Fatih ÜNLÜ – 12 Kasım 2024
ABD seçimlerinde Demokratlar açık bir yenilgi aldı. Şimdi bunun sebepleri üzerine görüşler öne sürülüyor, sebepler tartışılıyor. Anketler önce Kamala Harris’in önde olduğunu, seçime birkaç gün kala da başa baş, çekişmeli bir seçimin yaşanacağını tahmin ettiği için bu açık yenilginin şoku da bu ölçüde sarsıcı oldu. Bugün biz de bu konu üzerinde biraz duracağız.
“Demokratların derdi bize mi düşmüş, kendileri çalışsınlar, tartışsınlar; bizim burada kafa yormamız gereken çok ciddi sorunlarımız var.” denilebilir. Bu görüş te bazı açılardan doğrudur ama…
Ama insan insana benzediği, toplumlar da belirli ölçüde birbirine benzediği gibi seçimler de bazı açılardan birbirine benzer. Biz de hem bu konuyu merak edenlerimiz olabileceği hem de orada olanlardan yapabileceğimiz çıkarımlar bize de ipuçları verebileceği için bu konuyu ele almaya çalışacağız.
Bu yazıda Demokratların kaybetme sebeplerinin detaylı bir analizini yapmayı amaçlamıyoruz elbette. Bunu -ekonomi, dış politika, göçmen sorunu, söylem tarzı gibi önemli konular dâhil- uzmanlık kuruluşları ve akademik camia yapacaktır. Biz bu yazıda Türkiye için de ipucu verebilecek üç önemli sebebi sıralayıp onlar üzerinde bazı yorumlarda bulunmak istiyoruz.
Demokratların bu seçimi neden kaybettiler, önemli sebepler neler?
1-Ücretli kesimin, İşçi Sınıfının ihmal edilmesi
Demokrat Partili Senatör Bernie Sanders işçi sınıfının, çalışan kesimin ihmal edilmesinin Demokratların seçimi kaybetmelerinde çok önemli bir etken olduğunu söylüyor. Bu kesimin Trump’a ciddi bir destek verdiğine dair işaretler de bu görüşü doğruluyor.
Sanders şöyle diyor:
The working class of this country is angry. They have a reason to be angry.
The very wealthy are doing phenomenally well, while 60% of us are living paycheck to paycheck.
It’s time to get big money out of politics and create an economy that works for the people.
“Bu ülkenin işçi sınıfı öfkeli. Öfkeli olmalarının da (haklı) bir sebebi var.
Yüzde 60’ımız ancak maaştan maaşa geçinebiliyorken, büyük servet sahiplerinin durumu ise olağanüstü derecede iyi.
Artık “büyük parayı” politikanın dışına itip gerçekten halk için çalışan bir ekonomi oluşturmanın tam zamanı.”
Sanders geçmişte Demokratlardan Başkan aday adayı da olmuş önemli bir isim. Bu gözlemleri de ciddi bir yankı buldu.
Evet, işçi sınıfı ve genel olarak ücretli kesim kendi kaygısını çeken, işinin ve yaşam koşullarının muhafazasına çalışan yöneticilere prim veriyor.
Bu ücretli kesimin maddiyata aşırı önem vermesinden kaynaklanmıyor. Zaten bu insanların çoğu nispeten zorlu koşullarda yaşamını sürdürüyor, kendilerini etkileyecek konularda da haliyle çabuk tepki veriyorlar. Dolayısıyla kendi kaygıları çekildiğinde çok çabuk olumlu tepki verirken, kendilerine ve sorunlarına gereken önem verilmediğinde tepkileri de -bir sabır döneminden sonra- çabuk olabiliyor.
Türkiye’de de ücretli kesim ve ücretli kesimin ileri yaşı olan emeklilerin ihmal edilmesi durumunda, bunun seçimlere bir yansımasının olacağı birçok seçimde görülmüştür, nitekim son mahalli seçimlerde de görüldü. Bu bütün siyasi partiler için bir işaret.
Bu kesimin kaygılarının giderilmesi popülizm yapılması gerektiği anlamına da gelmiyor elbette. Haklı talepler -ihtiyaç ta yoğun olduğu için- acilen karşılanmalı ve genel bir verimlilik artışı için de seferberlik gibi birçok program başlatılmalı ve yoğun çaba gösterilmeli.
