Ferhat ÜNLÜ – 22 Ocak 2025
Yazıya; ikiye bölünmüş uzun bir alıntıyla girizgâh yapacağım. Çünkü işin mazisini anlamadan bugününü kavramak mümkün değil:
“1960’lı yıllarda Sayın Mazhar Murtezaoğlu Bolu Dağı’nda şimdiki Varan Turizm’in olduğu yerde lüks bir restoran açtı. Bir müddet çalıştırdıktan sonra orayı devredip şimdiki Koru Otel’in olduğu yere Koru Otel’i inşa etti.
O yıllarda Ankara-İstanbul arasında seyahat eden iş adamları otoban olmadığı için bir gece orada konaklayıp yollarına devam ederlerdi. En iyi tatil paketleri Koru Restoran’ın köpüklü ayranı, domates çorbası, cincile mantar sotesi meşhurdu. Bir gün Mazhar (Murtezaoğlu) beye ayranı nasıl böyle köpüklü yaptığını sordum; çamaşır makinesinde yaptığını söyledi.”
Yukarıdaki satırlar, 25 Eylül 2014 tarihli bir yerel yayından. Bolu Gündem adlı gazete/haber sitesi… ‘Bolu’da Turizmin Duayeni Mazhar Murtezaoğlu’ başlıklı yazının müellifi Bülent Dinçtürk. Devam edelim okumaya:
“Koru artık dünyaca ünlü hale gelmişti. Baktım bir gün Mazhar Bey koruyu sattı dediler. Şaştım kaldım. Kendisine sordum. Aladağ’da Kartalkaya mevkiinde kaynak oteli yapacağını söyledi. O zaman ben dâhil herkes bu adama delirmiş herhalde dedik.
Oteli yaparken çok çile çekti. O günlerde kum Adapazarı’ndan geldi. Bolu’da kum yıkılır küçük kamyonlarla ikinci nakliye olarak dağa çıkarıldı, her malzeme yollar dar ve engebeli olduğu için iki defada nakledildi. Neticede otel bitti. Pistler yapıldı. Pistler için Avusturya’dan uzmanlar getirtti.
İki sene otel yapılmadan o kısımda kış mevsimi ve kar kalınlığı incelendi. Sonuç müspet çıkınca inşaata başladı. İki seneyi aşkın bir süre de inşaat sürdü, ama Mazhar bey de maddi manevi çok yorulmuştu. O zamanlar Uludağ revaçta idi.
Gel zaman git zaman Kartalkaya’yı büyük uğraşlar sonunda Uludağ’ı sollayacak duruma getirdi. Bu gün Uludağ’a her çeşit insan gidiyor, ama Kartalkaya’ya Ankara ve İstanbul’un kalburüstü insanları gidiyor ve zaman Mazhar Murtezaoğlu’nu haklı çıkardı. Tırnaklarıyla kazıyarak yoktan bir kayak merkezi yarattı, kendisini kutlamamak mümkün mü?
Bir turizm duayeni şimdilerde Gazella Oteli’nin karşısındaki evinde istirahat ederek günlerini geçiriyor. Damadı Halit Ergün ve kızı Emine Ergün ise dört seneye yaklaşan bir uğraş sonucu Karacasu’nun Gazelle Resort SPA otelini yaptı.”
SHINING’İN OVERLOOK’U GİBİ DİKİLEN OTELDE YANGIN ÖNLEMİ YOK
Öncesi de reklam ama yazının bundan ötesi tamamen reklama giriyor. O yüzden tekrarlamak lüzumsuz. Gelgelelim alıntının sonunda adı geçen SPA otelinin de yangın denetiminin behemehal yapılması gerektiğini yeri gelmişken not düşelim.
Bugün itibarıyla 76 kişinin hayatına mal olan Kartalkaya’daki o meşhur ve artık meşum otelin -Grand Kartal Bolu’nun- hikâyesinin başlangıcı girizgâhta anlatıldığı gibi 1970’lere dayanıyor.
‘Büyük Kartal Otel’, Stanley Kubrick’in, Stephen King imzalı gotik/korku klasiği Shining’i çeviriminde olduğu gibi meşhur Overlook Otel misali en tepeye konuşlanmış. Orası iyice kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdi, ama hiç olmazsa otel binasının etrafından dolanabileceğiniz arazi, düz alan var. Grand Kartal Bolu’nun arka tarafı komple uçurum, yar. Bu önemli nüansın itfaiye müdahalesini kat be kat zor hale getireceği, belli ki inşaatın ilk çivisinin çakıldığı 1975 senesinde pek hesaba katılmamış. Kartal yuvası gibi olsun yeter!
Binanın yangın tedbirleri, Pavese’nin “Bütün yanlışlar başlangıçla ilgilidir” sözünü doğrularcasına daha baştan itibaren alınmamış. Alınmaya alınmaya bir çığ gibi büyümüş. Yangın gününe kadar…
BOLU BELEDİYESİ SORUMLULUKTAN KAÇAMAZ
Ülkemizde sık sorulan, ama yanıtı alınmayan sorulardan ilkini fikri takip gereği tekrarlayacak olursak “Sorumlular kim?” deyince ilk planda iki sorumluluk bacağı ortaya çıkıyor. Bolu Belediyesi (başta itfaiye sorumluları) ve otel sahibi. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da denetim yetkisini tam yerine getirip getirmediği de sorgulanmalı.
