22 kez görüntülendi.
doç dr kemal olçar kapak

Doç. Dr. Kemal OLÇAR – 08 Ocak 2025

 

ABD PKK ikilisinin uzun yıllardır kurguladığı teröristan devlet projesi HTŞ ve SMO tarafından düzenlenen iki büyük harekât ile akamete uğramıştır. Bu harekatların temel özelliği Suriye’nin gerçek sahipleri yani milli güçleri tarafından yapılmış olmasıdır. Kuzeydeki Özgürlük Şafağı harekâtı PKK terör örgütünü güneydeki harekat Esad Rejimini hedef almıştır.

Her iki harekât da kara gücüne dayalı baskın tarzında yapılmış bir meskûn mahal harekatıdır. Dolayısıyla operatif seviyede sürat ve başarıdan faydalanma prensipleri her iki hedef düşman için tam bir yenilgi ile sonuçlanmıştır. Muhalif güçlerin bu harekattan önce iyi eğitildikleri, donatıldıkları ve motive edildikleri aşikardır.

Ancak bir üst seviyede bir harekât daha icra edilmiştir. Stratejik seviye olarak adlandırılacak bu harekatın planlayıcısı ve icracısı Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bu seviyede 2016-2020 yılları arasında yapılan dört büyük harekât ile stratejik yığınaklanma doğru zamanda ve yerde gerçekleştirilmiştir. 2011 yılında başlayan Arap Pınarı ile Suriye bölünmeye başlamış ve Esad Rejimi 2015 tarihinde Rusya’dan hava gücü, 2013 yılından itibaren İran’dan kara gücü (Hizbullah) talep etmiş ve her iki ülke de Suriye topraklarında kalıcı üsler kurmaya başlamıştır.

Aynı zaman diliminde ABD de DAEŞ’le Mücadele Uluslararası Koalisyon güçleri ile yine 11 Eylül 2014 tarihinde Suriye topraklarına yerleşmiştir. Tüm bu gelişmeler devam ederken Türkiye de 2016 tarihinde başta Fırat Kalkanı olmak üzere diğer harekatları icra ederek başka güçlerin ve PKK terör örgütünün Türkiye sınırlarını tehdit etmesini engellemiştir. Bu yüzden zamanlama oldukça yerindedir.

Harekatın yeri konusu stratejik seviyede ustaca seçilmiş ve M4 kara yolu şeklinde sınırları belli bir hedef belirtilerek askeri birliklere somut bir hedef tahsis edilmiştir. Bu sebeple Suriye’deki tüm askeri faaliyetlerimiz (taktik, operatif, ikmal, bakım, Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) eğitimi ve askeri çalışmaları vb.) başarı ile devam etmektedir. Sonuçta stratejik başarı Suriye’de büyük oranda başarılmıştır.

İlginizi çekebilir!  6'lı Masa Hakim Karşısında

Diğer bir seviye politik seviyedir. Bu aşama siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, kamu diplomasisi, istihbarat, enerji vb. konuları kapsamaktadır. Buna yönelik Türkiye Suriye bölgesinde Rusya ve İran’ın askeri-politik hegemonyasını ortadan kaldırarak etkisini sıfırlamış, Esad Rejiminin yıkılmasının iklimini hazırlamış, ülkenin güvenlik mimarisinin oluşturulmasına doğrudan katkı ve destek sağlamış, düzensiz göçmenlerin onurlu ve sağlıklı geriye dönüşleri ile ilgili itici faktörlerin azaltılması çalışmalarına başlamış, ilgili bakanlıklar ve kurumlar ile Suriye’nin devlet yapılanmasına öncülük etmiş, en önemlisi de Amerikan Projesi olan federatif yapı rejim tipini yeniden üniter devlet şekline dönüştürmüştür.

Bunun yanında yaklaşık 50 yıldır mücadele ettiği PKK terör örgütünün ABD ile bağını azaltarak bir daha kurulamayacak şekilde ortadan kalkmasına yönelik çok önemli adımlar atmıştır. Yani terörden beslenen yurt içindeki siyasi, ideolojik ve kayıt dışı ekonomi baronları ile Kandil Dağındaki kukla sözde liderlik karşısında psikolojik üstünlüğü ele geçirmiştir.

Bu plan terörizmle mücadele literatürüne ve tarihine geçecek kadar kıymetli bir deneyimdir. Bu kurgu ve çalışma ancak kıtasal veya küresel boyutta gücü haiz devletlere atfedilecek bir eylemdir. Türkiye bu planı cesaretle hayata geçirirken esas aldığı temel gerçeklik; zamanı doğru okumak, stratejik uyanıklık, olaylar ve olgular arasında doğru ilişki kurabilme, ülkeye kazandırılan her bir yeteneğin nerede ve nasıl kullanılacağını doğru hesaplamak, savunma sanayi hamleleri, uygun bir dil kullanımı, güçlü liderlik, siyasi istikrar, kamuoyuna karşı açık ve şeffaf şekilde hesap verebilme, hukuka uygunluk, insancıl yaklaşım ve insan güvenliğini önceliklendirme, en önemlisi de olanaklar ile hedefler arasında uyum sağlamadır.

O yüzden Libya, Somali, Karabağ, Irak, Suriye’de sert ve yumuşak güç unsurlarını birlikte kullanarak akıllı güç konseptini hayata geçirmeyi başarmış nadir ülkelerden biri de Türkiye’dir. Bu başarıyı sürdürmek ve milli güvenliği daha da tahkim etmek ulusal bir görevdir.

İlginizi çekebilir!  Ne Kırmızı Çizgiymiş Arkadaş!

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.