54 kez görüntülendi.
arb av halil öncel kapak

Arb. Av. Halil ÖNCEL – 13 Ocak 2024

 

Türkiye tarihi bir süreçten geçiyor.

Ülkemizde şimdiye kadar milliyetçi çizgide siyaset yapan MHP’nin Genel başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin kapıyı araladığı Cumhurbaşkanımız Sn. Tayyip Erdoğan’ın destek verdiği, İmralı ile DEM Parti’nin de müspet müdahil olduğu bir süreci yaşıyoruz.

Geçmişte hükümet ile HDP-İmralı arasında yapılan çözüm sürecinin en önemli eksikliği CHP ve MHP gibi muhalif partilerin destek vermemesi idi.

İlgiyle takip edilen yeni süreçte MHP başat aktör rolünde bulunurken CHP yaptığı açıklamalarla süreci baltalayacak bir politikayı ortaya koymadı.

Şimdiye kadar bu sürece ilişkin negatif beyan sadece DEM Parti Genel başkanı Tülay Hatimoğulları’ndan geldi. Hatimoğulları, yaptığı açıklamada “Eğer sorun çözülmezse Türkiye Gazze olur” şeklinde çok talihsiz bir açıklama yaptı. Bunu DEM ’in diğer aktörlerinden Sırrı Süreyya Önder düzeltmeye çalıştı.

Barışa giden yolda muhteva kadar önem arz eden diğer mesele tabii ki de kullanılan dil ve üsluptur. Siyasilerin süreci baltalayacak hamlelerden itinayla kaçınması zarurettir.

Yunus Emre’nin söylediği ‘Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı’ böyle zamanlarda sözün nelere kadir olacağını belirtmektedir. Bu aşamadan sonra tüm siyasilerin kullandıkları dile daha fazla özen gösterdiği kanaati hasıl olmalıdır.

Ülkemiz açısından yaşanan bu sürecin olumlu bir şekilde nihayet ermesi şu sonuçlara yol açacaktır:

1-Ülkemiz dünyadaki modern devletler sıralamasında ilk 7’e girecektir.

2-Ekonomik anlamda terörün sona ermesine şimdiye kadar 400 milyar dolar harcayan ülkemiz, bütçesini başka alanlara harcayacaktır.

3-Demokrasimiz gelişecek, ileri demokrasinin tatbik ettiği bir ülke olacaktır. İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü alanında gelişmeler sağlanacaktır.

4-Annelerin ağlamadığı bir ülke hepimizi mutlu edecektir. Güvenliğin tam anlamıyla tesis edildiği ülkeye yatırım yarışı başlayacaktır.

İlginizi çekebilir!  Kendini Sabote Etmek

5-Artık şehitlerin olmadığı bir yaşam bizi bahtiyar edecektir.

6-Diplomaside ülkemiz ciddi anlamda ivme yakalayacaktır. Diğer devletler iç sorunlarını bitirmiş güçlü bir ülke ile karşılaşacaktır.

7-Askeri lojistikte daha güçlü bir ülke hali söz konusu olacaktır.

8-Hukuk, tarım, turizm, sanayi, eğitim, sağlık ve benzeri alanlarda gelişim sağlanacaktır.

9-Çocuklarımız açısından iç barışı sağlanmış, umutlu bir yaşam sunulacaktır.

10-Sınır güvenliği sağlanmış, terörün, kan ve gözyaşının olmadığı ,huzurlu bir ülke her alanda gelişecektir.

Şunu da belirtmek gerekmektedir ki Türkiye’de iç barışın ve huzurun sağlanması durumu gerek ülkemizde yaşayan bazı şer odaklarını gerekse uluslararası terör örgütleri ile bazı emperyalist devletleri rahatsız edecektir.

İşte bu noktada yakın zamanda meydana gelen Ankara-TUSAŞ saldırısına benzer saldırılar ortaya konulabilir.

Provokasyonlara dikkatli olup güvenliği sağlamak yetkililerin en önemli görevi olmalıdır.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.