büşra as

Büşra AS – 21 Ekim 2024

 

İnsan ilişkileri hepimizin hayatında çok önemli bir yer kaplıyor. Hayatımızın her alanını idare etme ihtiyacı duyduğumuz gibi kurduğumuz ilişkileri de ustalıkla iyi yürütmek oldukça meşakkatli bir yolculuk. Tarihten beri insan ilişkileri bir ilim olarak görülmüş, bu konuya dair birçok disiplin ve anlayış geliştirilmeye çalışılmıştır. Dünya’da olan biten birçok şey tamamen insan ilişkileri üzerine kurulu. Savaşlar, anlaşmalar, sağlık, bilim gibi faktörler ancak ustalıkla yönetilen bir ilişki ile yönetilebilir.

Bireysel hayatımızda da insan ilişkileri başlığı altında odaklandığımız birçok ilişki var. İş arkadaşlarımızla, ailemizle, komşumuzla ve eşimizle kurduğumuz ilişki bireysel hayatlarımızı ciddi şekilde etkiliyor. Herkes bu ilişkileri huzurlu bir şekilde devam ettirmek ister. Hayat bu kadar stresli ve yorucuyken en azından insan ilişkilerimizin iyi olması yaşama sevincimizi arttıracaktır.

Ülkemizde  ”Psikolojik İyi Oluş” üzerine yapılan araştırmalar eşlerin iletişim kalitesinin; iş hayatlarını, psikolojik durumlarını, sosyal yaşamlarını etkilediğini gösteriyor. Bu etkiler iletişim kalitesi arttıkça olumlu sonuçları, iletişim kalitesi azaldıkça olumsuz sonuçları doğruyor. Eşler arasında ki uyumsuzluklar aynı zamanda çocukları, bireylerin ailelerini, iş hayatındaki verimi ve psikolojik sağlamlıklarını da bozuyor. Eğer eşiniz ile ciddi problemleriniz varsa ”Bunu kimseye yansıtmıyoruz, biz alıştık. Çözmemize gerek yok.” gibi düşünceler yanlış olacaktır. Çünkü çevremizdekilere bu uyumsuzluklar, biz belli etmemeye çalışsak dahi yansıyacaktır. Özellikle çocuklar sorunları fark etme noktasında oldukça yüksek algılama yeteneğine sahiptir. Yani oynanan mutluluk oyunları çocuklara pek te inandırıcı gelmemektedir.

Sorunların nerden kaynaklandığını bilmek bizi güçlendirir. Bu yazımızda eğer eşiniz ile aranızdaki iletişim sorunlarının kaynağını fark edebilirseniz çözüm için bir başlangıç yapma şansı elde edebilirsiniz. Eşler arasında ilişki problemlerine neden olan bazı davranışlar vardır. Bu davranışlar sizin ilişkinizde var mı? Bunları düşünerek ve fark ettiklerinizi  birlikte tartışarak çözüm sürecini başlatabilirsiniz.

PSİKOLOJİK ŞİDDET: Yargılama ve Aşağılama

Çoğu kişi şiddeti fiziksel davranışlara indirgese de fiziksel davranışlar dışında dolaylı yollarla şiddet uyguluyor veya şiddet görüyor olabilir.

Karşımızdakini aşağılamak,

Başarılarını takdir etmemek,

Küçüksemek,

Özellikle sosyal ortamda kendisi ile ilgili rahatsız olacağı konulardan konuşmak,

Ailesini eleştirmek-hakaret etmek psikolojik şiddete örnek olarak gösterilebilir.

NİYET OKUMA: Eşinin Yerine Onun Düşüncelerini Tahmin Etme

Bazı çiftlerin en yakındıkları konu niyet okumadır. Niyet okuma karşımızdakinin gerçek fikrini öğrenmeden kendi çıkarımlarımızla yaptığımız analizlerdir. Şöyle bir örnek verelim; eşiniz sizi gün içinde hiç aramadığında önünüzde birkaç düşünme seçeneği olur veya siz onu arayıp neden aramadığını öğrenmeyi tercih edebilirsiniz. Eğer onu direk arayıp neden böyle yaptığını sorarsanız gerçek nedeni öğrenmiş olursunuz, bunun yerine ona sormayıp ”beni aramıyor çünkü beni sevmiyor, aramıyor çünkü bana değer vermiyor” gibi düşüncelere kapılırsanız karşınızdakinin niyetini okumuş olursunuz. Yani kendi fikrinize göre onun davranışının sebebini analiz etmiş olursunuz. Bu analizde akılcı bir düşünce olmadığı için genellikle gerçeği yansıtmaz, çiftler arasında yanlış anlaşılma ve tartışmalara neden olur.

DİYALOG KURMAMA: Farklı İşlerle İlgilenme

Çiftlerin kurdukları yuvada kendilerini ait oldukları yerde hissetmeleri için birlikte birçok paylaşım yapmaları gerekir. Birlikte aktiviteler yapmak, güncel konuları tartışmak, akraba ziyaretleri yapmak, davetlere beraber katılmak çiftler arası iletişimi güçlendirir ve birbirlerini daha kolay anlamalarını sağlar. Eşinizle böyle bir yaşam tarzınız yoksa evlilikte kuracağınız uyumda azalacaktır ve bu durum son derece tehlikelidir. Bu alışkanlığı değiştirmek evliliğiniz için güzel bir başlangıç olacaktır.

ZAMAN AYIRMAMA:  Baş başa Kalmak İçin Çaba Göstermeme

Eşler bazen baş başa kalamadıkları için bazı gerekçeler sunarlar. Bunların çoğu bahaneden ibarettir. Kişi ne kadar yoğun ve yorgun olursa olsun birlikte vakit geçirmek için çaba göstermelidir. Birlikte geçirilen vakit imkana göre ayarlanabilir. En küçük çaba bile eşiniz tarafından fark edilir ve aranızdaki yakınlığı pekiştirir. Bazen küçük bir hediye, bazen verilen bir destek ya da söylenen güzel bir söz de bu çabaya dahildir.

Sonuç olarak hayatta iş, sosyal ortam, aile ne kadar önemli ise eşler arasındaki ilişkide son derece önemlidir. Başta belirtildiği gibi eş ilişkisinin iyi olması zaten hayatımızın geri kalan insan ilişkilerini de iyi yönde etkileyecektir.