Talha KELEŞ – 12 Mart 2025
Bölgemizde yaşanan olaylar silsilesi aksiyon filmlerini aratmayacak cinsten. Her gün başka bir olaya gözlerimizi açıyoruz. Dünden bugünü tahmin etmek neredeyse imkansız. PKK silah bırakma kararı aldığında “bu PYD’yi kapsamıyor” dediler mesela! Sabah kalkıyoruz bir bakıyoruz PYD, Suriye ile barış protokolü imzalıyor. İşte tam olarak bundan bahsediyorum. Hangi yolun nereye varacağını kestirmek şu günlerde zor.
Orta Doğu’da kartlar yeniden dağıtılıyor desek doğru tabir etmiş oluruz herhalde. Kimin elinde ne kartı olduğunu bilmediğimiz, kimin hangi hedefe koştuğunu anlamakta zorluk çektiğimiz bir dönemin içindeyiz. Gerçi bu karmaşa sadece bizim için geçerli değil. Trump’la birlikte Kanada, Ukrayna ve Avrupa da ilginç sabahlara uyanıyor.
Kısacası biz Orta Doğu’yu düzeltelim derken Dünya koca bir Orta Doğu’ya dönüşüyor.
Böyle bir senaryonun içinde ülkemizin en büyük ihtiyaç duyduğu unsurlardan biri de şüphesiz güçlü bir muhalefet.
Neden güçlü bir muhalefete ihtiyacımız var?
Çünkü, bu kadar karmaşık coğrafyada iktidar yanlış yaparsa “dur” diyecek birilerine ihtiyaç var!
Çünkü iktidar bir yolda ısrar ederse “burada başka bir yol daha var” diyecek birilerine ihtiyaç var!
Çünkü iktidar milletin menfaatine faydalı bir şey yaparken arkasında güçlü bir şekilde “biz de destekliyoruz” diyecek bir muhalefete ihtiyaç var.
Fakat gel gör ki ortada muhalefet falan yok.
Muhalefet denen parti bırakın dünya gündemini, ülke gündeminden de bihaber. Coğrafyada ne olup bitiyor, ne yaşanıyor umurlarında dahi değil. Kendilerinin çalıp, kendilerinin oynadığı bir seçim yapıyorlar.
Hatırlarsanız, Beşar Esad’ın hikayesi bitip devrildiği günün ertesi “acilen Esad’la görüşelim” çağrısı yapan CHP’nin vizyonu hala o çağrıyı yaptığı yerde sayıklıyor.
Peki CHP neden bu hale geldi?
Çünkü içini boşalttılar. Siyasetten ziyade ticarete odaklandılar. Hem de ne ticaret! Delegelerin satın alınmasıyla başlayan sürecin sonunda “otur” denince oturan “konuş” denince konuşan bir yapı oluştu.
Velhasıl tüm bunları neden konuşuyoruz? Diyorsunuz. Cevaplayayım!
İşte Ekrem İmamoğlu’nun dizayn ettiği CHP gözümüzün önünde.
İmamoğlu’nun dizayn ettiği İBB gözümüzün önünde.
Onun bizzat seçtiği Beşiktaş Belediye Başkanı, Beykoz Belediye Başkanı meydanda.
Bu vizyondaki bir siyasetçiye imkan versek nasıl bir ülke dizayn eder?
CHP’lilerin son zamanlarda kendilerine sorduğu soru sanıyorum bu. Zira istişare ettiğim birçok CHP’li seçmen Ekrem İmamoğlu hakkında mırıldanmaya başlamış durumda.
Zamansız seçim kampanyası birçok CHP’linin anlam vermekte zorlandığı konu.
Gelin ben size duyduklarımı aktarayım.
Bu kampanya hiç de öyle Cumhurbaşkanı olmak için başlatılmış bir kampanya değil.
1-Ekrem İmamoğlu önümüzdeki süreçte karşı karşıya kalacağı mahkemelerden önce güçlü bir halk desteğini arkasına almak istiyor, halkla ilişkisini sıcak tutmaya gayret ediyor. Yani mahkeme kararlarını bu şekilde etkilemeyi düşünüyor.
2-Cumhurbaşkanı adayı olamazsa CHP’ye Genel Başkan olmak istiyor. Bu yapay seçimlerde elde ettiği desteği yeri geldiği zaman Özgür Özel’in önüne koyup koltuğu devralmayı düşünüyor.
Yani ana muhalefet ülkeyi bir kenara bırakmış bir şahsın ikbalini kurtarmaya çalışıyor.