Bir defa Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, sorumluluktan kaçamaz. Dayıoğlunu itfaiyeden sorumlu başkan yardımcısı olarak atamış. Binanın yangın yönetmenliğe uygun olduğunu denetletmemiş. Eğer denetleyip de olur raporu verdiyse o daha da fena. (Böyle bir rapor varsa manşettir) O zaman tam bir skandaldan söz etmiş oluruz.
Tanju Özcan’ın dayıoğlu Sedat Gülener, en son 2 Ocak 2025 tarihinde Kartalkaya mevkiinde 70 metrekarelik kafe-restoran alanına yönetmeliğe uygun olduğu gerekçesiyle onay vermiş. Demek ki onayı verecek ilgili makam orası.
Otel maliklerine bakalım. Bir başka deyişle Mazhar Murtezaoğlu’nun varislerine… Merhumun oğlu Harun Murtezaoğlu var, ama bu işlerle kızı Emine Murtezaoğlu Ergül ve kocası Halit Ergül ilgileniyor.
Dedik ya; bina başlangıçtan itibaren yangın yönetmeliğe uygun inşa edilmemiş. İki yangın merdiveni var, ikisi de bina içinde. Nitekim uygunsuzluğu; sadece kâğıt üzerinde değil artık, facia ânındaki tahliye sağlayamadığı için de ispatlandı. Binada yangın alarmı yok, sprink sistemi (yangın halinde tavandan devreye giren otomatik su sistemi) yok. Mazhar Murtezaoğlu’nun ölümünden önce de bina yangın riskine karşı bağışık hale getirilmemeye çalışılmamış. Bu konuda hiçbir girişiminde bulunulmamış, böyle bir şey hiç gündemde olmamış.
Kartalkaya Kayak Merkezi’ne ilk çivi 1975’te çakıldı. Ama ilk hizmet 1977-1978 yıllarında başladı, 1982’de Turizm Merkezi olarak ilan edildi. 1990 ve 1998’de iki konaklama işletmesi, 2000 yılında ise oberj ve butik otel açıldı.
1975’te Grand Kartal’ın atası Kartal Otel kurulana kadar Kartalkaya, adıyla müsemma yüksek uçan kartalların meskeni olan bir dağ başıydı. Her şeyi ama her şeyi düşünerek -yolu, yolağı, kayak için eğimi vesaire- tesisi kuran Murtezaoğlu en önemli ayrıntıyı atladı. Bir orman mühendisi olduğu halde…
Kartalkaya’ya 12 bin çam ağacı da ektirmiş, ancak yangın riskini düşünmemiş, görmezden gelmiş. Hatta otelin ilk masa örtülerini eşi Güner Murtezaoğlu dikmiş. Ama yangın riski zaviyesinden hiç ama hiç bakılmamış.
ODALARI ‘BİR KIŞ MASALI’ DİYE PAZARLANDI!
Mazhar Murtezaoğlu, zamanında tesislerin planlamasını Avusturya’da kayak merkezleri kış dinlenme tesisleri planlamacısı Helmut Seen’in yaptığını söylüyor ve şöyle diyor:
“Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ile Orman Bakanlığı’ndan büyük anlayış gördük. Turizm Bankası’nın kredisinden yararlandık ve Orman Bakanlığı da büyük bir alan tahsis etti. Projelerimizi gösterdik ve teşvik belgesi aldık. Gümrük Bakanlığı da ilk defa bize yüzde 100 gümrük muafiyeti tanıdı. İlk ünitenin yapımına 1975 Mayıs ayında başladık ve sadece 5 ay çalışabildik. 1976 yılında ise 8 ay çalışarak toplam 13 ayda binayı tamamladık.”
O zaman devlet desteğiyle yapmış burayı. Nihayetinde Bolu-Kartalkaya Tesisleri, 17 bin 606 teleski, 2 telesiyej, 3 baby lift 7 bin 000 kişi/saat ile 30 bin 7 teleski ve 5 telesiyej ile ilk sırada olan Uludağ ve 18 bin teleski, 5 telesiyej ile ikinci sırada olan Palandöken’in ardından Türkiye’nin üçüncü büyük kayak merkezi.
Mazhar Murtezaoğlu’nun inşa ettirdiği tesis, önemli bir ayrıntının hiç hesaba katılmaması nedeniyle 76 kişiye mezar oldu (inşallah sayı artık daha artmazsa…)
Murtezaoğlu 30 Nisan 2019 tarihinde terki dünya eyleydi. 93 yaşında göçtü, ömür açısından çok iyi bakiye… Murtezaoğlu 1926 Rize doğumluydu. 1960’lı yıllarda Bolu’da orman mühendisi olarak görev yaptı. Önce Ankara-İstanbul uzun yol şoförleri için lokanta kurdu. Sonradan tesisleri büyüttü. Ardından Kartalkaya yolculuğu başladı.
Mazhar Murtezaoğlu’nun hayatını anlatan Hüseyin Tunçay imzalı kitap Bir Kış Masalı adını taşıyor. Ne masalmış ama! Bu cümlenin Grand Kartal Bolu’nun odalarının pazarlama sloganı olarak da kullanıldığını düşünürsek başta gazeteci, yazarların ağızlardan çıkan kelimelere dikkat etmesi gerektiğini bir kez daha görürüz.
Sadede geleyim: 2017 basımı iş bu kitapta iki kurum tarafından basılmış: Bolu Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı. Otel yangını konusunda ilk sorumlu kurum ve denetim vazifesini yapması gereken kurum, Murtezaoğlu’nun hikâyesinin de müellifi gibi.