Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 2024
Önceki bölümde Büyük Selçuklulara tabi olan Zengiler ve Erbil Atabeylikleri özetlenmişti. Bugün ise Dımaşık (Şam) Atabeyliği ele alındı.
Dımaşık (Şam) Atabegliği (Böriler: 1128-1154): Suriye Selçuklularının ortadan kalkmasıyla Dımaşık’da Atabeg Tuğtiğin’in kurduğu hanedanlığa Börîler de denir. Tuğtigin, hizmetinde olduğu Sultan Alp Arslan’ın oğullarından Tutuş tarafından, ağabeyi Melikşah’ın vefatı üzerine 1093’te gittiği Diyarbakır’da oğlu Dukak’a atabeg tâyinle Silvan valiliğine gönderdi. 1095’te Sultan Berkyaruk ile savaşta Tutuş öldürülürken Tuğtiğin esir düşse de esir mübadelesinde serbest bırakıldı. Tutuş’un oğlu Dukak da Dımaşık’da hükümdarlığını îlân etti. Dımaşık’a geldiğinde Tuğtigin sevgi gösterileri ile karşılandı ve kendisine ordu komutanlığı verildi.
Diyarbakır tarafında Haçlılarla mücadele ederken hastalanan Dukak, Tuğtiğin’i küçük yaştaki Tutuş’a atabeg tâyin ettikten bir süre sonra 1104’te öldü. Bir süre sonra Dukak’ın oğlu da ölünce idareyi ele aldı. Haçlılarla mücadeleyi sürdüren Tuğtigin, 1108’de Taberiyye üzerine yürüyerek Haçlıları hezimete uğrattı. Kudüs Kralı I. Baudouin ile 10 yıl süreyle geçerli, daha çok mâlî- ticarî konuları ihtiva eden bu anlaşma 1113’e kadar kadar sürdü. Daha sora da Selçuklu ve Artuklu Beyliği kuvvetleriyle birlikte Haçlılara karşı mücadeleye tekrar başlayan Tuğtigin, bir ara Sultan Muhammed Tapar ile arası açılsa da Bağdad’a giderek arayı düzeltti. İlgazi ve Dilmaçoğlu Toğan Arslan’la birleşerek, 1119’da Ensarib ve Zerdana kalelerini fethetti.
Musul atabeği Aksungur Porsuki ile birlikte Mayıs 1125’te El-Azzz’da Haçlılarla karşı muharebede kaybettiler ama Tuğtiğin, Ocak 1126’daki Merc Suffer’de Kudüs kralı ile savaşı kazandı. Ardından 20 yıldır Tuğtiğin’in elindeki Rafeniyye, kısa süren kuşatma sonunda Haçlıların eline geçti. Atabeg Tuğtiğin, 1128’de Şam’da vefat edince yerine oğlu Böri geçti.
Böri Tiğin zamanında en ciddi sorun Batınilerdi. Şam’daki batınilerin, şehrin kapılarını açmak ve karşılığında da Sur’u almak için Haçlılarla anlaştıklarını haber alan Böri, Batınilerle yakın ilişkideki vezirini öldürttü, halkın da katılımıyla başlattığı temizlik sonucunda 6.000-20.000 arasında Batıni öldürüldü. Bir diğer sorun da Musul Atabeği İmadeddin Zengi olup, Zendi hile ile Böri’yi zayıf düşürerek, Eylül 1130’da Şam’a bağlı Hama’yı zaptetti. Batıniler de, bir fırsatını bularak 1131’de Böri’yi yaralayarak ölmesine sebep oldular. Böri’nin yerine geçen oğlu İsmail, kardeşi Muhammed’i itaati altına aldıktan sonra Haçlıların elindeki Banyas’ı aldı.
Musul-Atabegliği’nin, Haçlılar ve Abbasilerle mücadelelerinden istifadeyle daha önce Zengi’nin hâkimiyeti altına giren Hama’yı Ağustos 1133’te geri aldı. Kudüs kralı Fulk, Şubat 1135’te Musul hâkimi Atabeg Zengi’ye başvurarak şehri teslim etmek isteyince asker ve halk tarafından öldürüldü. Yerine kardeşi Şihabeddin Mahmud geçse de Zengi Şam’ı kuşattı. Ancak Halifenin, Zengi’den Musul’a dönmesini istemesi üzerine anlaşma yapıldı.
1137’de Atabeg Zengi, 1150 ve 1151’de Halep Atabeği Nureddin Mahmud, Şam’ı kuşattı ise de başarılı olamadılar. Ancak 1154’te Nureddin Mahmud Nisan 1154’te şehri ele geçirerek Şam Atabegliği’ne son verince bir Türk atabeyliği bir Türk atabeyliğince söndürülmüş oldu.
Sanat ve Kültür: Şam Atabegliği emirleri, başkent Şam’da mescidler, medreseler, hastaneler ve hamamlar inşâ ettirdiler. Yeni mahalleler, üretim bölgeleri kurup su kanalları yaptırdılar. Şam’ın ilk hastanesi Melik Dukak zamanında yaptırıldı. Mescid-i Hatûn Zümürrüd olarak bilinen medrese de dahil medreselerde dini ve fen ilimleri okutuldu. Sadırıyye, Eminiyye, el-Medreset-ül-Muiniyye, Medreset-ül-Hatuniyye ve Caruhiyye Medresesi, bunlar arasındadır.
Şeyh Burhaneddin Ebü’l-Hasen, Ali el-Belhi, Şeyh Şeref-ül-İslam Abdülvahid, Necmeddin eş-Şirazi, Zeynüddin el-Fattali, Cemaleddin İbn-ül-Müslim es-Sülemi, Kadı’l-kudat Müntehibeddin Ebü’l-Meali Muhammed gibi büyük alimler Böriler döneminin ünlü âlimleridir. İki büyük tarihçi İbn-i Kalanisî ve İbn-i Asakir de bu atabeylik zamanında yetişmişlerdi.
Buraya kadar özetlenen Büyük Selçuklular ile tabi devletler ve atabeyliklerin tarihinden de anlaşılacağı üzere Türkler, Irak ve Suriye’ye Osmanlı’dan çok daha önce var olmuşlardı.
Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-46” ile devam edecektir.