Abdullah YILMAZ – 24 Aralık 2024
“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)
Askerlik yaptığım sene, seçilmiş hükümetin askeri alanda pek de hükmünün sayılmadığı dönemlerdi. Her şeye rağmen Peygamber ocağı olarak gördüğümüz ve gurur kaynağımız olan Silahlı Kuvvetlerimizde oluşan gelenek gereği, memleketin gerçek mayası diyebileceğimiz din ve dindarlara düşman olma durumu adeta bir kuraldı. O yıllar, Merhum Üstad Necip Fazıl’ın Allah’ın belasını vermesini istediği tanrıya da hamdolsun denilen yıllardı!…
Çok da uzak bir zaman değil, 2007 yılından bahsediyorum. O yılın son günü, yani 2007-2008 yılını birbirine bağlayan yılbaşı günü ve gecesi, normalde olmayan ama zoraki oluşturulmaya çalışılan bir heyecana sahne oluyordu. Kanı kaynayan acemi asker, o günü daha rahat geçireceği için olan bitenden memnundu. Akşam için çekirdekler, kuruyemişler, çeşitli içecekler ve cips gibi şeyler de itinayla ayarlanmıştı. Yönetim kademesinin de ikramları söz konusuydu. Hatırlamıyorum ama yemekte de hindi yemeği olabilir. Her anıyla rutin dışı bir gün yaşıyorduk…
Ve beklenen açıklama geldi. “Bugün özel bir gündür ve adeta eğlenme emri var, herkes eğlenceye katılacak” diye açıklamalar yapıldı. Eğlenmeyenler de ortalıkta dolaşmayacak gidip yatacak!
Bendeniz eğlenceye katılmayacağımı ifade ederek gidip yatmayı tercih ettim. Çoğunluğun bu eğlence fırsatını! değerlendirdiğini bir not olarak söylemeliyim. Yakın gördüğüm arkadaşlara bu meselenin aslında bir imani mesele olduğunu, bu günü kutlamanın İslam’a aykırı olduğunu muhakkak söylemişimdir.
İslam’la şeref bulmuş bu aziz milletin çocuklarına askerde veya okulda devlet eliyle adeta zorunlu yılbaşı kutlaması yaptırılması ne anlama gelir? Batının veya batılın peşinde bu denli koşturmak bizlere yakışır mı?
Şimdi Türk Silahlı Kuvvetlerimizde yılbaşında eğlenin emri var mıdır, son durum nedir bilmiyorum. Ama Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuda sözlü şekilde uyarıda bulunmuş. Geçen yıl da yönetmelikte yaptığı bir değişiklikle okullarda noel, paskalya ve cadılar bayramı gibi bize ait olmayan kutlamaları yasaklamış. Bu durumu referans alan bazı İl veya İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri okullara uyarı içerikli resmi yazı gönderdi.
Muhalefet çevreleri ise; efendim okullara böyle bir yazı nasıl gönderilir, Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir yasak nasıl koyabilir şeklinde itirazlar ortaya koyarak ortalığı ayağa kaldırdılar. “Laiklik elden gidiyor” naraları da cabası!
Burası Müslüman bir ülke alışın artık bunlara! Kimsenin özel hayatında yaptığı kutlamaya veya bilmem neye karışan yok. Ancak okullarda, asker ocağında, kamu dairesinde veya benzer yerlerde geleneğimizle kültürümüzle hiçbir alakası olmayan günlerin veya gecelerin kutlaması dayatılamaz!
Yılbaşında Paket Halinde Sunulan Günahlar
Diyanet İşleri Başkanlığımızı da geçen hafta yayınladığı hutbeden dolayı tebrik ediyorum. Açık ve net şekilde, başka bir ifadeyle lafı eğmeden bükmeden İslami bir duruşu ortaya koymuşlardır. Biz Müslümanız ve başka bir kavme benzeyemeyiz! Dini açıdan bu işin sakıncası ortada ve bunu herkes biliyor, ama bir inatlaşma söz konusu. İnatlaşanlara soralım; ne ile inatlaştığınızın farkında mısınız siz?
