59 kez görüntülendi.
Uyuma, Uykuna Sahip Çık – Rabia Yavuz

Rabia YAVUZ – 26 Ocak 2025

 

Hayatımızın üçte birini uyuyarak geçiriyoruz. Çok büyük bir oran kısacık bir ömür için. O yüzden biraz yakından bakalım mı uykuya ve uykunun yoksunluğuna?

Uykusuzluk, modern yaşamın sıkça karşılaştığımız bir sorunudur. Ancak, çoğu zaman geçici bir rahatsızlık olarak görülse de, aslında ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Özellikle de depresyon ile olan yakın ilişkisi, uykusuzluğu ciddi bir sağlık tehdidi haline getirmektedir.

İş Kazalarına Büyük Etki

Kronik uykusuzluğun sahip olduğu bu yıkıcı güç göz önüne alındığında uykunun önemi daha da belirginleşir. Kronik uykusuzluk, sinirlilik, baş ağrısı ve kas ağrılarına neden olur. Konsantrasyonu ve zihinsel sağlığı bozar, duygu yönetme becerilerini zayıflatır ve hayatın canlılığını söndürür. Sosyal ilişkileri zayıflatır. Kimi zaman uykusuzluk ölümcül bile olabilir. Uykusuzluk çekenlerin iş kazası yaşama oranları %400 artmakta. Hayattaki iş gücü kaybının %16’sı uykusuzlukla ilişkilidir.

Depresyonun oluşmasına en uygun ortamı uykusuzluk hazırlar. Depresyon yaşayan insanların çoğu aynı zamanda uyku sorunları da yaşamaktadır. Ancak uykusuzluk sadece bir semptom değildir. Perlis’e göre depresyonun en belirgin işaretidir. İki hafta veya daha uzun süren uykusuzluk, daha önce hiç depresyon geçirmemiş bir kişide bile depresyon riskini %400 artırmakta. Daha önce depresyon yaşamış olanlarda ise uykusuzluk genellikle yeni bir depresyon sürecinin habercisidir.

Depresyonun Tetikleyicisi

Perlis gibi birçok uzman uykusuzluğun aslında depresyon için bir “tetikleyici faktör” olduğunu savunmaktadır. Hayat boyu insanların gelişimini takip ederek yapılan uzun süreli çalışmalara bakılırsa uykusuzluğun genellikle depresyondan yaklaşık beş hafta önce ortaya çıktığını görüyoruz.

Depresyonda uykunun ritmi bozulur. Uyku uyanıklık döngüsü yaşamın biyolojik ritimlerinden biridir. Beynimizdeki minicik bir bölge olan ve büyük işler yapan hipotalamusun içinde yer alan içsel saatimiz olan suprakiazmatik çekirdek ışığa duyarlıdır ve melatonin salgılanmasından sorumludur. Bu nedenle gece boyunca giderek artan derecelerde derin bir uyku döngüsüne gireriz. En derin aşamaya ulaştıktan sonra beyin aktivitesi ve hızlı göz hareketleri (REM) ile bilinen rüya uykusuna dalarız. Normalde, bu uyku evreleri yaklaşık 90 dakikada bir döngü oluşturur.

İlginizi çekebilir!  Kızıldeniz’de Musa – Fatih Ünlü

REM Uykusu

Ancak depresyon durumunda işler değişir. Bu hastalığın habercilerinden biri rüya evresine çok hızlı bir geçiş yaşanmasıdır. REM uykusu, depresyon yaşamayan bireylere göre neredeyse iki kat daha uzun sürer. Ayrıca, REM fazı daha yoğun bir hal alır. Duygulardan sorumlu beyin bölgeleri daha fazla aktive olur ve depresyon yaşayan birey daha fazla huzursuzluk yaşar.

Görünüşe göre REM uykusunun amaçlarından biri hafızanın pekiştirilmesi. Gün içinde bir sürü yeni bilgiye maruz kalıyoruz ve öğrendiklerimizin uzun süreli hafızaya aktarılması gerekiyor. Bu aktarım sırasında bilgiler alındıkları zaman taşıdıkları duygusal yükten arındırılır. Pittsburgh Tıp Merkezi Kliniği’nde psikiyatri profesörü olan Michael Thase, “Özellikle depresyonda yaşadığımızda negatif duyguları işlemek için REM uykusuna daha çok ihtiyacımız olduğunu” bu yüzden söylüyor.

Ancak depresyonda merkezi sinir sistemi uyarılmış durumda kalır. Özellikle “duygusal beyin” olarak adlandırılan amigdala ve limbik kortekste yoğunlaşan zihinsel aşırı hareket negatif düşüncelerin artmasına yol açar. Bu nedenle depresyon yaşayan bireyler, kötü şeyleri hatırlamaya karşı aşırı derecede yatkın bir hale gelir. Bu dönemde her şeyin daha önceki zamanlardan daha olumsuz gelmesinin nedeni budur.

Uyanık Olmalıyız

Depresyonda yaygın bir uyku sorunu ise çok erken saatlerde uyanmaktır. Bu, vücudun son ve en uzun REM uyku döngüsünü keserek negatif duyguları azaltma girişimi ile ilişkili görülmektedir. En ilginç olanı ise bu durumun uykusuzluğun tedavisinin ilk depresyon bölümünü veya tekrarını önleyebileceğini ve en azından uykusuzluğun kronik hale gelmesini engellenebileceğini göstermektedir.

Uykusuzluktan kurtulursak, depresyon riskinden de korunuruz. Uykumuz iyilik halimizin sigortasıdır. Bu yüzden uyanık olup uykumuza sahip çıkmalıyız.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.