2-Enflasyonun Önlememesi
COVID sonrası yükselen enflasyon da Demokratların kaybetme sebeplerinden birisi. Bu salgın sonrasında dünyanın birçok yöresinde bir kısmı tedarik zincirlerindeki sorunlardan ve girdi maliyetlerinin artmasından bir kısmı da yapay sebeplerden ve manipülasyonlardan kaynaklanan ciddi fiyat artışları yaşandı.
Bu süreci iyi kontrol edip enflasyonun insanların hayatlarını karartmasına engel olan yönetimler kazandılar. Göstergeler ve yorumlar Demokratların bu açıdan çok başarılı olamadıklarını gösteriyor.
Forbes’in konuyla ilgili haberinde, Biden döneminde enflasyonun ilk 45 ay için yüzde 20.1, Trump döneminde ise yüzde 7.1 olduğu belirtiliyor. Yıllık enflasyon ortalaması da Biden döneminde yüzde 5.4’e, Trump döneminde ise yüzde 1.7’e tekabül ediyor. Tabii bunlar resmi rakamlar, hayat pahalılığının günlük hayata tam nasıl yansıdığını orada yaşayanlar daha iyi bilirler. Bu durumun bu dönem için Demokratların ekonomiyi iyi yönetemedikleri algısına katkıda bulunduğu aşikar görünüyor.
3-Söylem ve Yaklaşıma İlişkin Sorunlar
Başkanlık yarışını kazanan Cumhuriyetçi Donald Trump’ın bazen “deli dolu” bir söylem tarzının olduğu biliniyor. Bunu sevenler de sevmeyenler de vardır şüphesiz.
Ama Demokratlar açısından bu seçim için -bazı durumlar özelinde- ciddi bir söylem ve yaklaşım sorununun ortaya çıktığı görülüyor.
Gazze’de yaşananlar ne yazık ki bunun acı bir örneği. Özellikle ilk başta Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın İsrail yönetimiyle özdeşleşen söylemleri, katliamın madden sürekli desteklenmesi ve katliamı protesto edenlere karşı aşırı güç kullanımı gibi birçok unsur bu dönem Demokratlara çok ciddi darbeler vurdu. Bu konu ayrı bir yazıda detaylı ele alınması gereken önemli bir konu olduğu için bu yazıda detaylara girmeyeceğiz.
Söylem sorunuyla ilgili bir başka örnek te Joe Biden’ın, Donald Trump taraftarı komedyen Tony Hinchcliffe’nin ırkçı bir söylemine cevap verirken yaptığı ciddi gaf.
Hinchcliffe ABD’ye bağlı Porto Riko için “yüzer çöp adası” tabirini kullanınca Biden de şu cümleyi serdetmiş:
“The only garbage I see floating out there is his supporters — his — his demonization of Latinos is unconscionable, and it’s un-American.”
“Benim yüzdüğünü gördüğüm tek çöp onun destekçileri -onun- onun Latin kökenlileri şeytanlaştırması asla vicdana sığmaz ve Amerika’ya da hiç yakışmaz.”
Bu cümleden Trump destekçileri için “çöp – garbage” iması çıkınca, Beyaz Saray bu cümlenin tonunu biraz değiştirmeye çalışmış ve Harris de “garbage” tabirine katılmadığını belirtmiş ama bu söz Trump’ın da üzerine gitmesiyle seçmenlerde menfi bir etki bıraktı.
Ayrıca, Kamala Harris’in Başkan adayı olduktan sonra Cumhuriyetçilerin keskin söylemlerinden bir kısmını kendi görüşlerini aktarmakta kullandığı da söyleniyor ama bu da fazla işe yaramamış veya kısmen ters tepmiş gibi görünüyor.
Tüm bunların Ülkemize bakan birçok yönü var. Umarız siyaset dünyamız bunları detaylı olarak değerlendirecektir.
Allah’a emanet olun.
İsrailin genişlemesi ve daha da büyümesine destek vermesi gibi bir endişem var. Trump savaşı bitireceğim diyor ama, ben pek ihtimal vermiyorum. Irak ve Suriyeden askerlerini çekse bizim için bu da yeter ama ABD derin devleti buna izin verir mi bilmem.
Kısa ve öz bir yazı👏