Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile İstanbul'da 28 ülkenin katılımıyla deprem konferansı düzenleyecek. Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, Türkiye'nin sağlık alanında gerçekleştirdiği inovasyonların dünyaya tanıtılacağının altını çizerek, "Türkiye, bu sayede daha fazla teknik destekten faydalanma imkanı bulacak" dedi.
DSÖ Yürütme Kurulu tarafından Avrupa Bölge Direktörlüğü görevine tekrar seçilen Hans Kluge, 5 yıllık dönemde hayata geçirecekleri projelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Kronik hastalıklar ve ruh sağlığı”, “iklim değişikliği ve çevre”, “demografik değişim ve düşen doğum oranları” ile “kriz ve acil durumlar” başlıklarını tartışmaya açacaklarını belirten Kluge, 2026-2030 döneminde Avrupa sağlık politikasını geliştirmek için 53 ülkeden temsilci ve akademisyenlerin katılacağı 4 farklı oturum düzenlemeyi planladığını aktardı.
DSÖ olarak birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek ve savaş bölgesindeki insanların acılarını en aza indirmek istediklerini vurgulayan Kluge, “Türkiye, birinci basamak sağlık hizmetleri konusunda oldukça güçlü bir ağa sahip. Türkiye’de toplum sağlığı merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezler, kırsal alanlarda bile yaygın olarak bulunmaktadır. Birinci basamak sağlık hizmetleri ne kadar güçlü olursa insanların da o kadar az hastaneye gitmeye ihtiyacı doğar” değerlendirmesini yaptı.
“Türkiye’nin depremle ilgili tecrübelerinden birçok ülke yararlanabilecek”
Kluge, Türkiye’nin sağlık alanında gerçekleştirdiği inovasyonların dünyaya tanıtılacağının altını çizerek, “Türkiye, bu sayede daha fazla teknik destekten faydalanma imkanı bulacak” diye konuştu.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile yüz yüze görüşme yaptığını anlatan Kluge, “Görüşmede, 17-19 Şubat 2025 tarihlerinde, depreme hazırlık konulu İstanbul’da uluslararası konferans yapılması konusu ele alındı. DSÖ Doğu Akdeniz Bölgesi ve Balkanlar’dan 28 ülke depreme hazırlık konferansına katılım gösterecek. Türkiye, depremle yaşan bir ülke. Bu etkinlik sayesinde Türkiye’nin depremle ilgili tecrübelerinden birçok ülke yararlanabileceği gibi, diğer ülkelerin tecrübelerinden de Türkiye yararlanma fırsatı bulacak” ifadelerini kullandı.
Kluge, geçen yıl meydana gelen 6 şubat depremlerinin ardından Hatay, Gaziantep ve Adıyaman’a ziyaretinde, Türkiye’nin 24 saat içinde gerçekleştirdiği kurtarma çalışmalarını yerinde görme fırsatı elde ettiğini söyledi.
Bu çalışmalar kapsamında, özellikle UMKE gibi, gönüllü kuruluşların ne kadar büyük işler başardığını gördüğünü aktaran Kluge, “Türkiye’nin desteği sayesinde İstanbul’da DSÖ İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlıklılık Coğrafi Ayrık Ofisi açıldı. Bu merkez, deprem konulu konferansın düzenlenmesinde büyük rol oynayacak. Ayrıca Gaziantep’te, Kuzeybatı Suriye’de 5,1 milyon kişiye hizmet veren, yardımda bulunan insani yardım saha ofisimiz de var. Tabi bu ofisin varlığı son gelişmeler ışığında daha da önem kazanmış bulunuyor” dedi.
Öte yandan, Sağlık Bakanlığıyla birlikte Türkiye’de geleneksel ve tamamlayıcı tıp konusunda bir merkez açılması için çalışmalar yaptıklarını da belirten Kluge, Türkiye’deki temasları kapsamında Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na yaptığı ziyarette, tütün kullanımını en aza indirme ve obeziteyle mücadele konularını ele aldıklarını aktardı.
“Gazze’de sağlık tesislerine ve ambulanslara yapılan saldırılar konusunda endişeliyiz”
Kluge, örgüt olarak insanların acılarının hafifletilmesinin de öncelikleri olduğunu vurgulayarak, Ukrayna’da ve Gazze’de acının hakim olduğunu söyledi. Bu acıların dindirilebilmesi için çalışmak zorunda olduklarını ifade eden Kluge, Gazze’den en çok hastayı Türkiye’nin tahliye etmesinden ötürü teşekkürlerini sundu.
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ele alınması için girişimde bulunacaklarını dile getirerek, “Her dört kadından biri 20 yaşına gelmeden ya yakın partnerlerinin şiddetine uğruyor ya da partnerleri olmayan bir kişinin cinsel saldırısına uğruyor” bilgisini paylaştı.
Kluge, Gazze’de yürütülen sağlık çalışmaları ve Suriye’deki son duruma ilişkin, şunları kaydetti:
“Gazze’de birçok çocuk yaralandı ve çocuklar arasında kanser vakaları görüldü. Türkiye bu çocukları tahliye etti. Ayrıca Türkiye 3,1 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin Suriyelilere olan desteğini takdir ediyor ve teşekkürlerimi sunuyorum. DSÖ, Gazze’de iki kez çocuk felci aşılamasında bulundu. Çok tehlikeli şartlar altında bu aşılama yapıldı. Bu aşılama kısa süreli bir ateşkesten bulunan fırsat sayesinde yapılabildi. Gazze’de sağlık tesislerine, sağlık çalışanlarına ve ambulanslara yapılan saldırılar konusunda oldukça endişeliyiz ve saldırılar uluslararası hukukun ihlalidir. Her zaman şunu söyleriz; ‘en iyi ilaç barıştır.’ Barış olmadan sağlık olmaz. Gazze’de ateşkes ilan edilmesi oldukça önemlidir.
Ayrıca Gazze’ye insani yardımların ciddi şekilde artırılması da büyük önem taşıyor. Ayrıca rehinelerin de bir an önce serbest bırakılmasını diliyoruz. DSÖ olarak Gazze’de ateşkes ilan edilmesini savunmaktayız. Kuzeybatı Suriye’deki insani yardım çalışmalarımızın ölçeğini büyütmeye karar verdik. Bu hususta Kuzeybatı Suriye’ye daha çok yardım iletilmesi konusun da Türkiye ile olan çalışmalarımız devam ediyor. Kuzeybatı Suriye’ye insani yardımlar Türkiye yoluyla ulaşıyor. Bu nedenle Türkiye’ye bu konuda yaptıkları çalışmalardan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Yardım malzemelerinin geçişini kolaylaştırdıkları için takdirlerimi sunuyorum. Şu ilkemiz her zaman bakidir. Sağlık bir insan hakkıdır. Bütün insanların sağlığa erişimi olmalıdır.”