Ferhat ÜNLÜ – 05 Şubat 2025
Bir süper kahramanlar çağı olan Yirminci Yüzyıl’ın teknolojik gelişmeleri, sarih bir biçimde Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere başta olmak üzere Batılı ulus devletlere, tabii bir de Yahudi ırkına hizmet etmiştir. Süper kahraman denilince akla ilk gelen karakter olan Süpermen’le vira bismillah diyelim.
Süpermen; 1933 senesinde, yani tam da Hitler’in iktidara geldiği sene (Elbette rastlantı değil) her ikisi de Yahudi orijinli olan Jerry Siegel ve Joe Shuster tarafından türetildi.
Süpermen imajı, insanın dünya karşısındaki fiziki güçsüzlüğünün bir panzehri olarak tasarlanmıştır ve Superman, yalnızca her iki ‘yaratıcısı’ da Yahudi olduğu için değil, ‘üstün insan’ arketipiyle kurgulandığı için de ‘Yahudi’dir.
Bu konuda pek çok kaynak var, ama ben şimdi sizlere en yakın tarihli ‘orijinal’ kaynaklardan birini vereyim: Türk Yahudi toplumuna üç çeyrek asırdır yayın yapan Şalom Gazetesi’nin 11 Ekim 2016 tarihli ‘Superman Yahudi köklerine geri dönüyor’ başlıklı makaleyi ‘Bilgi Süpermeni Google’a sormanız yeter.
Bir 19. Yüzyıl kurgu karakteri olan Sherlock Holmes da tıpkı Süpermen gibi yaratıcısından daha fazla tanınan ‘yarı süper’ kahramanlardan biridir ve İngiltere’nin, sözüm ona her şeye kadir emperyalist tahakkümünü simgeler.
İstihbarat alanındaki ‘yarı süper’ kahramanların ilk akla geleni James Bond ise Sherlock Holmes, 19. yüzyıl sonu İngiltere’si ve klasik polisiye için ne ifade ediyorsa Soğuk Savaş yıllarının İngiltere’si ve ‘casusiye’ türü için onu ifade eder.
Tabii bir de Wonder Woman ablamız var. Yaratıcısı bir erkek. Poligraf, yani yalan makinesinin de mucitlerinden biri olan bu adam (William Moulton Marston) poligamiyi çok enteresan biçimde yaşamış ve aynı evde yaşadığı iki kadından dört çocuk sahibi olmuştur. Wonder Woman, 20. yüzyılın daha ilk yarısında dip Feminizm dalgasına payanda olarak üretilmiştir ve Marston’un, bu kurgusal karakteri iki eşinden ilhamla yarattığı kendi söylemiyle sabittir.
Marston’ın; poligrafın ilk prototipini birlikte ürettiği asıl eşinin, yani Elizabeth Holloway’in de kendileriyle birlikte çalışan Olive Bryne ile ilişkisi vardı. Marston, 54 yaşında; Olive Bryne 86, Elizabeth Holloway ise 100 yaşında öldü.
İLK POLİGRAF CIA’DE KULLANILDI
Yalan makinesini istihbarat âleminde ilk kullanan ise Grover Cleve Backster’dır. 1924-2013 seneleri arasında yaşayan bu sorgu uzmanı arkadaş, CIA’de çalışıyordu ve ilk olarak Şubat 1966’da denediği poligrafı yaptı.
Poligraf, vücuttaki fizyolojik değişimleri ölçerek sorgulanan kişinin yalan söyleyip söylemediğini gösteren cihazdır. Basit yalan makineleri; solunum hızı, kan basıncı, nabız hızı ve terlemeyi kaydeder. Günümüzün yeni nesil ve dolayısıyla daha karmaşık yalan makineleri ise beynin Manyetik Rezonans görüntülemesini (MR) baz alır. Elbette artık neredeyse tamamıyla Yapay Zekâ destekli biçimde…
İmdi… Buraya kadar yalan makinesinden Yapay Zekâ olgusuna uzanan teknolojik evrimin 20. Yüzyıl’daki ilk aşamalarını özetledik. Bu aşamadan sonrası için Yapay Zekâ’nın fikren ve fiili olarak doğuşuna bakacağız ve derken buradan da özgün bir senteze varacağız.
Yapay Zekâ’nın genel maksatlarla kullanımı genel yılda, yani 21. Yüzyıl’ın ilk çeyreğinin başlarından itibaren yoğunlaşmıştır, ancak fikir çok daha köklüdür.
1920’li yıllarda yazılan Karel Čapek R.U.R. adlı tiyatro oyununda Yapay Zekâ’ya sahip robotlar teması işlendi. Kurmaca bir yana, bilimsel alandaki Yapay Zekâ gelişmeleri açısından bakarsak bilgisayar biliminin kurucusu Allan Turing yapay nöronlar tasarladığı için YZ’nin başmucitlerinden sayılır.
