76 kez görüntülendi.
fatih ünlü kpk

Fatih ÜNLÜ – 17 Ocak 2025

 

Biz kul hakkının ve çalışanın emeğinin karşılığını vermenin önemini bilen yüce bir Medeniyete mensubuz.

Bu özelliğimiz toplumsal huzur ve kuşatıcı bir ekonomik kalkınma için büyük bir avantaj. Ama konunun önemini unuttuğumuz ölçüde de bu avantajımızı yitiriyoruz…

Ücretler konusunda ve emek- ücret denkleminde ekonomik süreçler detaylandıkça birçok ilave unsur ortaya çıktı.

Detaylar ve bu ilave unsurlar da yerine göre önemli hâle gelir ama ücrete karşı sağlıklı bir bakış açısının muhafaza edilmesi şartıyla.

Ücret en basit haliyle bir işin yapılması, bir emeğin sarf edilmesi karşılığında bir bedelin ödenmesidir.

Ücreti istihdama konu olan işin güzelce yapılması ve bunun karşılığında da hak edilenin vakitlice verilmesi temel denkleminde düşünmeliyiz. 

Ücretli -ulaşım hariç- haftada en az 40 saatini bir işe harcıyor. Orada da kendisine verilen işleri güzelce yapıyorsa, bu az bir zaman ve az bir emek değil. Dolayısıyla o kişinin kazandığının da en azından makul ölçüde onun geçimini temin etmesi beklenir.

Yoksa başka sorunları ve unsurları emek – ücret denklemine aldığımızda, konu yönetilmesi zor bir noktaya taşınır.

Tabii ki izole bir dünyada yaşamıyoruz ama sorunları, zorlukları meydana geldikleri yerde ve sebeplerini de hallederek çözmek gerekir. Bunun için gerekli gayreti göstermeden, insan dehasından azami istifade ederek yenilikçi yolları denemeden, göz önünde ve toplamı büyük diye sorunların çözümünde ve tasarrufta ilk başta ücreti, ücretliyi ve maaşıyla geçinenleri düşünmek büyük bir hata ve haksızlık olur. Bu yöneticilerin uykularını kaçıracak kadar özenle kaçınmaları gereken bir durumdur.

İstihdamda en önemli konu ücretlinin görevini yapıp yapmamasıdır. Yapıyorsa, kendisiyle doğrudan ilgisi olmayan diğer zorlukların cerimesini neden o çeksin ki?

Makroekonomik dengeler, ekonomi politikaları, çeşitli oran ve göstergeler, girdi fiyatları, yatırım ortamı, yeni pazarlara açılma, AR-GE, yeni teknolojiler, ürünü daha iyi tasarlama ve daha kaliteli üretme, satış sonrası hizmetler vs. bunlar yerine göre kamunun ve özel kesimin odaklanması gereken alanlardır. Buralarda aksayan işler varsa, kendi çerçevesinde ve doğru alanda çözülmelidir.

İlginizi çekebilir!  Ülkemizin Savunmasına Nasıl Katkıda Bulunabiliriz? – Fatih Ünlü

Çok özel durumlarda işçi, ücretli, orta direk ve bütün kesimler elbette fedakârlık yaparlar. Ama yük doğru dağıtılmazsa ve süreklilik arz ederse taşınmaz olur. Çoğu insan zaten sınırda yaşıyor.

Başta tarımsal üretim,  bütün üretim süreçlerinde -kişi veya firma- üretenin, işi asıl yapanın kazanamadığı bir sistem yürümez, yavaş yavaş tükenir.

Bu söylediklerimiz tüm ücretler ve maaşlarda geçerli olduğu gibi asgari ücret konusunda da geçerli şüphesiz.

Bir insan uyku hariç vaktini çoğunu bir işe harcıyor, sabah erkenden yollara düşüyor veya vardiyası öyleyse geceleri çalışıyor ve işini de iyi yapıyorsa artık onun geçimini temin etmek te sisteme düşer.

Asgari ücret kavramı da insanlar çeşitli sebeplerle mecbur kalıp olmayacak maaşlara çalışmasınlar diye icat edilmiş güzel bir kavram.

Bazıları “Asgari ücreti belirlemeye gerek yok, ücretler iş piyasasında arz ve talebe göre belirlenir.” diyebilir. Asgari ücret uygulamasının olduğu yerlerde bile insanlar kayıt dışı veya başka yöntemlere çok düşük ücretlere çalıştırılıyorken, asgari ücretin olmaması halinde çok daha kötü sonuçlar ortaya çıkacaktır. İş piyasası ve şartları mükemmel değilse, arz ve talebin ideal bir denge oluşturmasını bekleyemeyiz.

