Haydar AS – 06 Kasım 2024
Türkiye Cumhuriyeti’ne baş kaldıran hainlerden bahsederek;
“Çok iyi bilsinler ki… Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, Denizler, Sakineler ne yaptıysa Kürt halkı, Türkiye halkları da onların yaptıklarını yapacaktır”
Kim söylüyor bu sözleri?
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, görevden el çektirilen belediye başkanı için düzenlenen mitingde söylüyor.
Hem de, demokrasinin ve özgürlüklerin olmadığını iddia ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ilinde söylüyor.
“Denizler”den kastı Deniz Gezmiş ise, bunu ayırarak söylemek istiyorum ki, bahsettiği bütün isimler emperyal güçlerin birer maşası olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı başkaldırmış, isyan başlatmış ve savaş açıp bölücülüğe soyunmuş hainlerden başkası değillerdir.
Dünyanın hangi demokrat ve özgür ülkesinde bu tür açıklamalar yapanın yanına kâr kalabilir merak ediyorum doğrusu.
Bir başka isim, DEM Parti Mardin İl Eş Başkanı;
“Kendi mahkemelerimizi kurup kayyumları yargılayacağız” diyerek başkaldırının günümüz versiyonu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Adam kafasında devleti kurmuş yargılamaya bile başlamış!
Bu bölücü hainler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu tür tehditlere pabuç bırakmayacak kadar güçlü ve kudretli olduğunu ısrarla anlamamaya çalışıyorlar.
Biz her defasında DEM Parti’yi Türkiye partisi olmaya davet ettikçe onlar ısrarla bölücü dile ve tehditlere sarılıyor maalesef.
Fakat asıl üzücü olan, ülkenin ana muhalefet lideri Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı olma gayretleri içerisine giren İmamoğlu’nun bunların kuyruğuna takılmış olmaları.
Burada CHP’nin kurumsal kimliğini ayırmak istiyorum, çünkü partililerin büyük bölümü bu olup bitenlere çok tepkili ve öfkeliler.
Mahalli seçimlerde elde ettikleri yükselişi, kendi siyasi ikballeri uğruna maalesef hızla eritme içerisine girdikleri her kesim tarafından dile getirilmektedir.
Hele, Sayın Bahçeli’nin DEM Parti’ye yönelik uyarı ve tavsiyelerine, DEM Parti’den önce bu ikilinin ses vermesi, tepkilerin miladı olarak görülmektedir.
Her fırsatta Atatürk’ün partisi olduklarını vurgulayan bu muhteremlerin, Atatürk’e karşı başkaldıran Seyit Rıza ve Şeyh Sait’i öven söylemler karşısında dut yemiş bülbüle dönmeleri acziyetlerinin en büyük göstergesidir.
Önce Esenyurt sonrasında Mardin, Batman ve Halfeti’de görevden el çektirilen belediye başkanları için düzenlenen ortak mitinglerde dikkatinizden kaçmadığını tahmin ettiğim bir gelişme yaşanmakta.
Halkı sokağa davet ederek kaosu ve anarşiyi hortlatma amacı güden mitinglere örgütlü olarak getirtilen birkaç yüz kişi dışında yerel halkın ilgi göstermediği gerçeğidir.
Bu işin sevindirici tarafı, tüm kışkırtıcı söylemlere itibar etmeden, kardeşçe birlik ve beraberlik içerisinde yaşama arzusunu göstermektedir bizlere.
Kayyum atamalarına gelince, aslında bu kayyum işinin eş başkanlık adı altında önceden Kandil tarafından yapıldığı bölge halkının bildiği bir gerçektir.
Siz Mardin Belediye Başkanının Ahmet Türk olduğunu sanırsınız ama tüm kararlar Kandil referanslı eş başkan tarafından verilir. Hatta Ahmet Türk’ün belediye binasına bile giremediği iddia edilmektedir.
Bunu en iyi bilen yerel halk dikkat ederseniz umursamaz bir tavır içinde, hatta atanan kayyum tarafından kentlerinin daha iyi bir şekilde bayındır olması için içten içe sevinç içinde olduklarından da eminim.