82 kez görüntülendi.

Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Güvenlik Politikaları Uzmanı- 08 Ocak 2025

 

2024 yılı “Emekliler Yılı” imiş. Mazallah ya bir de emekli yılı olmasaydı! Bize göre “emekliler yılında” hiç değilse 4.5 yıldır yarı yarıya eriyen maaşlarına biraz düzeltme getirilebilirdi. Ama heyhaattt… Bir emekli meslektaşımın 2025 yılında emeklileri tanımlayan “Hoca her geçen gün eşeğe verdiği yemi azaltmaya başlamış. Bir süre sonra eşek ölünce Hoca ‘Tüh tam da açlığa alışıyordu!’ şeklindeki Nasreddin Hoca fıkrasını okuyunca, bugün emekli maaşlarımız ele alındı.

2024 Yılı Türk Ekonomisi Değerlendirmeleri ve Hane Halkı Ekonomisinin Çöküşü

Maliye Bakan Şimşek, 2024 yılı içerisinde TL’ye güvenin arttığını, kur korumalı mevduatın (KKM) önemli ölçüde azaldığını söylüyor. Sanki 2022, 2023, 2024 yılları gibi 2025 yılını da esir alan KKM, başka bir iktidardan miras kalmış gibi… Şimşek’e göre ülke risk primi düşmüş, dış finansmana erişim artmış, ABD hazinesi benzer vadeli tahvil getirisi üzerine ilave prim farkı gerilemiş, dış borçlanma maliyetleri azalmış, gri listeden çıkış süreci tamamlanmış, üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan 2 kademe not artırımı alan tek ülke ve uluslararası kuruluşlardan en çok kaynak sağlayan ülkelerdenmişiz. 8,6 milyar dolar uygun/uzun vadeli dış finansman temin etmişiz!” Sanki iktidar, bir önceki ‘muhalif’ iktidardan devraldığı enkazı kaldırmaya başlamış!

1990’lı yılların ikinci yarısı Türkiye’nin sancılı enflasyon yıllarıydı. 2012 yılında tanıştığım  bir beyaz eşya Trakya distribütörü, enflasyonist dönemde çok büyük karlar elde edildiğini söylemişti. Bugünlerde TV kanallarında çarşı-pazar fiyat program yapan kanallarında sürekli değişen ve yükselen fiyatlar üzerine feryat eden vatandaşları dinlerken bu konuşmayı hatırladım. Enflasyonun ahlaki çöküntü yarattığı bir gerçek! Ve bu ahlaki çöküntü, adı “Adalet” ile başlayan bir siyasi partinin iktidarı döneminde yaşanıyor. Ne yazık ki iktidarın ortakları da sadece izliyor…

İlginizi çekebilir!  Türk Kimliği Üzerine-50: Anadolu Selçuklularına Devam - Prof. Dr. Celalettin Yavuz

İktidara yakın bir TV kanalında vatandaşın fiyatlardan şikayeti dile getirilirken, “İlahiyatçı” olduğu belirtilen bir vatandaş da “Bunlarda insanlık ve Allah korkusu kalmamış!” diyerek esnafı suçluyor. Oysa fırsatçılara bu şans enflasyonist ekonomik düzenle bizzat iktidarca verildi. Enflasyon nasıl meydana geldi? Lütfen hala pandemi ve Kahramanmaraş depremleri bahane edilmesin. Rusya-Ukrayna arasında neredeyse 3 yıldır savaş var ama iki ülkede de enflasyon Türkiye’deki kadar değil. Hatta Rusya Lideri Putin, Türkiye’deki enflasyonun yüksekliği ile dalga bile geçti.

Hükümetin bütün ortakları da biliyor ki Türkiye’deki enflasyonun en büyük sebebi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekim 2021’de ekonomistliğe heveslenip ünlü “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur!” teziydi. Kabinesinde, Ak Parti’de ve hatta ortaklarının liderleri ile ekonomiden sorumlu uzmanları bile “böyle bir şey mümkün değildir!” demedi, diyemedi, ceremesi emekliye yüklendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Asgari Ücret İçin ABD Dolarıyla Mukayeseli Açıklama

Erdoğan 22.107 TL olarak belirlenen asgari ücretin ardından “çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesaplayarak atarız!” dediği gibi ayrıca “Emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız!” şeklinde konuştu. Üstelik maaşları da “Bugün en düşük emekli maaşı 12.500 lira yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar!” diyerek dolarla kıyasladı. Hadi diyelim ki sağır sultanın bile dövizin baskılandığını bildiğini ve bu yüzden ihracatçı büyük firmaların yarısının zarar gösterdiğini unutalım. Ancak 2021’in ve bugünün 370 dolarıyla kaç kilo et, kaç yumurta alındığına veya kira bedelinin ödenip ödenmediğine baksak ya! Erdoğan’ın “emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğiz!” sözüne güvenen emekliler çatladı ve patladı!

Galiba iktidarın ekonomiyi düzeltmek için bulabildiği en garantili yol, zaten ‘çok fazla’ olan ücretlilerin maaşlarından kesmekmiş! Çarşı-pazardaki satın alma gücünün düşmesi ise önemsiz…

Sonuç olarak sözde ‘bağımsız’ TÜİK’in marifetiyle enflasyon 2025 yılı sonunda %20’nın altına düşecekmiş. Buna inanmayıp erken seçim bekleyenler heveslenmesin. Zira 2023’teki EYT kıyaklılar dahil, 16.2 milyon emeklinin yarıya düşen maaşı ile seçime gitmek cesaret ister. Haa seçimlerde Suriye ve PKK’nın tasfiyesi değil, mutfakta tencerede neler kaynatılabildiği önemlidir.

İlginizi çekebilir!  Gazzelilerin Son Nefesleriyle Dalgalanan Sancak

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.