YZ KULLANMASANIZ DA ONUN ETKİSİNDESİNİZ
Bugün ChatGPT, DeepSeek ve Google Bard, yeni adıyla söylersek Gemini gibi büyük dil modelleri yazı üzerine odaklanmış YZ’nin öne çıkan emsalleridir.
Ancak Yapay Zekâ’nın en önemli özelliklerinden biri şudur: Siz belirli bir programı doğrudan satın alıp kullanmasanız bile akıllı telefonlar üzerinden isteseniz de istemesiniz de onun yörüngesine giriyorsunuz. Yani YZ kullanmasanız da onun etkisindesiniz.
YZ’nin tıptan finansa, askeriyeden istihbarata, eğitimden tarıma, sanayiiden telekomünikasyona aklınıza gelecek hemen her alanda kullanıldığını artık sağır sultan bile biliyor. Özellikle tıptaki bir uygulama alanından önemli bir nüansa dikkat çekmek istiyorum; sık sık yazdığım üzere şeytan ayrıntıda gizlidir.
YZ, doktorların hastalıkları teşhis aşamalarında tıbbi görüntüleme alanında, Manyetik Rezonans (MR) veya röntgen gibi görüntüleri analiz ederek anormal durumları tespit edebiliyor. Tıpkı 20. Yüzyıl’ın başlarındaki Marston’lar çifti tarafından ilk prototipi üretilen yalan makinesinde olduğu gibi… Dolayısıyla tıptaki YZ kullanımının bu yönü poligrafın kullanım mantığıyla aynı.
Dünyada ilk Yapay Zekâ sohbet robotu 2022’de kullanıldı. İlk örnek, benim bugünlerde bir türlü randımanlı kullanamadığım ChatGPT. OpenAI’ın sohbet robotu ChatGPT 30 Kasım 2022’de piyasaya çıktı.
Bugünlerde GPT, ayda 500 TL ödeyen plus aboneliği bir türlü algılayamıyor. Sorunun çözümü için destek birimleriyle iletişime geçtiğinizde hep aynı ‘bla bla bla’ları işitiyorsunuz. Bu sorunla çok fazla kullanıcının muhatap olduğunu kendileri de ikrar ediyorlar, ancak çözüm üretmekte zorlanıyorlar. Ya da böylesi işlerine geliyor bilemiyorum. Sonuçta parayı veriyor ama düdüğü çalamıyorsunuz. Bu yüzden, hele de ücretsiz DeepSeek ve Gemini’nin varlığı da göz önüne alınırsa GPT’ye para ödemek çoğu kullanıcı için gereksiz gibi görünüyor. ChatGPT’deki bu sorunlar göz önüne alırsa GPT’nin pek çok kullanıcısının DeepSeek’e geçmesi muhtemel. Ancak OpenAI’nın orta vadede bu sorunları çözeceğini ve Yapay Zekâ rekabetinde uzun vadede hep bir adım önde olacağını öngörüyorum.
TAKLİTÇİ ARZU İLE ÖĞRENİYOR
YZ, aslında büyük oranda insanlarla konuşarak, sorulara cevaplar arayarak ve dolayısıyla deneme yanılma ile öğreniyor. Ve daha önemlisi benim bu konudaki en net tespitlerimden biri, hatta birincisini dile getirecek olursam ‘mimetik’ yani ‘taklitçi’ diyebileceğimiz bir yöntemle öğreniyor. Sizin üslubunuzla konuşmaya çalışıyor. Bir tür sizin junior versiyonunuz gibi…
Dünyada YZ ile yazılan ilk köşe yazısı 8 Eylül 2020 tarihinde The Guardian gazetesinde yayınlandı. Ülkemizde YZ’nin yazdığı ilk haber ise Şalom gazetesinde 2018 yılında yayınlandı. Evet; anlamlı bir tesadüf eseri Süpermen’in Yahudi köklerinin anlatıldığı Şalom’dan söz ediyorum. Yavaş yavaş toparlayalım artık.
Elbette tarihte geriye dönüş olmaz; nasıl ki ayarları bozuldu diye nasıl ki bulaşık makinesi kullanmaktan vazgeçmeyeceksek yanlış veya kötüye kullanılıyor diye sosyal medya ve Yapay Zekâ kullanmaktan da vazgeçmeyeceğiz. Ancak söyleye söyleye dilimde tüy bitti, bu işe çok sıkı bir etik çerçeve lazım.
Gördüğünüz üzere poligam Marstonlar’ın poligraf, yani yalan makinesinden Yapay Zekâ’ya uzanan tam 100 yıllık uzun bir ‘Manyetik Rezonans’ (MR) yolu var. Bu yolun şifrelerini çözmezsek yandı gülüm keten helva. Şaka yapmıyorum. Sağlam yargı sistemiyle denetlenecek etik kurallar elzem. İvedilikle…