Bercan TUTAR – 27 Kasım 2024
Amerikan liderliğindeki tek kutuplu emperyalist dünya sistemi yerine eğer bugün çok kutuplu yeni bir dünya düzeninden bahsediyorsak bunun en büyük mimarı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir. Putin, ABD liderliğindeki Atlantik sistemini üç aşamada tuş etti. Bugün NATO’daki peltek beyinli sözde entelektüel maymunlar bile artık kaçınılmaz olanı kabul etmek zorunda kalıyor. Günümüz dünyası artık Anglo-Saksonların inşa ettiği ve istediği gibi at koşturduğu bir dünya değil. Özellikle Putin’in Batı tarafından durdurulamayan hipersonik Orişnik füzesiyle Ukrayna’nın Dinyeper kentinde yer altındaki askeri hedefleri vurmasından sonra, Batı’nın askeri acziyeti bir kez daha net şekilde ortaya çıktı.
21 Kasım 2024’te başarıyla test edilen kıtalararası hipersonik Orişnik füzesi, Putin’in ABD liderliğindeki küresel sisteme vurduğu üçüncü öldürücü darbeyi niteliyor.
Putin’in daha önceki iki darbesi gibi bu darbe de küresel jeo-politikayı alt üst edecektir. Orişnik’ten önceki iki darbeden ilkinin tarihi 2007’ye uzanıyor. O tarihte yani ABD’nin tek süper güç konumunda olduğu ve küresel hegemonyasını perçinlediği bir dönemde Almanya’daki Münih Güvenlik Konferası’na katılan Rus lider Putin, tarihin akışını değiştiren ilk çıkışını yaptı. 10 Şubat 2007’de ABD’nin tek kutuplu dünyasına isyan eden Putin, “Günümüz dünyasında, tek kutuplu dünyanın kabul edilemez olmasının yanı sıra, aynı zamanda imkânsız olduğu ve ahlaki de olmadığı kanaatindeyim” demişti. O konuşmasında artık Batı ile ipleri kopardığını ve Rusya’nın önceliğini Asya-Pasifik’e ve Batı dışı dünyaya vereceğini de ilan etmişti Putin.
Dünyada siyasi ve diplomatik depreme yol açan bu çıkışı ABD istihza ile karşılamış ve Barack Obama Rusya’yı ‘bölgesel güç’ diyerek küçümsemişti. Yani Rusya gibi bir aktörün küresel siyaseti etkileyemeyeceğini ima etmişti.
Bu konuşmadan sonra Gürcistan üzerinden Rusya’ya ders vermeye kalkan ABD ummadığı ikinci darbeyi aldı. 7 Ağustos-16 Ağustos 2008 tarihleri arasındaki Gürcistan savaşında Rusya, ABD’yi bozguna uğrattı. Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini Gürcistan’dan aldı. Bir bakıma ABD ve Avrupa’nın Gürcistan’da yaşadığı hezimet tek kutuplu dünya için sonun başlangıcı oldu. Berlin Duvarı’nın yıkılışı nasıl sembolik olarak Soğuk Savaş’ın bitişini simgeliyorsa 7 Ağustos 2008’te başlayan Gürcistan savaşı da ABD’nin 1991’den sonra ilan ettiği tek süper güç hegemonyasının yıkımını sembolize ediyor artık.
Zaten Gürcistan’daki hezimetten sonra ‘terör ile savaş’ adı altındaki küresel hegemonya arayışı akamete uğradı. Afganistan ve Irak’tan çekilen ABD, can havliyle son kez Ukrayna ve İsrail üzerinden yeniden atağa geçti.
Ancak bu hamleler de Rusça’da ‘fındık ağacı’ anlamına geldiği söylenen Orişnik füzesiyle tuzla buz oldu. 21 Kasım’da Rusya’nın Hazar Denizi kıyısındaki Astrahan bölgesinde bulunan Kapustin Yar 4. Füze Deneme Sahası’ndan atılan Orişnik füzesi, 6 bin kilometre ötedeki Dinyeper’e çarpmadan önce havada tam 15 dakika uçtu.
Hiçbir Amerikan savunma sistemi bu zaman zarfında Orişnik’i durduramadı. Bu haliyle Orişnik hamlesi her açıdan ABD’nin teslim bayrağı çekmesine yol açan bir çıkıştır. Tıpkı Putin’in 2007 Münih Güvenlik Konferansı’ndaki çıkışı ile Gürcistan Savaşı’ndaki yıkıcı darbesi gibi 21 Kasım’da test edilen Orişnik füzesi de küresel fay hatlarında tarihi ve kalıcı değişimlere yol açacak gibi görünüyor.
Zaten Orişnik gerçeği şimdiden dünya kamuoyunun algısını kökten değiştirdi. NATO ve Atlantik’in Rusya’nın hipersonik balistik füzelerine karşı askeri yetersizliğini ifşa etti ve Batı’nın Ukrayna’daki savaşı ve insanlığa karşı verdiği barbar mücadeleyi kazanamayacağını açık şekilde gösterdi.
Tüm dünya gibi ABD ve müttefikleri de Rusya’nın mesajını aldı sanırım. Zaten Kremlin de yaptığı açıklamada Orişnik’in asıl hedefinin Ukrayna değil Batı’ya uyarı ve mesaj olduğunu vurgulamıştı. Batılı halklar gerçeği görmeye başladı. Umarız Batılı liderler de gereken mesajı ve dersi almıştır. Yoksa daha acı bir felaketle karşı karşıya kalacaklar ve kendileriyle birlikte dünyayı da ateşe atmaya çalışacaklar.