Uyarmış olalım; nefsine yenik düşüp bazı günahlar ile kasıtlı ve inadına işlenen günahın karşılığı aynı olmaz. Hele bu günahlar toplumu ifsada sebep oluyorsa yandı gülüm keten helva! İmanı ve itikadı bozmamak lazım, İman ve itikat amelden önce gelir.
Bu meseleye şuurlu dindarlar uzak dururken önemli bir kesim de hırs yapmış durumda. Orta taraftaki Cuma’ya da giderim, yılbaşını da kutlarımcılar ise; “zaten parasızlıktan bir otele gidemiyoruz, evde pijamamızı giyip çekirdek eşliğinde kutluyoruz bunda ne var?” diyerek büyük bir heyecanla kutlamalara ortak oluyor!
Sanırım hakkında bu kadar uyarılar yapılmasına rağmen sonuç alınamayan başka bir olay yoktur. Gayr-i Müslime muhalefet İslam’ın temel kurallarından birisi olmasına rağmen “Elhamdülillah Müslümanım” diyerek Müslümanlığı kimseye bırakmazken bu konudaki duyarsızlık nedendir anlamış değilim.
36 Bin TL’den Başlayan Fiyatlarla Yılbaşı Kutlaması!
Bu ara gözüme bir haber ilişti. Dışarıda yılbaşı kutlaması en az 36 bin TL tutuyormuş. Ekonomik veriler ortadayken vatandaş kara kara düşünüyormuş!
Haberin diline ve içeriğine bakar mısınız? Sanki insanlar yılbaşı kutlamaya mecburmuş da imkanı el vermeyenler bu büyük olaydan mahrum kalacakmış. Bu gün kapitalizmin en sevdiği özel zaman dilimlerinden birisi de yılbaşı günü olsa gerek!
Eğlence için bu kadar parayı harcamak israftır ve israf haramdır. Bu eğlence kapsamında işlenecek diğer haramları da düşünelim. Öte yandan İslam dışı insanların yaptığı çılgınlığa, günaha özenmek insanı çok büyük vebal sahibi yapar, bunu da belirtelim.
Bakınız; zina haramdır, yılbaşına özel zina ise haram oğlu haramdır. Kumar haramdır, yılbaşına özelse haram oğlu haramdır. Alkol de haramıdır, hele bu yılbaşına özelse daha da haramdır. Yapmayın etmeyin, paket halinde sunulmuş ve tam isyan içeren bu katmerli günahlara bulaşmayın, bu hal doğru bir hal değildir!
Suriye’de yeni yönetimi de bu konu üzerinden değerlendirme derdi var. Yılbaşı kutlamasına izin verecekler mi, vermeyecekler mi? Verirse bu yönetim ve lider kabul edilebilir, izin vermezse kabul edilemez! Sizin keyfinize göre mi hareket edilecek? Ölçüyü siz mi belirleyeceksiniz? Suriye’deki yönetim isterse buna izin verir istemezse vermez. Ölçüyü koyan Allah’tır!
Son söz, yılbaşının hindisi, ağacı, noel babası, hediyesi, geri sayımı kısacası neyi varsa hiçbirinin Müslümanların umurunda olmaması lazım. Bu yazımızda kutlama yapacak Müslümanları uyarmış olduk, Müslüman olmayanlar gündemimizde değil. Her şeye rağmen, ‘sana ne, sen ne karışıyorsun” diyen varsa o da gündemimde değil.
Müslümanların kutlayabileceği yılbaşı, Hicri Yılbaşıdır bunu da belirtelim. Her şeyin hesabının sorulacağı gün, mahcup olmayacağımız bir şekilde hayat yaşamamız duasıyla, vesselam…