18 kez görüntülendi.
serkan üstüner

Serkan ÜSTÜNER – 11 Aralık 2024

 

Beşinci kol (fifth column), gri  propaganda içerisinde değerlendirilmekle birlikte sinsice etkileme, ahlaki  yozlaştırmaya yönelik gizlice faaliyet gösteren kişilerin ileriki aşamada kara propaganda olarak etik dışı iş ve işlemlerini de kapsayabilmektedir . Beşinci kol, ileride harp edilecek ülkeye tedricen girip yerleşen bir yapıyı anlatmaktadır. Terimin yaratılması, milliyetçi bir lider ve General Franco’nun güvenilir teğmenlerinden biri olan General Emilio Mola’ya atfedilmektedir.

Mola, Eylül 1936 da bir radyo yayında Madrid’e gidişleri sırasında şehre doğru ilerleyen dört ordu kuvvetinin yanı sıra, Madrid’in kendi içinde sabotaj ve benzeri eylemlerle saldırmaya hazır bir beşinci kola da sahip olduklarını öne sürdü. Bu öne sürüşle aslında Mola, beşinci kolun amacının ve çalışma tarzının da çerçevesi çizmekteydi. Madrid’in içerisinde kendilerine bağlı kişilerin varlığını iddia ediyor, onların kendi lehlerine hareket edeceğini haber vererek korku ve endişe tesis ediyordu. Tesis edilen korku ve endişeye bağlı olarak halkın tutum ve davranışları etkilenebiliyordu.

Beşinci kol faaliyetlerini yürütenler, düşman ülkeler adına faaliyet gösteren hedef ülkenin bizzat kendi vatandaşları arasından en kişiler arasından tercih edilerek belirlenmekte ve bunlar üzerinden propaganda faaliyetleri yürütülmektedir

Bu açıdan yabancı ajanlar, yerel işbirlikçiler ve aldatılmış düşmanlar beşinci kol gücünün belkemiğini oluşturmakta ve ev sahibi ülkeyi demoralize etmek, bölünmüş bir yapıya dönüştürmek ve askeri olarak savaşa hazırlıksız bırakmak için casusluk, sabotaj ve darbe girişimlerinde bulunabilmektedir. İş bu yönleriyle beşinci kol, Truva Atı hikâyesinin modern bir versiyonu olarak görülmektedir. Böylesine bir girizgah yapmamızın sebebi Türkiye’de yakın tarihimizde yaşanan beşinci kol faaliyetleri üzerine durmaktır. Yakın tarihin gördüğü en zalim, en aşağılık yaratıklardan biri olan Esed artık tarihin çöplüğüne gitti.

İlginizi çekebilir!  İsrail’in yeni suikast şebekesi: NİLİ / Volume 2

Peki onu 13 yıl şirin göstermeye çalışanlar onlara ne oldu? Aslında yaptıkları suçtu? Suçu ve suçluyu överken insan haklarını görmezden geldiler. Hatırlarsınız, parti yöneticisinden, gazetecisine, parti genel başkanından, hiçbir başarısı olmayan sanatçı adı altındaki kişilere kadar mezhepçi ya da etnik bir bakış açısıyla Esed denen rögar kapağını övdüler. Yetmedi Edebiyat dünyasından “Müslüman” gözüken bir süreye kadar baş köşelerde ağırlanan teyzeler Esed denen bebek katili Doğu Guta’da kimyasal bomba attığında “Kimin attığı belli olmayan bombalar” diye bir bildiriye imza attılar. Kimse bu insanlara sizin hiç utanmanız yok demedi. Yine de bu satırların yazarı fakir kendilerine anladıkları dilden cevabı verdi.

Bir de şimdilerde youtuber olan bir tip var. Yıllarca bu memleketin insanlarına etmediği hakaret kalmayan bir beşinci kol faaliyeti çocuğu hala ağzından dökülenler kanalizasyon çukurundan geliyor. Bu memlekette İsrail denen işgalci çeteyi, Esed’i övdüler. İşte bunları iyi bilip iyi tanımamız gerekiyor ki yarının Türkiye’sinde ülkesine ihanet edenleri de bilmemiz lazım ki bir daha bunların çocuklarını bu şüheda toprağında barındırmayalım.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.