faruk taşcı

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 27 Kasım 2024

 

2024 yılı “Emekliler Yılı” ilan edilmişti; bu kapsamda “Emeklilik Vizyon Belgesi” hazırlıkları tamamlanmak üzere. Yani 2024 yılı bu işin başlangıç yılı oldu ve emeklilik konusu daha titiz ve derinlikli bir çerçevede değerlendiriliyor demektir.

Bu noktada çalışma hayatında iken emekliliğe hazırlık ve emeklilik döneminde sosyal, psikolojik ve kültürel uyum süreçleri ve sosyal güvenlik hakları önemli. Merkezi yönetimin, yerel yönetimin ve sivil toplumun elbirliği içinde hareket etmesi daha önemli.

Emekli Olmanın Anlamı

Ekonomik yönden bakıldığında emekli, belirli bir zaman diliminde istihdamda olduktan sonra maaş alan kişi oluyor. Böylece çalışma hayatında geçen süre ile ortaya çıkan gelir hakkı söz konusu ki bu da emekliliğin hukuki yönü. İşten davranışsal olarak çekilmekse emekliliğin psikolojik yönü, yani çalışma hayatının sorumluluğun olmadığı dönem. Ama aynı zamanda yalnızlık gibi önemli bir psikolojik tehlike kapısının açıldığı dönem.

Bu döneme işverenler başka şekilde bakıyor; onlar için genelde düşük performans ve istenmeyen çalışandan kurtulmak gibi bir şey emeklilik dönemi. Devletler açısındansa emeklilik, sosyal güvenlik sistemi ve zorlu bir finansal mesele demek. Toplumsal açıdan emeklilikse günlük ve sosyal ilişkilerin yeniden yapılandırılması süreci olarak kabul ediliyor; yani emeklilik bir yeni hayat evresi.

Emeklilik Dönemi Sürdürülebilir Eğitim İhtiyacı

Yeni hayat evresi olsa da emeklilik döneminde “aktif hayat”ın içinde kalmak için eğitimin emeklilere bakan yönlerinin devreye sokulması gerekiyor. Günümüz hayat şartları açısından burada i) finansal okur-yazarlık, ii) sağlık okur-yazarlığı ve iii) dijital okur-yazarlık emekliliğini almış yaşlılar için kritik bir ihtiyaç.

Finansal okur-yazarlık, kişinin para ile olan ilişkisiyle ilgili. Parayı yönetebilme ve para ile baş edebilme yeteneği. Gelişen ve hızla dönüşen teknoloji nedeniyle, tüm yaş grubu için ama özellikle yaşlıların, daha iyi ve aktif hayatı için gerekli olan daha kaliteli ürün veya hizmetten yararlanabilmek adına finansal okur-yazarlık yeteneğine sahip olmaları daha fazla önemli hale geliyor. Bu ihtiyaca rağmen, Türkiye’de yaşlıların finansal okur-yazarlık düzeyleri zayıf çünkü düşük birikim ve yatırım davranışları yanında sınırlı varlıkları söz konusu. Bir de finansal okur-yazarlık yaşlılar için karmaşık bir mesele olarak algılanıyor.

İlginizi çekebilir!  5 yıl erken emeklilik geliyor! Bakan Vedat Işıkhan duyurdu

Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yaşlı nüfusunun daha da artacağı düşünüldüğünde ve yaşlılar arasında da yalnız yaşlıların oranı artmaya devam ettikçe, yaşlıların finansal okur-yazarlık bilgilerinin mümkün olduğunca kendi başlarına ayakta kalabilmeleri adına daha önemli hale gelmiş oluyor.

Sağlık okur-yazarlığı da bu kapsamda. Sağlık okur-yazarlığı, tıbbî bilginin anlaşılıp yorumlanabilmesi ve buna uygun davranılabilmesi olarak ele alınıyor. Bu nedenle sağlık okur-yazarlığı, kişinin kendi sağlığını tanımlayabilmesi, varsa hastalığını bilmesi, sağlığı ile ilgili makul kararlar alabilmesi, sağlık sistemini bilip sistemden istifade edebilme yollarını kavraması şeklinde geniş bir alana denk geliyor. Bu ihtiyaç, yaşlılar için çok daha fazla lazım çünkü “hastalık hastası” pozisyonuna düşmemek için sağlık okur-yazarlığı şart. Ama Türkiye’deki bulgular yaşlıların çoğunluğunun sağlık okur-yazarlığından uzak olduğunu söylüyor. Bu nedenle yaşlılar için “hastane bağımlılığı” riski söz konusu.

Yaşlılar için bir de dijital okur-yazarlık var. Temel bilgisayar kullanımından daha fazlası olarak dijital okur-yazarlık, teknoloji yoluyla bilgiyi bulabilme, değerlendirebilme, organize edebilme ve oluşturabilme yanında bunların hepsini bir bütün olarak kullanabilmeyle ilgili. Bu nedenle dijital okur-yazarlık, teknolojinin yardımıyla sorunları çözebilme ve teknoloji üzerinden etkili iletişim kurabilmeyi kapsıyor. Bu noktada internet kullanımı önemli bir mesele. Türkiye’de internet kullanımı (2023 yılında) yaşlılarda % 40,7 olarak kayda geçmiş durumda. 2018’deki % 17,0’a göre önemli bir ilerleme söz konusu.

Nihayetinde, ister finansal ister sağlık ister dijital okur-yazarlık olsun yaşlıların hayatlarının aktif bir şekilde devam etmesi adına farklı yöntemlerle eğitimlerinin verilmesi gerekiyor. Bu okur-yazarlıkların hızlıca ve sistematik bir şekilde mümkün olabilmesi için Türkiye’de son yıllarda sayıları artmakta olan “tazelenme üniversiteleri/üçünü yaş üniversiteleri” yaşlılar için önemli bir işlev görebilir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.