50 kez görüntülendi.
ilhan yaşar hacısalihoğlu

Prof. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU – 20 Ocak 2025

Gazze için ateşkes süreci başlamış durumda. 42 günlük süre boyunca esir takası, kısmı çekilmeler, insani yardımlara yönelik engellerinin kaldırılması gibi hususların hayata geçmesi öngörülüyor. Dahası kalıcı ateşkesin sağlanmasına yönelik adımların atılması da ateşkes anlaşmasının çerçevesinde.

Yerle bir edilmiş Gazze’nin imarıyla yeniden ayağa kalkması hususu da bu sürecin öngörüsü. Tüm bunların ve ateşkes anlaşmasının yeni bir dönemi başlatacağı açık. Ancak esas olan Filistin’in 77 yıldır süren işgal altında yaşadığı zulümdür ve bu zulmün kökünün kazınmasıdır.

İsrail’in Doğu Akdeniz’in yeni enerji jeopolitiğinde sömürgeci emperyalist güçlerin çıkarlarının sevk ve idaresini güçlenerek yapabilmesi için; Gazze üzerinden esasen Filistin’in tamamen haritadan silinmesi, Doğu Akdeniz odaklı yeni jeopolitik koridorların yapılanması, Suriye’nin bölünmesi, Irak’ın istikrarsızlığının sürmesi, Kıbrıs adası üzerinden Doğu Akdeniz sürecine emperyalizmin diğer bir garnizon devletçiği-karakolu Yunanistan’ın da dahil olması ilk adımda hedeflenenlerdi.

Bir kısmında mesafe alındığı da görülmektedir. Ancak şurası da çok açıktır ki, soykırımcı,işgalci İsrail, Gazze’de yapmak istediğini, istediği sürede, istediği biçimde ve hedefte başaramamıştır. Gazze’nin onurlu halkı mukaddes direnişleriyle buna kolayca imkan vermemiştir.

Teslim olmamış, kolayca bileği bükülmemiştir. Bu yüzden de İsrail’in ve sömürgeci emperyalizmin şer planının Gazze ayağında ki işleri öngördüklerinden çok daha zahmetli ve uzun sürmüştür.

Tam bu süreçte, hiç istemedikleri bir gelişme olmuş ve Suriye devrimi gerçekleşmiştir. Oysa; “Bildiğimiz şeytan, bilmediğimizden iyidir” demişler ve Esad’ın koltuğunu korumasını, halkın iktidarının engellenmesini istemişlerdi. Ayrıca PKK terör örgütü eliyle de ufaltılmış, parçalanmış bir Suriye olması hedeflenmişti.

Ancak süreç içinde Suriye’de de işler istedikleri gibi gitmemeye başladı. Halkın iktidarı için yol açıldı. Şimdi de bu fazın yaşandığı dönemde soykırımcı, işgalci İsrail Suriye’de; siyasi birliği güçlü bir halk iktidarının olmaması için, toprak bütünlüğünün sağlanamaması için ve PKK’nın kökünün kazınmaması için şer hamleler peşinde. 1967’den beri işgal ettiği Suriye toprağı Golan’ın yanısıra aynı bölgede yeni işgaller peşinde.

İlginizi çekebilir!  Komplo Hikayeleri - 9

Tüm bu şer çaba; Gazze’den Akabe Körfezi’ne kanal açabilmenin, Golan üzerinden Suriye’nin güney topraklarından Irak’a uzanacak Davut koridorunun gerçekleşebilmesinin ve esasen Filistin-Gazze-Suriye ekseninin diri tutulmasının son hamleleridir. Tüm bunlar nedeniyle de; Gazze’nin seyri , Suriye’nin seyriyle iç içedir. Ateşkes sürecinin işleyişi ve sonuçları, Suriye devriminin işleyişi, seyri ve ulaşacağı sonuçlarla ilişkili olacaktır.

Jeopolitik hamleler, jeopolitik bütünlükle işler. Ayrıca jeopolitik hedeflerde ancak jeopolitik bütünlüğüyle gerçekleşebilir. Zira coğrafi bütünlüğü yok sayarak ya da ihmal ederek, jeopolitik hedef yapılandırılamaz.

Bu jeopolitik gerçeklik, kuşkusuz bölgenin tüm aktörleri için geçerlidir.

O yüzdendir ki, Suriye’nin güvenliği dün olduğu gibi bugün çok daha fazla Türkiye’nin güvenliğidir. Bu hat bugün Filistin’e kadar uzanmıştır. Diğer bir ifadeyle Filistın topraklarındaki işgalci

İsrail’e kadar uzanmıştır. Bu uzanış; Türkiye’nin güvenliğinin Güney yönündeki jeopolitik bütünlüğüdür. Bunun da İsrail farkındadır ve Türkiye tedirginliği bundandır.

Ne diyelim; şeytan azapta gerek…

  1. Mehmet Özen dedi ki:

    Her zalim pilân yapar ama!!!;
    O pilânları boşa çıkaracak, yerle yeksan edecek PİLÂN’ları yapan?;
    Herşeye KADİR olan ALLAH c.c.lu var HAMD OLSUN.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.