ÖPME GÖNDERMESİ

(CHP lideri Özgür Özel’in operacı Pervin Chakar’ın elini öpmesi) Eli öpülecek hanımefendiler arıyorsanız, Meclis’teki AK Parti ve MHP grubundaki hanımefendilere bakın.

İYİ PARTİ’DEKİ İSTİFALAR

İYİ Parti’nin şu anki hali tabii ki bizi ilgilendirmiyor. Eden kendisine eder, yapan bulur ve çeker, unutma, kazanmak koca bir ömür ister, kaybetmeye ise anlık gaflet yeter. Para pul işlerinin takdirini İYİ Parti’ye oy verenlerin vicdanına havale ettiğimizi ifade ediyorum.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.