31 kez görüntülendi.
doç dr kemal olçar kapak

Doç. Dr. Kemal OLÇAR – 20 Ocak 2025

 

Gazze Ateşkesi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve Gazze halkı nezdinde pozitif etkiler ortaya çıkarmıştır. Ateşin kesilmesi öncelikle Gazze’de geçici de olsa bir rahatlama, yeniden toparlanma, acil insani ihtiyaçları giderme, yerinden edilmiş kişilerin eski yaşadıkları yerlere dönüş ve belki de normalleşmenin ilk adımı olarak okunabilir.

27 Mayıs 2024 tarihinde Biden tarafından ilan edilen altı aşamalı ateşkes anlaşmasına göndermenin de yer aldığı ve ABD, Mısır ve Katar arabuluculuğunda yapılan anlaşmanın tam adı “İsrail Rehineleri ile Filistinli Mahkumların Takası ve Kalıcı Sükûnete Dönüş Anlaşmasının Uygulama Usul ve Mekanizmaları” şeklinde belirlenmiştir. Adına bakıldığında anlaşmanın temel amacının rehine/mahkûm takası olduğu ve mümkün olursa acilen sessizliğin sağlanması olduğu anlaşılıyor. Tüm her şey planlandığı gibi giderse 19 Ocak 2025 saat 12.15’ten itibaren başlayan ve 126 gün sürecek bu faaliyetler 24 Mayıs 2025 yine saat 12.15’te sona erecek.

Altışar haftalık toplam üç aşamadan mürekkep anlaşma genel anlamda; rehinelerin/mahkumların değişimi, İsrail ordusunun Gazze’den kademeli/aşamalı çekilmesi, sonraki aşamaların müzakere edilmesi, insani yardım, bölgenin yeniden imarı ve geriye dönüşleri kapsamaktadır. Rehinelerin/mahkumların değişimi konusu belirli listeleri içermekte ve en azından ilk aşamada değişim günleri dahi tespit edilmiş bir planlamaya dayandırılmaktadır.

Geri çekilme sürecinin en kritik yerleri olan Philadelphia Koridoru, Refah Sınır Kapısı, Netzarim Koridoru ve Kuveyt kavşağı bölgelerinden çekilme ya da birlik azaltma konusu şu an için belirsizliğini korusa da şimdilik İsrail zorla da olsa ikna edilmiş gibi görünüyor. Refah Sınır Kapısı çevresinde yeniden konuşlanarak belirli mesafelerden kontrolü sağlamaya devam edecek ve Mısır ile yapılan Ağustos 2024 görüşmelerine göre geçiş işlemleri yürütülecektir. İnsani yardım faaliyetleri arabulucuların gözetiminde ve üzerinde anlaşılan protokole uygun olarak gerçekleştirilecektir.

İlginizi çekebilir!  Gazze’de yüzbinlerce insan açlıkla mücadele ediyor

Anlaşma İsrail’in iç siyasi düzenlemelerine tabi olduğundan ilk olarak kabinede (Güvenlik Kabinesi’nde 9 evet- 2 hayır ile karar alınmıştır) onaylanmış ve 24 bakana karşılık 8 bakan hayır oyu vermiştir. Bu bakanların en başında Yahudi Gücü (Otzma Yehudit) Partisi lideri Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Dini Siyonizm Partisi (Tzionut Datit) lideri Maliye Bakanı Bezalel Smotrich gelmektedir. Ayrıca İsrail Meclisi Knesset’in 120 üyesi içinde Netanyahu Hükümeti’nin iktidarda kalabilmesi için en az 61 vekile ihtiyaç duymaktadır. Şu an oluşturulan koalisyon hükümetinde toplam 64 vekil bulunmaktadır.

Ben-Gvir (6) ve Smotrich’in (7) toplam 13 vekili olduğundan koalisyondan ayrılmaları halinde hükümetin düşme olasılığı ortaya çıkmaktadır. Bu riski alan Netanyahu hem aşırı gruplardan gelecek tepkileri azaltmak hem de oluşabilecek yeni riskleri bertaraf etmek için; bunun sadece geçici bir ateşkes olduğunu, Trump’ın İsrail’e gerektiğinde yeniden katliamlara daha güçlü şekilde devam edebileceği konusunda taahhüt verdiğini, Philadelphi Koridoru’ndaki ve Netzarim Koridoru’ndaki birlik sayılarını azaltmaktan ziyade artıracağını ifade etmek durumunda kalmıştır.

Ancak İsrail Devleti’nin ahde vefa niteliği oldukça zayıf olduğundan yapılan bu sözleşmelere ne kadar bağlı kalacağı oldukça tartışmalıdır. BM tarafından yapılan 1947 Taksim Planı dahil BM Güvenlik Konseyi, BM Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tüm kararlara ve dünya kamuoyunun yoğun baskılarına rağmen işgal, ilhak ve katliamlarına devam etmiştir. En son Lübnan ile 06 Ocak 2025 tarihinde 60 gün süre ile yaptığı ateşkesi yüzlerce kez ihlal etmiştir.

Bunun dışında bölgesel (Arz-ı Mevud) ve küresel (Finans Gücü) hedeflerinden vazgeçtiğine dair hiçbir söylemde bulunmamıştır. Hala Yahudi ırkının ariliği/üstünlüğüne dayalı yönelik iddialarına ve kıyım/katliam/soykırım eylemlerine devam edeceğine dair ısrarını sürdürecek gibi gözüküyor. İsrail bu süreci hem rehineleri kurtarmak hem de askerî açıdan hazırlık yapmak ve ABD’den gelecek yardımları koordine etmek maksadıyla kullanırsa çok da şaşırtıcı olmayacaktır.

İlginizi çekebilir!  Uluslararası Kamuoyunu Harekete Geçirmeye Çalışıyoruz

İhtiyatlı iyimserlikle de olsa Gazze için silahların susması son derece önemli bir gelişmedir. Bu çabaların en önemlisi elbette ki Türkiye’ye aittir. Türkiye en başından beri geçici/kalıcı ateşkes, geçici/kalıcı barış şeklinde formüle edilecek bir sükûnet hali çağrısı yapmakta idi. Nihayet bu sürecin en önemli adımı atılmış oldu. Diğer yandan Mısır’da etkin koordinasyon ve ateşkes anlaşmasının uygulanmasını takip etmek üzere 5 ülkeyi (Mısır, Filistin, Katar, ABD ve İsrail) içeren bir operasyon odası kurulması sürecin daha ciddiye alındığının göstergesi olarak görülmektedir.

Plan uygulanırsa 1967 öncesi fiziki sınırları koşullayan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması ve tanınmasına doğru gidecek şartlar da oluşabilir. Bu tarihi fırsatı yeniden elde etmenin zorluğu öncelikle bölge ülkelerinin meseleye hassasiyetle/ciddiyetle yaklaşmasını ve garantörlük müessesesinin hayata geçmesini temin için çalışmasını mecbur kılmaktadır.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.