M. Mustafa Yıldız – 19 Aralık 2024
Lübnan, Suriye ve bölgede yaşananlardan sonra öyle görünüyor ki gündem tekrar Gazze’de gerçekleşmesi ümit edilen ateşkese odaklanacak gibi.
Öncelikle Türkiye’nin 7 ekim sürecinde defalarca dile getirdiği “ateşkes” ya da “insani ateşkes” çağrılarının İsrail ve ABD tarafından reddedildiğini belirtelim.
Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki ABD gizli servis yetkilileri Gazze’de ateşkes konuşmak için görüşmelere “İsrail’e rağmen” katılmak durumunda kaldı.
Hatta öyle bir noktaya gelindi ki; İsrail, arkasındaki büyük ağabeyi ABD’ye posta koyarak “sana ne?” havasına bile girdi.
ABD ile İsrail arasındaki bu girift ilişkinin detaylarını bir başka yazıda detaylandırırız belki.
Şimdi günümüze gelelim.
Suikastler, katliamlar ve diplomatik bir şımarıklıkla İsrail-ABD ikilisi istiyor ki; masada karşısında zayıf çaresiz ve yalnız olarak HAMAS olsun.
İstiyor ki dilediği gibi at koştursun.
Lübnan’da sağlanan ateşkesten çok daha önce Gazze’de ateşkes
başlığıyla onlarca toplantı yapıldı.
Bir süredir bu toplantılar farklı bir formata da dönüşmüş durumda.
Yine ifade etmek gerekirse Türkiye’nin ısrarla masa dışında tutulmaya çalışıldığı görüşmeler gerçekleştirildi.
İlginçtir! Bazılarının adını bile duymak istemediği Türkiye; olayların doğal akışı gereği hep masada oldu.
Şimdi Gazze’de yeni bir ateşkes sürecinden bahsediliyor.
Sessiz sedasız, masada yalnız ve çaresiz bir Hamas amaçlayan İsrail yine beklediğini bulamayacak.
Mısır’da gerçekleştirilen D8 toplantısı aslında ateşkes masasına net bir mesaj.
Bir yandan da medya üzerinden yapılan manipülasyonlar var.
Suudi Arabistan gazetesi Asharq Al-Awsat’ın Hamas’tan isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir kaynağa dayandırarak yaptığı haberde “Yeni bir sorun çıkmaması halinde bu hafta sonuna kadar Gazze’de bir ateşkes anlaşmasına varılmasının beklendiğini” ifade etti.
Haberde “çoğu konu çözüldü ve anlaşmaya çok yaklaşıldı” diyen kaynağın, sadece birkaç ayrıntının üzerinde tartışmanın sürdüğünü belirttiğine değinildi.
Detaylar dikkat çekiciydi. Habere göre:
*ilk aşamada ateşkes sağlanacak.
*İsrail güçleri Gazze’den değil ama şehir merkezlerinden çekilecek.
*Netzarim ve Philadelphi bölgelerinde İsrail askerleri kısmen kalmaya devam edecek.
*Kadın ve çocukların kuzey Gazze’ye dönmesine izin verilecek,
*erkekler ise daha sonra aşamalı olarak geri dönecek. Rehine takası da ateşkes anlaşmasına dahil
*ilk aşamada, Filistinli mahkumlar karşılığında, 30 İsrailli rehine serbest bırakılacak.
*Refah sınır kapısının kontrolü hemen olmasa da Filistin Yönetimi’ne devredilecek.
Üzerinde konuşulan anlaşmanın aslında İsrail tarafından manipüle edildiği açık.
Nitekim yukarıda yazılan maddelerin bizatihi kendileridir 7 Ekim süreci.
Maddelere tek tek bakılınca Hamas’ın normal şartlarda kabul etmeyeceği şartlar olduğu gayet açık.
Erkeklerden ayrı olarak kadınların göç ettirilmeye çalışılması ise tam bir fecaat.
Hamas temkinli bir açıklama yaptı. Doha’da devam eden ciddi ve olumlu görüşmelerle birlikte ve İsrail’in yeni koşullar eklemeyi bırakması halinde, ateşkes ve rehine takasının mümkün olduğunu bildirdi.
İsrail tarafındaysa olumlu bir hava varmış görüntüsü estiriliyor.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, geçmişteki engellerin kaldırılmasının ardından anlaşmanın “her zamankinden daha yakın” olduğunu belirtti.
Hamas’ın, lider kadrosunun büyük bölümünü kaybetmesinin ardından zor bir durumla karşı karşıya olduğu açık.
Ancak yeni gelişmeler belki de farklı sonuçlar doğurabilir.
Hizbullah’ın yaptığı ateşkes, Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesi ve ABD politikasındaki değişiklikler Hamas’ın masada elini güçlendirebilir.
Yani olası ateşkes Filistin ruhunun genel yapısına aykırı olamaz.