91 kez görüntülendi.

Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Güvenlik Politikaları Uzmanı- 24 Ocak 2025

 

Seçilmeden önce birçok ülkede ürkütücü etkiler yaratacağı değerlendirilen ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın ilk etkisi, ABD Sahil Güvenlik birimlerinin Meksika Körfezi’ni Trump’ın iddiasına uygun şekilde “Amerika Körfezi” diye kullanmasıyla görüldü. Koca kıtanın adı Amerika iken buna gerek var mıydı? Rusya Lideri Putin’e Ukrayna savaşını bitirmesini, aksi halde ağır yaptırımlar uygulayacağını söyleyince geçmişteki Trump-Türkiye ilişkilerinin hatırlatılmasında yarar görüldü.

Türkiye’de Trump konusunda anlaşılmaz bir kutuplaşma var. Bir taraf Trump’ın ilk dönemindeki diplomasiye uymayan, hoyrat ve “Kuvvetliyim, o halde haklıyım ve istediğimi alırım!” şeklindeki hareketlerini psikopatça değerlendirirken, bir kısım da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kolayca telefonla ulaşabildiği için Trump’ın ‘dost’ olduğunda ısrarcı. Konuya kutuplaşma açısından değil, milletimizin milli ve manevi değerleri açısından yaklaşacağız. Trump’ın görgüsüzlüğünün ve hoyratlığının 1964’teki ABD Başkanı Johnson’ın kabul edilemez mektubundan bile haysiyet kırıcı olduğu kanaatiyle Trump’ın Türkiye geçmişini satır başlarıyla kısaca hatırlatmaya çalışalım:

– Obama döneminde IŞİD (DEAŞ) ile mücadele için PKK terör örgütü YPG’nin %80’ini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile başlatılan ortaklık, Trump döneminde bu gruba doğrudan silah ve askeri ekipman desteği verme aşamasına getirildi. Üstelik Trump’ın bu emri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs 2017’de Beyaz Saray ziyaretinden bir hafta önce imzalanmıştı.

– 2018 yılında FETÖ davasından yargılanmakta olan ABD’li Rahip Brunson’ın ilk duruşması sonrası serbest bırakılmaması üzerine, Türkiye’den ihraç edilen birkaç ürünün gümrük kotasını yükselterek TL’nin değerini %70-75 civarında eritti. Nasıl olduysa Türk yargısı ikinci duruşmasında rahibi suçsuz buldu, serbest bırakıldı ve Trump’ın o günkü yaptırımları kalktı.

– 2019 yılında Halk Bankası’nın sözde İran’ın kara para aklamasına destek verdiği gerekçesiyle ABD’de dava açıldı.

İlginizi çekebilir!  ABD: Lübnan'daki Patlamalardan Haberdar Değildik

– Aralık 2020’de ABD Hazine Bakanlığı, yaptığı açıklamasında Türkiye’ye Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi yüzünden ‘ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası’ (CAATSA) kapsamında yaptırım uyguladığını duyurdu. Bu kapsamda Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’e ilaveten Savunma Sanayii Başkanlığı Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanlığından üç üst düzey yönetici yaptırımlardan nasibini aldı.

– Türkiye, PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki terör faaliyetlerini sonlandırmak maksadıyla Ekim 2018’den itibaren bölgeye kuvvet kaydırmış, birkaç kez “dost” Trump ikaz edilerek Türkiye’nin sınır güvenliği için YPG’ye harekat mecburiyeti bildirilmişti. Önce askerleri bölgeden çekeceğini duyuran Trump, kısa bir süre sonra vazgeçerek Ekim 2019’da yaptırımlar yoluyla Türk ekonomisine darbe vurma tehdidini mektubundaki şu ifadelerle bildirdi:

“Sayın Cumhurbaşkanı, gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz – ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım. Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, tarih sizi sonsuza dek bir şeytan olarak görür. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım!”

Mektubun diplomatik yolla iade edildiği bildirilse de ABD, 29 Ekim’de yaptırımları yürürlüğe koydu. Arkadaşım dediği Erdoğan’ın da benzer ifadeleri kullandığı Trump, Erdoğan’ı 2017 ve 2019’da iki kez Beyaz Saray’da ağırlamış ama bunları da ‘arkadaşına’ yapmaktan geri kalmamıştı.

Sonuç olarak, Trump’lı yeni ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşı, Suriye’nin geleceği, İsrail ve Güney Kıbrıs’a ilişkin kararı; Türkiye-ABD ilişkilerinde belirleyici olacaksa da istihbaratçıların ‘Geleceğin emarelerini tarih verir!’ sözü anımsandığında bu Trump’tan umut beklemek boşunadır.

  1. A. Yasar YÜCEOKUR dedi ki:

    Sayin YAVUZ Bey, yazinizi okudum. Güzel bir analiz. Almanya bir oraya bir buraya gidip geliyor. Fransada ayni. Ingiltereden öyle SES YOK.
    USA bildiginiz vechile Ingilterenin sopasi. Cözüm ne olabilir benim acizane Fikrim(Kurmay albay degilim) Süryedeki Türkler ile Türkiye orada gizli bir TÜRK-ORDUSU kursun. Belki vardir veya yoktur bilmem. Hörmetlerimle.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.