Burada konuyla ilgili uzunca bir parantez açmak istiyorum. Malum, kıymetli fikirlerinin paylaşıldığı çok güzel platformlar var. Bunlardan birisi de benim de üyesi olduğum ODTÜ Mezunlar Birliği Vakfı (ODTÜ-Mebiva) Grubu. Burada geçtiğimiz ay asgari ücretle ilgili de çok güzel tartışmalar oldu. Ben o dönem yoğun olduğum için bir kısmını takip edebildim. Bu sınırlı takipten hatırladığım birkaç güzel fikri ve gözlemi aşağıda sunuyorum.

(İşin doğrusu, detaylar için yazışmalara geriye doğru da bakabilirdim ama ileri yaşın da etkisiyle gözlerimiz artık çok sorunlu (Ne de olsa 60 yaşını geçtik). Bu yüzden birçok yazıyı elektronik ortamda uzun uzun inceleyemiyorum. Ama Gruptan detayları ve öneri sahiplerini hatırlayan arkadaşlarımız olursa, sonraki yazılarda okuyucularımızı köşemizde bilgilendirebiliriz.)

İlginizi çekebilir!  Reisi Kazası ve Fico’ya Suikast Girişiminin Arka Planı

1-Bölgesel asgari ücret uygulanması. Bu fikrin geri planında sanırım İstanbul gibi büyük şehirlerdeki geçim şartlarıyla küçük illerimizdeki geçim şartlarının aynı olmaması gerçeği yatıyor. Artısıyla eksisiyle değerlendirilebilecek bir öneri. Çıkış noktası çok anlamlı ama bu tür bir uygulamanın muhtemel bir eksisi zaten aşırı kalabalık olan büyükşehirlere ilave bir cazibe kazandırılması riski olabilir.

2-Asgari ücret artışının aydan aya maaşlara yansıtılması. Bu da verilecek artışlar yeterliyse hem çalışana hem de genel anlamda ekonomiye faydası olabilecek bir öneri. Çünkü eğer iyi kontrol edilmezse, diyelim yüzde otuzluk mütevazı bir artışı bile bahane ederek fiyatları alevlendirmek isteyen suiistimalciler çıkabiliyor, sonra piyasadaki çoğu oyuncu da araziye uyarsa, sonuçta verilen artış kısa bir süre sonra etkisiz hale geliyor.

Oysa yıllardır söylendiği üzere, asgari ücretin üretim maliyetlerine etkisinin çok ötesinde artışlar yapılıyor. Açıkçası durum suiistimal ediliyor. Bu tür bir yöntem suiistimalcileri biraz frenleyebilir ama en önemlisi kamunun suiistimalcileri objektif ve yoğun bir şekilde kontrolüdür.

Bu konuda ta 1970’lerde Ülkemizde de tartışılan “Eşel mobil –Echelle mobile” sistemini burada bahsetmesek olmaz. Malum, “eşel mobil” çalışanların enflasyona ezdirilmemelerini amaçlayan bir sistem. Echelle kelime anlamı olarak merdiven demek. “Hareketli merdiven”, “hareketli pay” anlamlarına geliyor. Enflasyon arttıkça bu ücretlinin maaşına da yansıtılıyor.

3-ODTÜ – Mebiva Grubunda arkadaşların toplam istihdam içerisinde asgari ücretle çalışan sayısındaki son dönemdeki keskin artışa da dikkat çektiklerini hatırlıyorum. Bunun farklı sebepleri de var ama ciddi bir eğilime de işaret ediyor, daha doğrusu birçok insanımızın artık daha az ücrete çalışmak zorunda kaldıklarını gösteriyor.

Asgari ücret bahsinde, maaşıyla, emeğiyle geçinen insanlarımıza ilave mesleki beceriler kazandırılması da en önemli konulardan birisi. Özellikle de ihtiyaç duyulan alanlarda. Bunu birçok uzman da ifade ediyor. Değil asgari ücret onun 7-8 katına bile işçi bulunamayan alanlar var. Bu da el atılması gereken başka önemli bir konu.

Biraz uzattık, bugünlük bu kadar diyelim. Allah’a emanet olun.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.