Haydar AS – 25 Aralık 2024
Hakan Fidan’ın “umut dolu dönemin ilk adımı” diye yorumladığı Şam ziyareti, Özgür Suriye’nin ilk diplomatik görüşmesi olarak tarihe geçecektir muhtemelen.
Sanırım güvenlik gerekçesiyle planlanan tarihten önce ani bir ziyaret olarak yapılması sürpriz olsa da bir çok mesajı da bir arada vermiş oldu.
Hakan Fidan ile Ahmed El-Şara’nın görüşmesindeki içtenlik, samimiyet, sevgi ve muhabbetle kucaklaşması her iki ülkenin dünyaya bir mesajı olarak görülmelidir.
Ahmed El-Şara’nın alışılmış olan kıyafetlerinden imtina edip takım elbise ve özellikle kravat takması da bu işte almış olduğu devlet adamlığı sorumluluğu ve ciddiyetiyle verilen ayrı bir mesaj olmuştur.
Geçici yönetimin uluslararası sisteme entegre olma arzuları ve özlemleri her haliyle belli oluyor.
Görüşmenin sonunda her iki tarafın katıldığı basın toplantısında net mesajlar veriyor olmaları özellikle Suriye üzerinde farklı hesapları olanların pek hoşuna gitmemiştir elbette.
Özellikle bizi de ilgilendiren Terör örgütleriyle mücadelede taviz vermemeleri, onlara Suriye toprakları içerisinde yaşam hakkı vermemeleri, terör örgütlerine olduğu gibi onları destekleyen küresel güçlere de kararlılık vurgusunun bir kez daha yinelenmiş olması en önemli mesajlardan biriydi diyebiliriz.
Dün itibarıyla Ahmed El-Şara’nın çağrısı üzerine yaklaşık 28 irili ufaklı örgütün silah bırakarak bağlılık sadakati göstermesi elbette ki önemliydi.
Toprak bütünlüğünü korumakta kararlı görünen yeni yönetim için tek engel PKK/YPG olarak görünüyor artık.
Evet çok çok önemli bir devrim yaptılar fakat PKK/YPG o topraklardan temizlenmeden devrimi taçlandırmak mümkün değildir.
Neredeyse Suriye’nin üçte birini kaplayan bir alanda varlığını sürdüren PKK/YPG terör örgütü için artık sıkıntılı günler başlayacaktır.
Suriye’nin kendi özkaynakları olan enerji kaynaklarına bu terör örgütlerinin yıllardır Amerika desteğiyle çökmüş olmaları ve buradan örgüte ciddi gelirler kazandırmaları, tüm bunlar yetmezmiş gibi bölgeyi terörize etmeleri artık sona erecektir.
Bu yapının yıkılıyor olması çok çok önemlidir Suriye için..
Esad döneminde bu toprakların yol geçen hanına döndüğü zamanlarda PKK/YPG bu enerji kaynaklarına el koyarak işlettikleri gibi, Esad rejimine bile para karşılığı veya silah karşılığı petrol satar hale gelmişlerdi.
Örgüt için böylesine bir kaynağı terk edip gitmek kolay olmayacak tabi ki.
Ondandır ki günlerdir kendilerini yemleyenlere her gün yeni bir fikirle haberler gönderiyorlar.
Yok efendim bizim Türkiye ile hiç işimiz olmaz! Bu konuda söz veriyoruz…
Biz burada varlığımızı sürdürelim Suriye ile ortak hareket edelim…
Akıllarınca, bölgede bulunan DEAŞ militanları için buradayız diyorlar.
Yeni yönetim onları dert etmeyin biz ilgileniriz diyerek Amerika’ya mesajını gönderiyor.
Bu defa Kürt kartını öne sürüyorlar…
Oysa gerek Suriye yönetimi gerekse Türkiye bu konuda bölgedeki Kürtlerin eşit vatandaş statüsünde haklarının korunacağını defalarca söylüyorlar.
Zaten bu terör örgütlerinin bölgeden çıkmaları en çok orada yaşayan Kürtlerin işine gelecektir.
Çünkü yıllardır PKK/YPG yapmış olduğu keyfi uygulamalar ve zulümler ile Kürtleri bezdirmiştir.
Dolayısıyla bir işgalci durumunda olan PKK/YPG’nin üzerinden Amerika elini çektiği andan itibaren kendini tasfiye etme zorunda kalacaktır diye düşünüyorum.
Türkiye’nin bu konudaki azim ve kararlılığı Suriye toprakları üzerinde her hangi bir siyasal mühendisliğe mahal vermeyecektir.
Bu kararlılığı artık Amerika’da biliyor…
Suriye geçici yönetimi de biliyor…
Türkiye’deki hainlerde biliyor…
Trump’ın “göreve gelince Suriye’den askerimizi çekeceğiz” diye açıklama yapması şüphesiz en çok PKK/YPG’yi tedirgin etmiştir.
Çünkü Amerika olmadan bölgede nefes bile alamayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Trump göreve gelince dediklerini uygularsa Suriye yönetiminin eli çok rahatlayacaktır.
Aksi durumda Suriye yönetimi için, Amerika’ya rağmen PKK/YPG’yi bölgeden temizlemek pek de kolay olmayacaktır.
