celalettin yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 16 Ekim 2024

 

Önceki bölümde Büyük Selçukluların son iki sultanı Muhammed Tapar ve Sencer dönemi özetlendi. Bugün ise Büyük Selçuklu’ya bağlı diğer Selçuklu meliklikleri (devletleri) ele alındı.

Sultan Sencer’in 1157’ de ölümü ile Büyük Selçuklu Devleti de tarih sahnesinden çekildi. Büyük Selçuklulara bağlı devletler (meliklikler) ve atabeylikler şöyle idi: Irak Selçukluları, Kirman Selçukluları, Suriye Selçukluları, Anadolu Selçukluları, Fars Atabeyliği (Salgurlular), Azerbaycan Atabeyliği (İldenizoğulları), Erbil Atabeyliği (Beg-Teginoğulları), Şam Atabeyliği (Böriler), Musul Atabeyliği (Zengîler). İlaveten Anadolu’da kurulan ilk beylikler de bulunuyordu. Melikliklerden başlayarak bu tarihi zenginlikle devam ediyoruz.

Irak Selçukluları (1119 – 1194): Melikşah’ın ölümü (1092) ile başlayan taht kavgaları ve Türk liderleri arasında görüş birliği olmayışı başarıyı önledi. Yerine geçen oğlu Mahmud (1118-1131)’a karşı büyük amcası (Sultan Melikşah’ın oğlu), Horasan Meliki, Sencer kendini Selçuklu Sultanı ilân ederek (1119-1157), Mahmud’u himâyesine aldı. Mahmud, “Irak ve Horasan Selçuklu Devleti” Sultanı olarak devam edecek, Sencer de Büyük Selçuklu’nun Sultanı oluyordu. Başkent ise Merv şehri idi.

Gürcüler 1120 yılında, Kıpçaklarla birlikte Tiflis’e yakın bir yerde başlarında Arran Meliki Tuğrul, atabegi Gündoğdu, Artuklu İlgazi, Mezyedl Emlri Dübeys b. Sadaka’nın bulunduğu Türk ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattılar. Daha sonra da Tiflis’i ele geçirip 1121’de korkunç bir şekilde yağmaladılar. Sultan Sencer, kendisiyle savaşmaktan çekinerek Azerbaycan’a gitmekte olan yeğenleri Melik Mesud ve Selçuk Şah’ı Dlnever yakınlarında bozguna uğrattı. Mesud’u çağırıp ona merkezi Gence olan Arran’ı, Tuğrul’a da Irak Selçuklu tahtını teslim etti.

Mesud’dan sonra Sultan Mahmud’un oğlu Melikşah tahta çıkarıldı. Hükümdarlık yapacak kabiliyette olmadığından yerine ağabeyi Muhammed geçirildi.  Tarihte iz bırakamayan hükümdarların ardından Sultan III. Tuğrul Şah’ın 1194’da bugünkü Tahran yakınındaki Rey muharebesinde Harezmşah Tekiş tarafından yenilip katledildi. Ülke toprakları Harezmşahlar ve İldenizliler arasında paylaşılırken Irak Selçukluları da tarihin sayfalarına karıştı.

Kirman Selçukluları (1092-1187): Selçuklular, Dandanakan Savaşı (1040) sonrası büyük bir kurultay toplamışlar ve Türklerdeki hâkimiyet telakkisine uygun olarak o zamana kadar ele geçirilmiş ve ilerde zapt etmeyi düşündükleri toprakları hanedan üyeleri arasında bölüşmüşler, Tabes vilayeti ile Kirman bölgesi ve Kuhistan havalisi Kavurd’a verilmişti. Kirman eyaletine Selçuklu akınları 1042-43 döneminde başladı. Ardından Melik Kavurd beş-altı bin atlı ile kendisine ayrılmış olan Kirman bölgesine geldi. Büveyhilerin hâkimiyetindeki Kuzey Kirman (Serd-sir) 1048’de Kavurd’un idaresi altına girince Kirman Selçukluları Devleti kuruldu.

Aynı dönemde Arabistan yarımadasının doğu ucu Uman (Umman)’da Büveyhilerin idaresindeydi. Kavurd daha sonra dikkatini Umman’a çevirdi ve Hürmüz emiri Bedr İsa Caşu’nun sağladığı gemilerle Umman sahillerine doğru yelken açtı. Böylece Kavurd idaresi altındaki gemilerle, Selçuklu tarihinde ilk deniz aşırı seferini gerçekleştirdi. Neticede Kavurd Umman’a hâkim oldu. Umman’dan sonra Kirman’ın batısında ve komşu eyalet olan Fars üzerine yürüdü. Fars bölgesine o sırada Şebankare emirlerinden Fazluye hâkimdi. Kavurd bölgenin merkezi Şiraz’a yürüdüğünde Fazluye şehri terk etmişti. Kavurd, Cehrem Kalesi’ne sığınan Fazluye’ye karşı etkili olamayacağını anlayarak Şiraz’a döndü. Böylece Fars bölgesinde Selçuklu hâkimiyeti Kavurd tarafından tesis edilmiş oldu.

Birkaç kez Melikşah’la taht kavgasına giren Kavurd, 1073’te kendi yayının kirişiyle boğularak katledildi. Daha sonra evlatları Kirman bölgesinde Sultan Sencer’in ölümüne kadar Büyük Selçuklu’ya bağlı kaldılar. Irak Selçukluları iç karışıklığa düştüğünde Kirman’da da hanedan mensupları arasında anlaşmazlık başladı. 1157’den sonra bir süre Gurlulara tabi oldu. Melik Muhammed-şah II döneminde Oğuz başbuğu Dinar tarafından işgal edilerek tarihe gömüldü.

Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-42” ile devam edecektir.