haydar as çiftçi

Haydar AS – 23 Ekim 2024

 

FETÖ elebaşının ölümüyle ilgili elbette ki yazmayacağım. Oldum olası bu tür oluşumlara mesafeli olduğumdan dolayı benim için bu tür vatan hainleri hep yok hükmündedir.

Adalet önünde hesap vermesini çok isterdim ama ilahi adaletten kaçamayıp yüce Allah’ın huzurunda hesap vereceği için bir nebze olsun huzurluyum.

Şimdi gelelim gerçek gündemimize…

22 Ekim olumlu mu yoksa olumsuz mu olur fakat siyasi hayatımızda bir milat olacağı kesin.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün grup toplantısında yapmış olduğu konuşmalar şüphesiz Türk siyasi tarihinde yerini alacaktır diye düşünüyorum.

Devlet Bey bu konuşmayla büyük bir risk alarak yine kendisine münhasır olan “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” sözünü bir kez daha ispatlamıştır.

Bir defa, gerek Sayın Bahçeli, gerekse Milliyetçi Hareket Partisi’nin “Ülkede Kürt sorunu yoktur ülkede terör sorunu vardır” sözünü hepimiz bir çok defa duymuşuzdur.

Kürtleri terör örgütü PKK ile hiçbir zaman birlikte görmeyen, PKK’nın Kürt diye bir kaygısı olmadığını her zaman dile getiren parti MHP’dir.

Fakat kışkırtıcı politikalarla ülkenin birlik beraberlik ve kardeşlik ruhunu dinamitlemek isteyen aktörler her zaman sanki Kürt-Türk çatışması varmış gibi nifak tohumları saçmaya devam ettiler.

Hatta dünkü konuşmasında yine vurgulayarak;

“Türkiye Cumhuriyeti devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim” diyerek, terör örgütüne karşı hep birlikte Türkiye olarak karşı durmamız gerektiğini vurgulamıştır.

Konuşmasının devamında;

“Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır” diyerek kardeşlik vurgusunu bir kez daha yapmıştır.

Gelelim bebek katili Öcalan’a…

Terörist başı Öcalan’ın terör örgütü üzerinde yaptırım gücünün eskisi gibi olmadığı kanaatindeyim.

Özellikle Suriye’de bulunan terör örgütü mensupları artık Öcalan’ın kontrolünden çıkmıştır diye düşünüyorum .

Amerika’nın emrinde çalışan ceplerini tomar tomar dolarla dolduran teröristlerin, Öcalan’ın “silah bırakın” uyarısını pek dikkate alacaklarını sanmıyorum.

Peki Devlet Beyin benim bile tahmin ettiğim bir sonucu bilmemesi mümkün mü sizce?

Bunun için yirmi gün öncesine gitmekte fayda var.

Hatırlayacağınız gibi, Devlet Beyin Genel Kurul’da DEM Partililerle tokalaşma girişimi sonrası yaptığı açıklamada terör örgütüyle aralarına mesafe koysunlar, Türkiye partisi olarak siyaset üretmeleri başta Kürtler olmak üzere tüm Türkiye’nin yararına olur demeye getirmişti.

Devamındaki grup toplantısında ise “tek taraflı ve ön şartsız silah bırakılması”nı vurgulamıştı.

Bunun üzerine DEM Partililer her zaman olduğu gibi yine İmralı’yı işaret ederek çözüm adresinin terörist başı olduğunu bir kez daha dile getirdiler.

Sayın Bahçeli’nin ise dün, İmralı canisinin artık örgüt üzerinde bir etkisinin olmadığını ispat etmek için böyle bir konuşma yaptığı kanaatindeyim.

Yani terör örgütüne silah bıraktırıp örgütü dağıtabiliyorsan gel DEM Parti grup toplantısında konuş.

Bunu başaramayacağına göre mecliste yapacağı konuşma da olmayacak demektir.

Yani sizin anlayacağınız bu sorunun çözümünde Öcalan’ı devre dışı bırakıp siyasi muhatapları ile yani DEM Parti ile konuyu tartışmak ve ortak akıl belirlemek gayretlerinin bir sonucu diyebiliriz.

Kimse bebek katilinin Meclis’te konuşma yapacağı hayaline kapılmasın yani!

Fakat gerçek olan bir şey var ki, Sayın Bahçeli’nin gayretlerinin nedeni, tehlike burnumuzun dibine kadar gelmiştir, olası bir vekâlet savaşına maruz kalmamamız için safları sıkı tutmanın zamanı gelmiştir.

Kardeşçe huzur içinde güçlü bir Türkiye’de bir arada yaşamak için hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor.

(Değerli dostlar yazı çok uzayacağından sizlerin değerli zamanını almamak adına bir sonraki yazımda devam edeceğim)