Rabia YAVUZ – 01 Kasım 2024
Nietzsche’ye göre, nedeni olan, nasıl sorusunun bir yolunu bulur. Belirlenmiş ve seçilmiş bir nedene sahip olmak motivasyonumuzu korumak ya da artırmak konusundaki en önemli kaynağımızdır. Net bir nedenimiz olduğunda hedeflerimizin önünde duran engellere karşı daha esnek ve daha dayanıklı yaklaşabiliriz. Bu nedenle motivasyon eksikliği ya da kaybıyla karşı karşıya kaldığımızda nedenlerimizi anlamak çok önemlidir.
Sabah yataktan kalkma nedeniniz nedir? Bizi yataktan çıkaran amacımız ne kadar güçlüyse hedefe doğru ilerlemenin ödülü de zihnimizi hedeflerimizden uzaklaştırabilecek her türlü olası şeyden daha ağır basar. Çeldiricileri tanımak önemlidir, çünkü telefonumuza gelen bir bildirimden tutun da yeme bozukluğuna kadar her şey bizi hedeflerimizden uzaklaştırabilir.
Güçlü amaca sahip olmak bizleri hedeflerimizden uzaklaştırabilecek çeldiricilere karşı sağlam durmamıza yardım etmenin yanında amaca dönük yolculuğumuzda karşımıza çıkacak olan mücadelelerde büyük resmi aklımızda tutmamızı da sağlar. Çalışmalara bakılırsa güçlü bir amaç duygusu ile eylemlerini tutkulu bir şekilde yapmak arasında sağlam bir ilişki var. Güçlü bir nedeni olanlar sadece nasılların yolunu bulmaya kararlı olmuyor aynı zamanda işlerini de tutkuyla yapıyor.
Steve Jobs’un “Tutkunuzu takip ederseniz başarılı olursunuz” dediğini ilk duyduğumda, başarılı ve şanslı birinin kolayca söyleyebileceği basit bir cümle olduğunu düşünmüştüm. Ancak amaç edindiğim mesleğimi yapmak için kariyer değişikliği yaptığımda bu sözün asıl anlamını kavradım.
Tutkuyla yaklaşmak hayata kritik bir öneme sahip zira işler zorlaştığında -muhakkak zorlaşacaktır- motivasyonumuzu koruyan şey tutkumuzdur. Zaten bir şeyi tutkuyla yapmak güçlü bir amaca sahip olduğunuzun ifadesi değil midir? Steve Jobs’un başarısı bir sonuçtu tutkusunun onu götürdüğü yolun sonunda. Lakin hedef başarılı olmak olduğunda sonuç tutkuyla eylemde bulunmak olmayabiliyor.
O nedenle hedefimiz belirli bir noktaya gelmek, belli bir puanı yakalamak ya da belli miktarda para kazanmak olduğunda motivasyonun doğasını ıskalamış oluyoruz. Zira bu yaklaşım sürdürülebilir olmuyor. Amaç ve anlam yoksunluğu yaşadığımızda bunun hem fiziksel hem zihinsel hem de duygusal olarak sorunları ile baş başa kalıp kendimizi tükenmiş bir halde bulabiliyoruz.
Motivasyonlarımızın altında yatan nedenleri tanımak için önce kendimize karşı tamamen dürüst olmamız gerek. Hayattan gerçekten ne istiyoruz? Bunları isteme nedenlerimiz gerçekte ne? İsteyen ben miyim yoksa çevremdeki insanlar mı?
Bu soruları beyninize bir tohum gibi ekin ve orada filizlenmeye bırakın. Tohumu beslemeyi de sakın unutmayın.