93 kez görüntülendi.

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 03 Şubat 2025

 

Önceki bölümde Batı Türkistan ve Kıpçak bozkırlarında kurulan Türk ve Türk unsuru ağırlıklı devletler sıralandıktan sonra ele alınan Türk unsurunun yoğun bulunduğu Türk-Moğol İmparatorluğu’nun özetlenmesine başlanmıştı. Bugün de aynı konuya devam edildi.

Türk-Moğol orduları Rus knezliklerinden (beylik) Riyazan’ı 1237’de, ardından da Suzdal bölgesinin merkezi küçük Moskova ve Vladimir’i işgal ettiler. 1238’de Özü ile Don nehirleri arasındaki bölge Moğolların eline geçti. Böylece Ögedey’in oğulları Güyük (Göyük) ve Kada’an dahil şehzadelerin katıldığı, Cuci’nin oğlu Batu komutasındaki ordu ciddi bir direnişle karşılaşmadan 1237-1241 döneminde Doğu ve Orta Avrupa’yı istila etti. Batıya doğru devamla Tuna nehri geçilerek, Macaristan’ın tamamı hakimiyet altına alınırken, Adriyatik ve Venedik sahillerine kadar akınlar yapıldı.

Cengiz Han’ın oğlu Ögedey Han zamanında Çin’in önemli bir kısmı ve Kore zapt edildi. Curmagun, İran ve Azerbaycan’daki Moğol hakimiyetini daha da güçlendirdi. 1241-42’de Afganistan’a gönderilen Tair Sahadır kumandasındaki bir ordu da Herat, Sistan ve Lahor’u ele geçirdi. XIII. yy’ın ortalarında Moğol İmparatorluğu artık tek merkezden yönetilemeyecek kadar büyüdü. Çin Moğolları, İlhanlılar ve Altınordu devletleri şeklinde bölünmüştü. Cuci’nin oğlu Batu, Cengiz Han tarafından yapılan taksimata dayanarak babasının hissesine düşen Deştikıpçak’a hakim oldu. Ögeday’dan sonra idareyi naibe sıfatıyla karısı Töregene Hatun ele aldı. Daha sonra tahta çıkan Güyük Han Batu ile mücadeleye hazırlandığı sırada 1248’de öldü.

Mengü Han (1251-1259) tahta çıktığında kardeşi Kubilay’ı Çin’e gönderirken diğer kardeşi Hülagü’yü de ‘ilhan’ olarak İran, Irak, Suriye, Mısır, Kafkasya ve Anadolu’ya tayin etti. İdari zorunlulukların gerektirdiği bu paylaşım, hanedan içerisindeki anlaşmazlıkları arttırdı ve Moğol hakimiyetinin zamanla birbirinden bağımsız parçalara ayrılmasına zemin hazırladı. Hülagü’nün 1255’te Ceyhun’u geçerek Horasan’a girmesiyle Yakındoğu’da Moğol hakimiyetinin ikinci devresi başladı. 1256’da Alamut’u ele geçirip buradaki İsmaili hakimiyetine son verildi. İki yıl sonra da Bağdat’a girerek Abbasi hilafetini yıktı.

İlginizi çekebilir!  Gazze Kasabının 67’ye Dönüş Hayali - Reşit Kemal AS

Daha sonra Suriye istikametindeki Moğol ilerleyişi ilk defa Memlük Türkleri tarafından 1260’da Ayn Calut Savaşı ile durduruldu.  Daha sonraki girişimler de başarısız kaldı. Moğol yayılması, batıda Anadolu Selçuklularının 1243’te Kösedağ Savaşı sonucu tabi devlet konumuna gelmesiyle Bizans sınırlarında sona erdi. Bununla birlikte İran, Azerbaycan, Anadolu ve Irak’ın idaresi yaklaşık bir asır boyunca İlhanlıların hakimiyetinde kaldı.

Doğu’da Cengiz Han’la başlayan Çin istilası Ögeday ve Mengü Kağan tarafından da devam ettirildi. Kubilay Kağan (1260-1294) çetin savaşların ardından bütün Çin’i ele geçirdi. 1264’te başşehrini kendilerinin Hanbalık dedikleri, Çin hükümdarlarının oturduğu Pekin’e  taşıdı. Kubilay, Sung hanedanına son vererek Yüan hanedanının kurucusu oldu. Sonra Moğol hakimiyetini Japonya, Çinhindi ve Cava’ya yaymak istedi ama başaramadı. Çin’de hüküm süren Moğollar, Kubilay Kağan’dan itibaren yerli kültürden etkilendiler, XIII. yy’ın ikinci yarısında Cengiz’in torunlarının birbirine düşmesi üzerine imparatorluk parçalanmaya başladı.

Abaka, Argun, Gazan ve Olcaytu zamanlarında İlhanlılar, Azerbaycan hakimiyeti için Kafkaslarda Altınordu (Altın Orda), Horasan hakimiyeti için Çağataylılar ile mücadeleye girdiler. Gazan Han’ın 1295’te İslamiyet’in kabulüyle İlhanlılar büyük hanlardan koptu.

Moğol hükümdarları istilanın ortaya çıkardığı köklü sorunları çözmede başarılı olamadılar. Moğollar daha önce etnik, siyasi, idari, iktisadi ve dini olarak farklı teşekküllerin elinde bulunan ve istila ile harabeye dönen geniş coğrafyada ortak bir sistem kuramadılar. Eşi sonradan Hıristiyan olan Hülagü ve Argun Han gibi bazı İlhanlı hükümdarları döneminde de Müslümanlar zulüm ve haksızlığa uğradı. Abaka Han ise Avrupa hükümdarlarına elçiler göndererek onları Müslümanlar aleyhinde bir ittifaka teşvik etti. Doğuda Kubilay Han Nasturiliği ve Budizm’i desteklerken, İslamiyet’e de şiddetle karşı çıkmıştı.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-62” ile devam edecektir.

İlginizi çekebilir!  Altını çizenlerle üstünü çizenler

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.