Bizi Biz Yapan Hikayeler – Rabia Yavuz

Rabia YAVUZ – 27 Kasım 2024

 

Bu soruyla karşılaşmayan yetişkin yoktur. Kendimizi tanıtırken adımızdan sonra ne iş yaptığımız bilgisini de paylaşırız. Hatta bazılarımız için yaptığı meslek isminden daha önce gelir. Kapı zillerine bile isimle beraber ünvanlar yazılır. Kendini tanıtırken önce çalışma hayatında icra ettiği mesleği söyleyenlerle siz de karşılaşmışsınızdır.

Çalışma hayatı yetişkinlik dönemiyle ilgili olsa da çalışmadığımız bir hayat yok. Erken yaşlardan itibaren derslerimize çalışarak yetişkinler dünyasına girdik. Tüm öğrencilik hayatı boyunca da öyle oldu. Sonrasında ya da ona eşlik eden zamanlarda ise edindiğimiz meslek sayesinde çalışma hayatında yer aldık. İş hayatında da okul hayatında zekamızı, değerimizi geleceğimizi değerlendiren o kavramla hep karşılaştık: Başarı.

Başarı ve rekabet yüzünden kendimizi sürekli bir kıyaslama halinde buluyoruz. Okulda öğrenmenin hazzını yaşamaktan iş hayatında üretmenin mutluluğunu deneyimlemekten bizleri alıkoyan bu başarı mitinin hep baskısı altındayız. Bu baskı çocukların, ergenlerin ve yetişkinlerin ruh halini ise olumsuz yönde etkiliyor.

Oysa çalışmak insanın ruh sağlığını korumanın en birincil imkanlarından biri. Benim için, insan olarak neler düşündüğümüz, neler hissettiğimiz ve nasıl davrandığımız arasındaki ince ve genellikle dile getirilmeyen bağlantıları bulmak ve adlandırmaktır çalışmak. Bazen bu bağlantıları fark etmek kolaydır ve hemen zihninizde birleşirler. Bazen belirsizdir bu bağlantılar ve bağ kurmak için daha fazla bağlantıya ihtiyaç duyarım.

Her iki durumda da insan olmanın karmaşıklığına ve güzelliğine şahit olmak, bağlar ve bağlantılar arasındaki ilişkiyi başkalarıyla paylaşmak bana yaratıcıyla bağ kurmanın en güçlü yollarından birini sağlar.

Bağ kurmaya çalışırken bağlandığımız işler bu nedenle çok kıymetlidir. Yetilerimizi ve yeterliliklerimizi anlamlı işler üretmek için kullanmak ise bağlılık gerektirir. Bu bağları zayıflatan zihnimizde bazı bağlantılar vardır. Onlardan bazılarını yazının devamında okurken size de tanıdık geleceklerini düşünüyorum.

İlginizi çekebilir!  Fenerbahçe Ligden Çekilmeli Mi?

 

Benim dışımda herkesin işi var.

Belki de bana uygun bir iş yoktur.

Evet, bir işim var ama pek de önemli değil.

 

Bunlara benzeyen birçok yargı kendi özümüze olan güvenimizi baltalar. Özümüzün çağrısını işitmemizi güçleştirir. Anlamlı bir işle, insanlarla bağ kurma fırsatlarımızı zayıflatır. Özümüze olan güvenimizi zayıflatan yargılar “malı meli”lerden çok yararlanır.

 

Para kazanmalısın, işin anlamlı olması gerekmez.

Bir iş bulup işe yaramalısın.

Herkes işinden memnun değil, buna alışmalısın.

 

Özümüzden şüphe duymanın ve olması gerekenlere uyum sağlamanın karşılığında kendi gücümüzden vaz geçmeye başlarız. Olması gerekenler cümlelerini duymak ve onları aşmak isteyenler için bazı güçlendirici teknikler de yok değil. Bu teknikleri uygulayarak kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı dürüst bir şekilde tanımlayabiliriz.

Bize uygun olan işi bulabilmek için iş dünyasının hangi meslekleri öncelediğine bakmak yerine bizim neyi yapmayı istediğimizi sormalıyız kanaatimce. Çünkü dünyanın asıl ihtiyacı olan işini isteyerek yapan insanlar.

Elbette, ne yapmak istediğimiz sorusuna ikna edici bir yanıt bulmak biraz zaman alabilir. O nedenle keşif sırasında daha spesifik olmak yararlı olabilir. Bizim için anlamlı işin kendi kriterlerimizi yazmak bu keşif sırasında yönümüzü kaybetmekten bizi koruyabilir.

Ne dersiniz? Size ilham veren işlerin bir listesini yapın. Kolay olması ya da para kazandırması bu alıştırmayı yaparken önceliğiniz olmasın. Sadece severek yaptığınız şeyleri düşünün ve yazın.

Bu alıştırmayı yaparken mevcut işinizi bırakmanıza gerek yok. Sadece anlamlı bir işte sizi çeken şeyler neler bunları bulmak kendimizi tanımak konusunda bize çok şey öğretecektir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.