Coşkun BAŞBUĞ – 03 Şubat 2025
Yazının başında belirteyim.
Bu yazıdaki sözlerim amacı sanat olan, işi gerçekten sanatçılık olan, işi sadece gazetecilik olanlara değil.
Bu yazıda lafım sanatçılık kisvesi altında ülkenin altını oyanlara, gazetecilik maskesi ile kaleminden ihanet akanlara, bu ihanet şebekesini güden dışarıdan güdümlü çobanlara.
Sanatçı kılığına girmiş proje isimler üzerinden algı operasyonları yapma yöntemi dünyanın her ülkesinde uygulanan çok basit ve çok etkili bir yöntemdir.
Peki nasıl uygulanır?
Şer Eksen İşliyor…
Bu işte ilk yapılması gereken hedef ülkeyi belirlemektir.
Kurban belirlendikten sonra yapılacak iş o ülkede size hizmet edecek satılık karakterleri belirlemektir.
Karakterler belirlendikten sonra oluşturulan isimler sanatçı, gazeteci kılığına sokularak medya üzerinden parlatılırlar.
Şöhret yapılan bu isimler sonrasında yavaş yavaş hedef topluma yedirilirler.
Ardından bu suni kimlikler üzerinden toplum dizayn edilir.
Yürütülecek operasyon bu kadar basit bir operasyondur.
Zehir Akıtılıyor…
Oluşturulan bu şarlatan kadrolar üzerinden düzeyli beraberlikler, gündelik ilişkiler, eş değiştirme, pedofili gibi her türlü sapıklığı topluma yayarsınız ve böylelikle toplumu ayakta tutan aile yapısını yıkar, ahlak yapısını yerle bir edersiniz.
Aynı kadroların içinden seçtiğiniz isimler üzerinden eşcinsel, lezbiyen, gay gibi sapık ilişkileri, sapkınlığı, topluma yayarsınız.
Bu kişilerden bazılarının boynuna haç takar Hristiyanlığı yaymaya çalışırsın.
Gibi… gibi…gibi…
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama buraya kadar yazılanlar dönen pislikleri anlamak için bana göre yeterli, zira anlayan anladı.
Dünyanın her ülkesinde oynanan bu oyun küresel çeteye kirli işlerinde inanılmaz avantaj sağladı, özellikle de ülkemizde.
Bugün dünyanın yaşadığı ahlaki çöküntünün, dünyada yayılan cinsel sapıklığın, dünyada aile yapısının çökmesinin tek sebebi oynanan bu oyunlardır.
Peki Ayşe Barım Ne Alaka…
Gelelim zurnanın zırt dediği yere.
Oldukça etkili olan bu yöntemin bir kusuru var.
Ciddi emek ister.
Düşünsenize her bir karakterle tek tek uğraşacaksın, her birini birbirinden karaktersiz hale getireceksin.
Sonra da oturup bu satılık karaktersiz karakterleri dizayn malzemesi olarak kullanacaksın ve onlar üzerinden toplumu formatlayacaksın.
Bunlar kolay işler değil.
Küresel çete uyanık, oturup bu işlerle uğraşmaz.
Bu işlerle uğraşacağına bütün bu satılık sürünün başına sürüyü yönetecek satılık bir çoban getirir ve bütün işleri bu çoban üzerinden yürütür.
Böylelikle hem operasyonda gizliliği sağlamış olur hem de tek kişiyle muhatap olmuş olur.
Proje Ayşe…
Ayşe Barım
Günümüz sanatçıları bu çoban hakkında verdiği ifadelerde sektörde neler döndüğünü çok iyi anlatıyorlar.
Neler söylüyorlar?
Ayşe Barım’ın dümenine girmeden meşhur olmanın, televizyonlara çıkmanın, dizilerde oynamanın imkânı yok diyorlar.
Bu kadının onaylamadığı bir dizi senaryosunu televizyon kanallarına, platformlara kabul ettirmenin mümkünü yok diyorlar.
Diyelim ki Ayşe Barım’ın onayını aldın, dümenden sanatçı oldun ve diyelim ki dümen suyuna girdiğin Ayşe Barım seni meşhur etti.
Bütün bu zorlu aşamaları başarıyla geçtiğini mi zannediyorsun.
Eğer olduğun çizgide kalmak istiyorsan Ayşe Barım’ın bütün söylediklerini yapmak zorundasın.
Sıkımı, Barım geziye git diyecek de sen ben sanatçıyım ne işim var orada, gitmem diyeceksin.
Sıkımı orman yangınında önüne konan yalan ve iftira dolu tweetleri atmayacaksın.
Çoban Kim Dersiniz…
Bu dümene girmeden öyle sanatçı olmak meşhur olmak hak getire.
Bunları Ayşe Barım’dan şikayetçi olan sanatçılar anlatıyor, ifadeye çağrılanlar bu camiada dönen dolapları tek tek açıklıyorlar.
Bu durumdan ne anlamalıyız?
Günümüz çobanı Ayşe Barım’mış.
Şu ana kadar kamuoyunun gördükleri buz dağının ucu.
Esas turpun büyüğü heybede saklı.
Milletin altı sanat güneşleriyle oyuldu, milletin temeli sanatçı kılıklı kişiler üzerinden sarsıldı, millet hırsızlığı, milletin ar namus kavramlarındaki çözülüşü beyazperde filmleriyle oldu.
Netflix vb. sapık platformlara acil yasaklama getirilmezse bugünleri de mumla arayacağız.
Benden söylemesi…
